Eve az kalmıştı. Benimde midem bulandığı için arkamı yaslanmıştım. Aras " ne o yüzün bembeyaz" diye sorduğunda " birazcık midem bulandı da onu çekiyorum" dedim hafif bir tebessüm etti bende karşılık verdim. " o zaman seni bir yere daha götüreceğim" dediğinde hemen itiraz ettim ama malesef -ki kabul etmedi. Bende sesimi kesip oturdum oturduğum yerde. Bugün duygularım çok çabuk değişiyordu ama hiçte takmıyordum. Araba durduğunda Aras aşağıya indi ve beni yanına çağırdı. Bende ani bir hareketle aşağıya indim daha sonra geldiğimiz yerin tabelasına baktım ve koskıcaman rengarenk 'DONDURMACI' yazıyordu. O en sevdiğim şeydi bu hiçbirşeye değiştirmeyeceğim dondurma Aras " hadi orada mı bekleyeceksin?" Dediğinde " tamam da midem?" " bişey olmaz ya gel" dediğinde ona doğru yürümeye başladım. Aras kendine bademli aldı bende bademliyi ilk defa tadacaktım. Aras "neyli yersin?" Diye sorduğunda "bende bademli istiyorum" dedim. " tamam o zaman dayıcım biz iki tane bademli dondurma alalım" dedi. Ikimizde dondurmamızı kaptık ve oraya yakın olan bir parka oturduk. Ve orada dondurmamızı yemeğe devam ettik. Orda çok tatlı bir çift oturuyordu aynı elbiseleri giymişlerdi onlara ne kadar özensemde hayatımı unutmamam gerek ve yanımda olan erkek de sadece bugün tanıdığım birisi yani böyle birşey mümkün değil. Buruk bir yüz ifadesiyle önüme döndüm. Aras "birşey mi oldu?" Dediğinde "yok bişey " dedim. Ona bakıp tebessüm ettim. Aras çoktan dondurmasını bitirmişti. " ne kadar yavaşsın ya" dediğinde son lokmamı da ağzıma atıp "hiçte bilene bitirdim bilene" dediğimde ikimizde güldük. "Biraz gezelim sonra ben seni eve bırakırım" dediğinde "olur" demekle yeltendim. Ayağa kalktığımızda parkın sağ tarafına doğru ilerledik yani göl gibi bişeyin olduğu tarafa bende buralarda sevdiğim adamla el ele dolaşmak isterdim ama yok olmayınca olmuyo işte diye kendimi avutuyorum her zaman. Aras bana bir şeyler anlatıyordu ama hiç dinlemiyordum, dinleyecek halde değildim çok yorulmuştum. Saat 18:00 di hava kararmaya başlamıştı bile. Aras'a artık beni götürmesini istedim oda anlayış gösterdi. Arabaya doğru yol aldık Aras bu sefer benim kapımı açtı. Bu aslında benim hoşuma gitmişti. Bende hemen bindim. Aras yol boyu bişeyler sordu bende elimden geldiğince cevap veriyordum. Sonunda artık eve gelmiştim. "Herşey için çok saol bugün çok güzeldi." Dedim Aras da " hım evet bugün çok güzeldi saol bana eşlik ettiğin için" dedi. Aşağıya inmek için bi adım attım ama beni arkaya iten bi hamle oldu tabiki bu hamle Aras dan geldi. Bir çift eli kolumda hissedin ve bu benim arkama dönmeme neden oldu. Aras "numaram var zaten akşam konuşalım mı?" Diye soru yöneltirken ilkde kararsız kalsam da "tm olur" dedim. Bu adam üstümde nasıl bir etki bıraktıysa ona karşı birşeyler hissediyordum. Bu sefer aşağıya indim ve kapıya doğru ilerledim çantamdan anahtarı çıkardım ve kapıyı açtım. Nefes nefese kalmış bir vaziyette kapıya vurdum. Aykkabımı çıkarmadan yüz tane soruyla karşı karşıya kaldım. "Dur da ayakkabımı çıkartayım" dedim Aslı "hadi hadi çabuk ol meraktan ölcem" dedi ve ayakkabımı çıkarıp içeriye girdim. Aslı soluklanmama bile izin vermeden "neler oldu?, neden bu kadar geç geldin? Hadi anlatasana dut yemiş bülbül gibi susuyorsun." "Ya bişey olmadı iki arkadaş gibi Kafe'de oturduk sonrada Park'ta oturduk o yani başka bişey yok" " kesin öyledir" diyen Aslı'yla gülüştük sonrada üstümü değiştirmek için odama geçtim üzerime bir eşofman geçirdim üstümede bir t-shirt ve salona geçtim oturmak için. Aslı'yla biraz sohbet ettikten sonra zaten saat 21:00 dı ben çok yorgundum Aslı'dan müsade isteyip odama geçtim uyumak için..
Ben nasıl bir ruh haline sahiptim ya ağlanacak yerde gülüyor, gülünecek yerde de ağlıyorum şuan mesela sevinmen gerekiyor ama ben ağlıyorum işte bu kadar dengesiz bir insanım. Ben taa derin konulara inmişken telefonum çaldı ve beni bu düşüncelere dalmaktan kurtardı. Beklediğim biri yoktu ama ekrana baktığımda ablamın aradığını gördüm ve çok heyecanlandım. "Efendim" diye cevap verirken "napıyorsun, nasılsın canım" diyen sımsıcak bir söz beni hayata bağlamaya yetti açıkcası "iyiyim ablacım sen nasılsın, bizimkiler nasıl?" Diye bir soru yönelttim ve karşılığında "hepimiz çok iyiyiz ablacım kaç gündür arayamadım kusura bakma müsait olamadım." "Yok abla ya ne kusuru ben yokum tüm yük senin üzerine kaldı." Dedim üzülerek "boşver sen bunları düşünme" diyen ablama gerçekten Allah'a bir daha şükrettim böyle bir ablam olduğu için. "Neyse canım ben çok konuşamicam sonra ararım seni tamam" "tamam ablacım görüşürüz, kendine iyi bak" "sende hayatım görüşürüz" diyip kapattık telefonu.. Telefonumu şarja koydum ve Aslı'ya bakmak için odamdan çıktım. Gittiğimde Aslı salonda yoktu. Odasının kapısına geldiğimde hıçkırık sesleri geliyordu. Direkt kapıyı çalmadan içeri ye girdim. "Aslı noldu?" Dediğimde kafasını yerden kaldırıp bana baktı ve " -fa -Fatma annem, annem çok hastaymış benim onun onun yanında olmam gerekiyor." Dediğinde kollarımı kollarına dolayıp "tamam Aslı sakin ol tamam sen şimdi sil gözyaşlarını, sakin ol gitcez, gideriz beraber ama şuan senin şuan sakin olman gerekiyor " diyip teselli ettim ve "sen şimdi bekle ben sana peçete getireyim makyajın akmış" dediğimde yüzüme bakıp güldü. Ben mutfağa doğru ilerledim bir peçete aldım ve bir bardak su doldurup Aslı'nın yanına gittim "kanka bi ara hatırlatta şu peçeteyi düzgün bir yere koyalım." Dedim tebessüm ederek, o da aynı şekilde bana tebessüm etti. Suyunuda içtikten sonra yatağını hazırladım ve uyuması gerektiğini söyledim o da çok yorgun olduğundan teklifimi kabul edip yatağına geçti. Aslı yatağına geçti bende odama doğru yürüdüm. Aslı'yı uzun zamandır böyle görmemiştim ve görünce acınacak bir haldeydi makyajı akmış, annesini düşünmekten kahr olan ve annesinin varlığında kaybolmuş biri...
Saat tam 22:35 geçiyordu. Telefonumun ekranına baktığımda hiç arama veya bildirim gelmemişti. Açıkcası üzgün veya mutlu değildim sadece içimde Aslı tarafından bi üzgünlük vardı. Aras dan mesaj bekliyordum çünkü atıcam dedi. Yani fazla oyalanmadan telefonumu şarja koydum ve yattım...
Boynum çok ağrıyordu saate bakmak için bi hamle yaptım ama şuan hiçte müsait değildim tekrardan uzanıp kalktım ve pirize doğru ilerledim telefonuma baktığımda saat 3:00 geçiyordu. Ve 3 yeni mesaj vardı. Ekran kilidini kaydırıp gelen kutusuna baktım ve mesaj Aras dan gelmişti ilk de sinirlenip girmek istemedim ama sonra boşuna sinirlendiğimi düşündüm ve girip baktım
Aras.. 05xxxxxxxxx
Kusura bakma atacaktım ama İnan ki çok yoğundum
Bide gecenin 2 sinde mesaj attığım için
Kusura bakmaHa bu arada bugün uyumayacağım istediğin zaman atabilirsin mesaj
Bunları gördüğümde çok heyecanlanmıştım. Çünkü yani bana daha yeni tanıdığı birine açıklama yapıyor kimin hoşuna gitmez ki lütfen dürüst olalım ya.. Noldu bana ya of neyse bende kısa bi mesaj çekecektim ama çok geç olmuştu atmamayı düşündüm ama dayanamadım o da atmıştı zaten.. Artık onu mu yapsam bunu mu yapsam diye düşüne düşüne telefon kapnmıştı ekran kilidini kaydırdım ve kısa bir mesaj çektim
Aras.. 05xxxxxxxx
Yok önemli değil benimde işim vardı zaten
Sen neden uyanıksın önemli değilse tabiiDiye bir mesaj yolladım. Ve telefonumu alıp
yatağıma geçtim ha bide aklıma gelmişken kaktım. Aslı'nın odasına gittim ama ses falan gelmiyordu. Sevindim ve odama geçtim. Örtümü üzerime çektim ve telefonuma mesaj geldimi die bakmak için telefonumu açıp baktım. Gelmemişti mesaj, yüzüm biraz düşsede üzülmedim. Tam uykuya dalacaktım, telefonumdan bildirim geldi ve uyanmama sebep oldu baktım Aras'dan gelmişti girdim mesajlaraAras.. 05xxxxxxxxx
Arkadaşım trafik kazası geçirmiş önemli
Bişeyi yok ailesi burada değil ben
bekliyorum başında.Diye mesaj göndermişti. Bende bi kaç dakika bekledim sonra mesaj yolladım. Eğer hemen yollasaydım mesaj beklediğimi düşünürdü.
Aras.. 05xxxxxxxxx
Hım geçmiş olsun! Uykusuz musun?
Diye mesaj yolladım bende.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON YOLCULUK
Ficción GeneralHayatından , yaşamaktan bıkmış biri olmak ister miydiniz? Tabii ki de hayır. Ama öyle bir kız var Fatma hayatında sürekli bir gerilim, sevgisizlik,şefkatsizlik ama hayatı bir anda değişecek ilk önce özel hayatı sonra ise ailevi meseleleri çözülecek...