5.BÖLÜM

46 31 5
                                    

Uyandığımda saat 06:48 geçiyordu. Hemen kahvaltı hazırladıktan sonra Aslı' yı kaldırdım ve kahvaltı yaptık. Aslı' ya dünkü mesajlaştığım çocuğu anlattım ve çok sevinmişti bide sürekli dalga geçiyordu. Aslı sofrayı toplarken bende hazırlanmak için odama gittim ve kaptı çaldı gelen Aslı'ydı; bana siyah bir pantolon ve beyaz V yakalı bir t-shirt verdi. Ve odadan çıktı. Bende teşekkür ettikten sonra kıyafetlerimi giydim. Saçımı at kuyruğu yaptıktan sonra da anahtarımı alıp çıktım evden. Tam aşağı inecektim ki yere düştüm tabi önüme bakmazsam böyle olur. İnşallah Kafe'de de böyle olmaz diye umarak kafenin yolunu tuttum...
Kafe'ye geldiğimde hemen önlüğümü giyip mutfağı toparladım ve içeriye geldim. Müşteri baya vardı. Saat 09,10 gibi müşteriler baya oluyordu kafede. Pazar gününe 2 gün kalmıştı ama ben hala çok heyacanlıydım. Salak salak duygular yaşıyordum bundan hemen kurtulup kendime kızdım. Alt tarafı bi tanışma sonuçta başka bişeyde olamaz zaten diye ben düşünürken çalışanlardan biri olan Mehmet " hadi Fatma daha var molaya " dedi ve bardakları alıp gitti. Bende müşterilere bakmak için hemen masaların yanına gittim. Müşterilerin siparişlerini aldıktan sonra getirmeye koyulurken telefonumun çaldığını duydum ama hiç aldırmadım molada gidip bakardım nede olsa tepsiye koyduklarım siparişleri taşırken istenilen kişiye götürdüm ve masalarına bıraktım. Kalkarlarken hesabı istediler ve ben götürdüm hesabı ödedikten sonra banada bahşiş verip gittiler bende masadakilerini toplayıp mutfağa geçtim. Mola zamanı da gelmişti zaten hemen gidip telefona baktım ki arayan ablamdı açmadığım için birde mesaj atmıştı. " seni aradım neden açmadın? Akşam mesaj atacağım haberin olsun" diye bende hiçbirşey yazmadım çünkü; ya telefonu yanında değilse başkası görse eh yani düşünceli olmak gerekir. Mola bittikten sonra aynı tempoyla devam ettik. Bugün daha az bahşiş toplamamda olsun.. Çıkma saati gelince de önlüğümü bırakıp çıktım. Eve giderkende Aslı'ya mesaj attım " siparişleri yolla ben evde yapayım" diye çok geçmeden zaten mesaj cevabı gelmişti. " tamam". Diye beklerken telefon çaldı arayan Aslı'ydı siparişleri söylerken bende bir kağıda not aldım. Ve 2 saate evde olacağını belirtip telefonu kapattık. Bende not aldığım siparişlerin malzemesini yazıp markete koyuldum. Markete girip yazdığım şeyleri aldıktan sonra da hemen eve uğradım. Hızlıca ve ilgiyle muzlu pasta yapmaya başladım. Biraz çok zamanımı alsada yaptım. Sonrada kurabiyelere geçtim bir çok kurabiye yapılacaktı hemen hazırladım ve fırını açtım. Bunlarda bittikten sonra sırada olan keklere geçiş yaptım. Keklerim bittikten sonra kurabiyeleri fırından çıkarıp, kekleri attım hepsi bittikten sonrada Aslı'yı arayıp söyledim ve çok geçmeden o da geldi. El birliğiyle yaptığım şeyleri pastaneye bıraktık ve eve geldikUyuya kalmıştım. İlerki günlerde böyleydi ben hazırlanıp Kafe'ye sonra eve geliyordum. Yemekleri ben hazırlıyordum Aslı geç geldiginden sonrada zaten sipariş varsa yapıp götürüyordum.....

Sonunda pazar gunü gelmişti benim izinli oldugum gün ve birde ismini, cismini bilmediğim bir kişiyle buluşma gunüm dünden alarmımı kurmuştum. Ama çok yorgundum bu yüzden alarmı  kapatıp tatlı uykuma devam etmiştim. Saat 10:00 oluncada zaten kalkmıştım. Asli'nin da bugün izinli günüydü bu yüzden beraber kahvaltı yapmaya ve sohbet etmeye zamanımız vardı. Aslı uyuyorken hemen sofrayı hazırladım ve fırına gidip 1 ekmek alıp eve dönmüştüm. Sonrada zaten Aslı'yı kaldırdım. Aslı kalktıktan sonra çayı alıp gelmiştim. Bir yandan sohbet ediyor, bir yandan kahvaltı ediyordum. Aslı'ya ne giymem gerektiğini sormuştum. Daha zamanımız olduğu için hemen alışverişe çıkacağımız aklıma geldi Aslı kabul ettikten sonra üstüme rahat şeyler giyip, Aslı'nın yanına geldim. Aslı'da giyinmişti zaten kapıyı kilitleyip evden çıktık. " benim tanıdığım güzel mağazalar var ilk oralara bakalım" dedi aslı bende " tamam olur" dedikten sonra bi taksi bulup mağazaya gittik. Mağazada bir çok çeşit elbise vardı ama içinden beğendiğim olmamıştı. Aslı da hemen bi çözüm önerdi ve başka bir mağazaya gittik. İçeriye girdiğimizde duvarlarının pembe olduğu gözüme çarpmıştı. Burası harika bir yerdi emindim burdan kendime kıyafet alacağıma. Hemen ortalığı dolaştım. Türk toplumunun diğişiyle "cool" bişeyler almayacaktım. Gözüme takılan bir kot tulum vardı. Bunu alırsam eğer altına da siyah bir bady giymem gerekecekti. Tulumu elime aldım ve siyah bir bady arayayışına çıktım. Çok geçmeden onuda buldum ve kabine girip hemen denedim. Ben kendinimi çok beğenmiştim. Aslı'nın"hadi ama merak ettim" demesiyle kendimi dışarıya attım Aslı hayatında sanki ilk defa insan görüyormuşçasın bakıyordu ilkde beğenmediğini düşündüm ama " kızım çok güzel olmuşsun vay be" dediğinde  hiç beklemediğim kadar mutlu olmuştum. Aynadan kendime baktığımda gerçektende çok güzel olmuştum. Ödeme yapmak için kasaya gittim. İstanbul trafiği gibi, kuyruk vardı. Ben sırada beklerken Aslı da hemen yanımızdaki Kafe'ye gitmişti. Sırada beklerken aniden telefonumdan bir ses geldi ve mesaj gelmişti. "Saat 13:00 da unutma" birden içimde bi sevinç oluştu neden bilmiyorum ama karnımda ağrıyordu. Yüzüme bir gülümseme yayıldı çok geçmeden bende " tamam tamam unutmadım" diye kısa bir mesaj gönderdim. Önümde sadece 2 kişi vardı. Canım çok sıkılmıştı ne yapsam diye düşünürken kuyrukta sıra bana gelmişti. Cüzdanımdan hemen para çıkarıp ödememi tamamladım. Sonrada zaten Aslın'nın yanına gitmek için yola koyuldum ."Şükür gelebildin" deyip gülümseyen Aslı 'ya  cevap olarak " aynen ya sonunda " dedim. Aslı kendine bir tane orta şekerli kahve söylemişti. Ben de sadece su istedim. Çok geçmeden oda gelmişti zaten Aslı bana bikaç uyarıda bulunduktan sonra Kafe'den çıkmıştık.  Aslı'nın işi çıktığından benimle gelmeyecekti. Vedalaştıktan sonra da ben taksiye bindim. İlk önce eve gidip üstümü değiştirdim aldığım kıyafetleri giydikten sonra saçlarımı tarayıp omzuma düşmesine izin verdim. Makyajımı yaptıktan sonra çantamı hazırladım. Ayakkabı olarakta beyaz spor ayakkabımı tercih ettim son kez kendime aynadan baktım ve artık evden çıkma vaktim gelmişti. Hemen kendime bir taksi bulma peşine düştüm. Ana yola kadar yürüdükten sonra kendime bir taksi buldum.Adresi verdikten sonra telefonumu açıp saatin kaç olduğuna baktım. Saat 12:10 geçiyordu. Yetişeceğime inanıp kendimi rahatlığa kavuşturdum. Ayakkabımın düğümü açılmıştı onuda düzelttikten sonra camdan dışarıyı seyretmeye koyuldum. İstanbul gördüğüm kadarıyla güzeldi. Daha gitmediğim çok yeri var en kısa zamanda oralarıda gezmeye gidecektim. Sonunda gelmiştim. Taksiciye ücret ödedikten sonra aşağıya indim. İlk önce etrafı izlemeye koyuldum. Ağaçlarından tut insanların tutumuna karşı herşey dört dörtlükte. Hemen Kafe'ye girdim Kafe'ye girdiğimde kendimi sanki bir lüks oteldeymişim gibi hissettim. Hemen kapının yanındaki koltuklara gözüm çarptı her iki tarafında iki tane deri koltuk vardı. Önlerinde de bir masa vardı. Diğer kalan yerlerinde de normal masa ve sandalye vardı. Hepsinin rengarenk olması da gözüme çarpmıştı. Duvarlarıda krem rengindeydi. Hemen karşımdaki masaya geçtim ve Aras'ın gelmesini bekledim belkide çoktan gelmişti. Nerden bilebilirdim ki sonuçta ilk defa göreceğim. Telefonumun  ekranını kaydırdıktan sonra mesaj kısmına girip "nerdesin" diye yazdım. Çok geçmeden " bekle arıyorum" diye mesaj geldi. Ben telefonumun başında beklerken bir arama yönlendi. Açıp "girdin mi içeriye" diye soru yöneltirken " tam karşındayım" diye karşılık geldi. Telefonunu kapatıp karşıma oturmuştu. Ben şok bir vaziyetle bakarken telefonu kulağımdan indirdim ve elimi uzattım. Bu oydu bu benim metroda gördüğüm, konuştuğum çocuktu. Elimi uzatıp " ben Fatma" dedim oda elini uzattı " bende Aras" dedi. Yüzüme bir süre baktıktan sonra "seni bir yerden tanıyor gibiyim" dedi bende cevaben " evet biz metroda karşılaşmıştık" dedim. Birbirimize Hayret dolu gözlerle bakıyorduk. " ben seninle çok tanışmak istiyordum kısmet bugüneymiş."Dedi. Aslında birazcık hoşuma da gitmişti. Of ben neler diyordum böyle kendime hemen kızıp "hım " demekle yeltendim. Garson yanımıza gelip "ne istersiniz efendim" dedi. Aras bana bakıp " ne içersin" diye soru yöneltti. " ben orta şekerli kahve" diye cevap verdim. Kendine de aynısını sipariş verdi ve garson yanımızdan ayrıldı. " baya tesedüf oldu dimi" deyip gülümsedi " aynen ya" diyebildim sadece. " ee kimlerdensin?" Diye soru sordu. İlkde söyleyecektim ama vazgeçtim. Tanımadığım birine kendimden bahsedecek değildim nede olsa. "Neden merak ettin" diye bende bir soru yönelttim. " aa ayıp olmuyor mu soruya soruyla karşılık veriyorsun" belliydi dalga geçtiği." Olabilir başka konularda 'bayanlara öncelik' diyorsunuz ama" deyip rahatlamıştım. Tam cevap verecekti ki garson içeceklerimizi getirdi. Sadece " öyle olsun" dedi. İçeceklerimizi içtikten sonra biraz daha oturup konuştuk. Aras hakkında düşüncelerim iyi yöndeydi kendisi çok iyi birisi bunu onun yüzüne karşıda söyledim. Ve de çok sempatik yani bunu onun yüzüne karşı söylemedim, istesemde söyleyemeyem zaten. Numaram Aras'da vardı bu yüzden görüşebileceğiz. Bundan dolayı mutluydum. Biran önce eve gitmek istiyordum o rahat yatağımda uzanıp dinlenmek oh düşüncesi bile yetti bana. Aras'dan müsade istemek için izin aldım. Beni o eve bırakacaktı ne kadar reddetsemde faydası yoktu. Hesabı ödedikten sonra kalktık. "Arabam otaparkta oraya kadar yürüyelim mi?" Sadece "olur" demekle yeltendim. Yürüdüğümden şikayetçi olmadan otaparka kadar geldik. "Bekle ben arabayı çekeyim" diyen Aras'a "tm" cevabı verdim. Aras yanımdan yürüyerek uzaklaştı. Canım sıkılmıştı oda neydi ah yanıma bir tane süs köpek gelmişti. Çok tatlıydı alıp eve götürmek isterdim de Aslı ne der bilmiyorum. Bu yüzden hemen karar vermek istemiyordum. Aras arabayla yanıma yaklaştı. Hemen arabadan indirdim ve köpeği gösterdim oda çok beğendi. Ne yazık ki sahibi gelmişti yani hayallerimi silip attım. Köpeği biraz daha sevdim ve sahibine teslim ettim. Aras sürücü koltuğuna geçip oturdu bende önde boş olan koltuğa oturdum. Yolboyu konuşmamıştık. Aras'ın gözlerini çok beğenmiştim. Çok tatlı bir gülümsemesi vardı. Aras "yaşın kaç " dediğinde bende " benim "17 yani 18 ime gireceğim" dedim. "Hım" dedi sadece insanlar laf bulamadığından mı bilmiyorum ama sürekli 'hım' diyorlar tabi bende dahil.

SON YOLCULUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin