Anlaşma

44 16 0
                                    

Medya Aras

Aniden gözlerimi açıp etrafıma baktığımda her şeyin rüya olduğunu anladım ve biraz da olsa rahatladım. Ağzımın kuruduğunu hissettim ve su içmek için mutfağa doğru ilerledim. Dolaptan bir bardak su alıp masaya oturdum ve ilk defa detaylıca mutfağı inceledim. Kırmızı dolapların üzerinde duran gökkuşağı rengindeki parıltılar ay ışığıyla birleşiyor içimi açıyordu. Bunlara bakarken kendi derdimi unutmuştum, fotoğraflar aklıma geldiğinde irkildim. Bu adamın fotoğrafları babama vermesi ihtimalini düşündükçe aklımı kaybedecek gibi oluyordum. Babam çok iyi bir insandı. Ama beni bir erkekle görmek istemezdi. Hele bir fotoğrafta, çok yanlış anlamaya müsait bir fotoğrafta. Karadenizli damarına basmak ve güvenini kaybetmek en son isteyeceğim şeydi. Eğer bu adama bir oyun yapacak olursam bana hiç acımadan fotoğrafları babama verirdi. Galiba buradan gitme planım da suya düşmüştü. Yapacak bişeyim kalmamıştı. Onun teklifini kabul edecektim. Artık düşünmemeye çalışarak yatmaya karar verdim.
...
Güneşin odamı usulca aydınlatmasıyla gözlerimi açtım. Heryer aydınlanmıştı. Arkamı dönüp yatmaya hazırlanıyordum ta ki kapı çalana kadar. Hemen kapıya gidip delikten baktım. Dünkü öküz halinden memnun değilmiş gibi bakıyordu. Kapıyı açmak istemiyordum ama elim kapının koluna gitmişti bile çoktan. Psikopat adam bana garip garip bakmaya başladı. Neye baktığını anlamak için üzerime baktım. Pijamalarımla karşısında olduğumu görünce ellerimle yüzümü kapattım. Derin bir nefes aldım ve "ne vardı" dedim bilmiş bilmiş. "Bugün babanla tanışacağımı unuttun heralde" dedi. Doğru. Bir dakika bugün mü neden bu kadar ya. Daha ben içeri davet etmeden beni sertçe ittirip içeri daldı. Kapıyı kırarcasına çarpıp kapatırken sesimi yükselterek " Neden?"dedim. Sorarca bakıp " Ne neden ?"dedi. "Neden benden nefret ediyorsun ve neden benimle evlenmek istiyorsun yani sencede çok saçma değil mi? Bence şöyle yapalım sen o fotoğrafları yok et bizde bu saçmalığı bırakalım.  Neden nefret ettiğini anlat konuşarak anlaşalım." dedim. "Ya da şöyle yapalım bencede bu fotoğraflar bana fazlalık gibi gelmeye başladı, zaten babanda kızının arkadaşlık ilişkilerini görsün" dedi. Onu öldürmek istiyordum. " Daha adını bile dün öğrendiğim bir adamla evlenmeyi saçma ve garip buluyorum özür dilerim" dedim. "Benden neden nefret ediyosun bari onu söyle " dedim.  Pes etmişçesine. Yüzüme o kahverengi gözleriyle öyle sert bir ifadeyle bakmaya başladı ki koltuğa gömülmek istedim. "Bunu sana asla söylemeyeceğim, bunu öğrenmeyi aklından çıkar. Ama mutsuz olman için elimden geleni yapacağıma emin olabilirsiniz" dedi. Bu adam ciddiydi. Bildiğin benden nefret ediyordu ve beni üzecekti ama onunla evlenmek zorundaydım. Babamı üzemezdim. İşte bu yüzden evleniyordum. Gözlerimin dolacağını hissettiğimden konuyu değiştirmeye çalıştım. "Madem babamla tanışacaksın, o zaman senin hakkında birşeyler bilmeliyim Rüstem" dedim. Allah aşkına Rüstem nedir ya. Yani bu tipe oluyor mu hiç? "Aras" dedi. Anlamamış gözlerle baktım. "Adım Aras Rüstem değil" dedi. Hıh bana yalanda söylemişti. Hemde adı konusunda bakalım daha ne yalanları çıkacaktı. Sinirlenmiştim ama belli etmemek adına "Hmm demek Aras. Neyse farketmez zaten sen benden nefret ediyosun, bende senden ha Rüstem ha Aras" dedim. "Yapacağımız evlilik 6 ay sürecek yani anlaşmalı bir evlilik olacak , senden ve benden başka kimse bilmeyecek. Birtek arkadaşım Poyraz bilecek" dedi. Nefes alıp devam etti "Aramızda bi şey olmayacak bu arada senin hayatında asla bir erkek olmayacak , arkadaş bile olsa da " dedi. "Birde herkes bizi mutlu bir çift sanmalı" dedi. Başka bir emriniz var mıydı Aras Bey. "Gerçi kimse inanmaz ama ."dedi. " O ne demek şimdi" dedim. "Aynaya bakarsan anlarsın" dedi. Aklınca bana laf soktu.
Aklıma bir soru geldi hemen dile getirdim. "Ya babam inanmazsa veya kabul etmezse?" dedim. "Kabul edecek" dedi. Harika! Şimdi babama bunu nasıl anlatacaktım. Bunun üzerine B.E.S.T. düşünürken -yani babaya evlenceğini söyleme taktikleri- Odama ilerledim. Üzerime uygun bi şeyler aradım. En sonunda siyah pantolon üstünede çizgili olan siyah beyaz gömleğimi giydim. Karnımın gurultusu kulaklarıma ulaştı ama kahvaltı yapmak için vaktim yoktu. Bir an önce babamla konuşmalıydım. Acele acele sırt çantamı takıp evden çıktım.

Babamın şirketine gittiğimde yine o sinir olduğum sekreter etrafa sahte bir şekilde gevşekçe sırıtıyordu. -Evet bu kadının her haline sinir oluyordum.-  Babamın odasına doğru ilerledim, babamın şirketi büyüktü. Ünlü giyim mağazaları vardı. Ama ben apartmanda yaşıyordum. Bu tamamen benim seçimimdi. Bunu şu anda neden düşündüğüm hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Babamın odasına gittiğimde sekreter onun toplantıda olduğunu söyledi. Tabi ki onu dinlemeden odaya daldım. Babamın yanında tanımadığım bir adam arkası dönük şekilde oturuyordu. "Baba acilen konuşmamız lazım işlerini sonra da halledebilirsin."dedim. Adamın bana doğru döndüğünü hissettim ve başımı o tarafa doğru çevirdim. Kafamı çevirmemle birlikte küçük çaplı bir şok yaşadım. Onun burda ne işi vardı.

Karşıya baktığımda ise babam  kızgın gibi görünüyordu. Fotoğrafları vermişti. Fotoğrafları... Vermişti... BABAMA ...
Ben bu adama nasıl güvenmiştim. Aras Bolatlı... Bittin olum sen. İç sesim " yav he he " dese de onu takmadım. Şimdi Aras' a gözlerimden ateş çıkarcasına bakmakla meşguldüm. Ben ona öyle bakarken bana doğru yürüdü ve eğilerek tam gözlerimin içine baktı. Kalbim durmuştu resmen. Hem fotoğrafları babama vermişti hemde benimle alay edecekti. Tam ağzımı açıp birşeyler söylecektim. O lafa başladı. "Hayatım evlenceğimizi dayanamayıp babana ben söyledim, kızma bana" dedi. Bi dakika noluyor burada anlamadım ben. Sonra babam yanımıza geldi bir anda bakışları yumuşadı ve "Eşek kafalı demek ortağımla arada birşey vardı. Ee kızım niye söylemiyosun? Ben halden anlamayan bir adam mıyım?"dedi. " hem madem ciddisiniz neden önceden söylemediniz? "dedi. Babam kızmamıştı ama neden? Neyse daha sonra öğrenirim bunu. Aras' a dönüp "Madem kararınızı verdiniz bizde kız istenmeden evlilik olmaz yarın gelin isteyin" dedi. Aras bana bakıp "yarını iple çekiyorum" dedi. Sonra yanağıma küçük bir buse kondurup çekildi ve babama baş selamı verip odadan çıktı. Babama dönüp keyiften yoksun bir şekilde "Ooo Ziya Bey beni evlendirmeye dünden razısınız bakıyorum da " dedim. Onun bu kadar çabuk kabul edeceğini düşünmüyordum. Karşı çıkarda bende kurtulurum diye düşünmüştüm. Ama anlaşılan bu fikrimde suya düşmüştü. Bide ortaklarmış. Babam keyifle gülerek "Tabii, ben sen daha annenin karnındayken bunun hayalini kuruyordum. " dedi. Anne deyince yüzü düştü tabi benimde. Annem babamı ben 5 yaşındayken terk etmişti. Ben annemi hatırlamıyordum. Neden gittiğin de hiçbir zaman öğrenemiştim. Ne zaman bu konuyu açsam babamın morali bozuluyordu. Bende vazgeçmiştim artık. Beni terk eden annemi hatırlamak istemiyordum belki de. Ama çok özlüyordum, ne kadar kızgın olsamda...

Babam yine yüzüne o tanıdığım sahte gülümsemesini yerleştirip "Hadi git bakalım biraz hazırlık yap sonuçta yarın önemli birgün" dedi.

Arkadaşlar yeni bölüm geldi!!!
Bazı sorunlardan dolayı biraz geç yayımladık kusura bakmayın... Umarım beğenirsiniz. Beğenilerinizi ve yorumlarınızı bekliyoruz... Hatalarımız varsa kusura bakmayın... Şimdiden herşey için teşekkür ederiz...

Aşk AffederHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin