Hayat bu kadar zor olmak zorunda mıydı? Benim için iyi olan hiç bir şey yok benim için sadece kötü şeyler var. Neden ben mutlu olmayı beceremiyorum? Neden hayatım bir boktan ibaret? Neden? Cidden, keşke geberip gitsem diye düşünüyorum. Geberip bu boktan hayattan kurtulsam. Kaybedeceğim hiçbir şey yok. İşte bu yüzden, çünkü yalnızım. Yalnız. Yalnız. Kafamın içinde sadece bu kelime var. Neden yalnızım diye hiç düşünmeyen ben zor zamanlarda kendini iyi hissedebileceği kişiler arıyor. Benimde bir arkadaş bir kardeş ve ya yanımda durabilecek herhangi biri farketmez. Birisine ihtiyacım var sadece. Şimdi bu odada kapana kısılmış gibi hissediyordum. 4 saattir bu odada duruyordum ve hâlâda titremeye devam ediyorum. Islak olan kıyafetlerim çok azda olsa kurumuştu. Oturduğum yerden kalkıp etrafa bakındım. Her şey beyaz örtüyle kaplanmış duruyordu. Dolabın içine baktığımda bir kaç tane bana uygun kıyafet görmüştüm ama o adi herifin eşyalarına asla dokunmazdım. Kapağı kapatıp kapıya yöneldim. Kulağımı hafif kapıya dayadığımda içerden ses gelmeyince ses çıkartmayacak şekilde dışarı çıktım. O adamın yüzünü görmek istemiyordum. Titreyen ellerime baktığımda hasta olacağım diye korkuyla etrafa bakındım. Kimse gözükmeyince parmak uçlarımla yürümeye başladım. Aşağı indiğimde sonunda çıkış kapısına gelebilmiştim. Artık titreyen vücudum yürememi zorlaştırmaya başlıyordu. Kapıyı açmaya çalıştığımda kilitli olduğunu fark ettim. Şimdi boku yemiştim. Ne kadar çok zorlasamda bir türlü açamamıştım. Kapıyı tekmeliyor, bagırıyor, ağlıyordum. Ama bir türlü bu lanet evden çıkamıyordum. Tüm enerjimi kullanmış olmalıyım ki başımın ağrısı çoğaldıkça çoğalıyor, gözüm kararıyordu. Duvara dayanıp aşağı doğru kaydım. Ayaklarımı vücuduma çekip gözlerimi kapadım.
Gözlerimi açtığımda alnımdaki elle yatar pozisyondayken hızla ayağa kalktım. Tuna karşımda bana şaşırmış halde bakerken benim öfkeden gözüm hiç bir şey görmüyordu.
"Pislik, adi şerefsiz !"
Bütün sesim odayı inletirken sakin yüzü aniden değişmiş daha sert bakıyordu. Ben de istifimi bozmadan ona bakıyordum.
" sözlerine dikkat et!"
Alaycı bir tavırla gülmeye başladım. Anlam veremiyormuşcasına gözlerini bile çekmeden bakmaya devam ediyordu. Sonunda eski yüz ifadem yerine geldiğinde konuşabilmiştim.
"Asıl sen davranışlarına dikkat et "
"Nasıl davranacağımı sana sormayacağım tabiki"
"Beni yere fırlatırken çok mu zevk aldın lan ha? Bu benim vücudum ve vücuduma hiç bir şey yapamazsın anladın mı? "
Bir şey demesine izin vermeden odadan çıktım. Dış kapıyı açmayı başarmıştım sonunda. Dışarı çıktığımda Allah'a şükrettim. Bilmediğim sokaklarda gezip duruyordum. Herseferinde aynı yere gelip duruyordum. Sonunda daha fazla dayanamayıp karşıda duran parka gidip salıncağa oturdum. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Sessizce akıttığım gözyaşlarıma hıçkırıklarımda eşlik etmeye başlamıştı. Son zamanlarda çok şey yaşıyordum ağır geliyordu artık tüm olanlar.
Sonunda ağlamam kesildiğinde yanımdan gelen seslerle tedirgin oldum. Kafamı çevirdiğimde Tuna yanımdaki salıncağa oturmuş yere bakıyordu. Kafasını kaldırdığında gözlerimizin buluşmasıyla kafamı çevirdim. Ayağa kalkmaya yeltendiğimde bileğimden tutup geri otutturdu.
"Ne var Allah'ın cezası ne istiyorsun"
"Açıkça konuşacağım özür dilemekten hiç hoşlanmam. Tamam yaptığım şey hataydı ama özür dilememi bekleme"
"Beklemiyorum zaten"
Tek kaşını havaya kaldırıp gözlerini gözlerime dikti.
"Bu kadar çabuk kabul edeceğini tahmin etmemiştim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sözleşme
ChickLitMutluluk benim için çok uzaklardaydı. Annemin ölümünden sonra benim için Mutluluk denen bir kelime hayatıma ebediyen uğramadı. Benim için adece hasrat,hüzün kalmıştı. Şuan tanımadığım bir adamla birlikte kalıyordum sırf şerefsiz babamın borcu yüzünd...