Kerem eve gittiğinde şaşkınca ona bakan barışı gördü karşısında.
"Daha yeni mi geldin zeynep nerde niye kimse bana bir şey söylemedi""Iyi merak etme melisle ilgilen o kötü"
"Ordan geliyorum ağlamaktan bir şey anlatmadı"
"Yine aynı şey işte bir susmicak ya yeter"
Sevim:Kerem noluyor geçin içeri öyle konuşun
Kerem barışı çekiştirerek odasına indi barış mavi tekli koltuğa oturdu küçükken buraya her gelişindeki klasik koltuğu.
Kerem yanındaki büyük koltuğa yayıldı uzun ve derin bir nefes aldı.
Barış heyecanla keremi izliyordu."Bak zeynep merdivenden düştü ve hafızasını kaybetti tamam mı bunların sorumlusu da benim şimdi hemen hazırlanıp gitmek istiyorum onun yanında olmalıyım."
"Naptın sen ne nasıl"
Kefem derin bir nefes aldı günlerdir herkesin ağzından tek bir laf duyuyordu "naptın sen?" Kendini salak gibi hissediyordu naptığını bilmiyordu Zeynep'i seviyordu o kadar bu da mı yanlıştı
"Sonra her şeyi anlatıcam duşa girmek istiyorum sen de melise git hadi sonra ararım!"
Barış hiçbir şey anlamadan kerem onu kovdu ve gitti melisin yanına.
Kerem yavaşça üstündekileri çıkardı ve kaskatı kesilmiş bedenini buz gibi soğuk suyun altına soktu.düşünmeye başladı.Kerem
Yaptığım her hareket yanlış her kelimem yalan gibi davranıyor insanlar.
Elini yumruk yapıp soğuk su damlaları akan duvara bir tane geçirdi elinden akan kanlarla soğuk su damlaları çok güzel bir uyum sağlıyordu daha dün aynı yerleri sargılamışlardı.
Duştan çıktığı gibi üstüne mavi uzun kollu sweat shirtini geçirdi böyle ne kadar yakışıklı olduğunu biliyordu kerem sayer cazibesi diye bir şey vardı üstünü giydikten sonra koşar adımlarla yukarı çıktı hemen kendine küçük bir sandviç yaptı nurgülü rahatsız etmek istemedi sandviçini yerken tekrar odasına indi ve resimlerini aldı Zeynep'in surat ifadeleriyle dolu olan her boyuttaki resimleri aklında harika fikirler vardı Zeynep'i tatile çıkaracaktı zaten okula gitmek istemiyordu bugün izinliydi bir hafta kadar Zeynep'i bir yerlere götürebilirdi sonra da tatil gelip çatıyordu.bu fikirleri bir kenara itip arabaya geçti hastaneye yola koyuldu.Hastanede
Kerem Zeynep'in odasına giderken araması gerekenler olduğunu düşünüp Canı aradı Zeynep'in iyi olduğunu yağmurlara söylemesini istedi can meraklı olduğu için bir sürü soru soruyordu kerem uzatmayıp tekrarladı dediklerini ve görüşürüz diye kapattı telefonu.odaya girdiğinde zeynep uyuyordu demet kantine inmiş olmalıydı ki yoktu. kerem hemen koltuğa oturdu ağzındaki sakızı çeviriyordu Zeynep'i izliyordu.
Kerem
Aynı insan hiçbir şey değişmedi o zeynep her şeyi hatırlayacak bir gün bunu yapıcak.Kapının açılma sesiyle keremin gözleri kapıya yöneldi içeriye demet girdi kerem gülümsedi
"Hoşgeldin kerem"
"Hoşbulduk bir değişiklik var mı?"
"Yok ama kendini iyi hissediyormuş yani kötü değilmiş ağrı kesiciler filan yarın bitecekmiş ama haplara devam dedi doktor sen neler yaptın kahvaltı filan etmediysen tost yaptırmıştım istersen al."
"Yok benim yedim sağolun ben sizden bir şey isteyecektim şimdi zeynep hiçbir şey hatırlamıyor onu bir süreliğine geziye filan çıkarsak sonuçta okulda çok yorulacak geldiğinde telafi ederiz birlikte yani çünkü çok zor bir dönem onun için ben ona hatırlatmak istiyorum başka yanlış şeyler öğrenmesini istemiyorum yani siz de izin verirseniz bir geziye çıkarmak istiyorum Zeynep'i çok uzağa değil güzel bir ülkeye bir haftalığına sadece bence çok güzel olur hem eğleniriz yani canlar filan da bizimle gelir sadece ikimiz olmaz tabi"
Kerem tek nefeste roman yazdığını hissedercesine sustu iki gündür ağlamaktan hala kırmızı olan gözlerini yere dikti sonra tekrar demete döndü.demet şaşkınlıktan ağzı açık bakıyordu kereme Zeynep'i göndermek istemiyordu hiçbir yere ama kızının iyiliğini istiyordu kereme ilk günlerde güvenmese de kızı onu seviyordu ve o kereme güveniyordu zeynep güveniyorsa demet de güvenebilirdi.
"Zeynep'e de sormak en doğrus-"
"Bana ne sorucaksınız?"
Kerem gülümseyerek Zeynep'e döndü yanına yaklaştı ve konuşmaya başladı.
"Yeni bir ülke görmek ister misin?"
Zeynep istemese bile kerem olucaksa evet diyecekti.
"Isterim sen de var mısın orda?"
Kerem yamuk bir gülümsemeyle kafasını salladı demet onları böyle görünce gözleri doldu ve yavaşça odadan çıktı kızı artık 18 yaşındaydı onun kararlarına karışamazdı tabii ki fikrini söylemeliydi eğer gerçekten yanlışsa itiraz da etmeliydi ama engel olamazdı kereme de engel olamazdı.
Zeyneple kerem sohbet ederlerken kerem Ani bir hareketle elini Zeynep'in yanağına getirdi.zeynep şaşırsa da gülümsedi ve konuşmaya başladı.
"Beni gerçekten seviyorsun dimi kerem sayer"
"Seviyorum güzelim çok seviyorum"
Zeynep gülümsedi
Kerem yavaşça yaklaştı ve alnına küçük bir öpücük kondurdu zeynep keremin kokusunu içine çekerken buldu kendini bu çocuktan etkilenmişti ve onun yanında rahattı hiçbir şey hatırlamasa bile ona aşık olduğunu hissedebiliyordu yapabiliyordu işte.Çok uzun zamandır yazmamıştım çok özür dilerim sizi seviyorum yeni bir fikrim var bunun için Düşler Ülkesine teşekkür ederim :) yeni bölüm Cumartesi gibi sizinle... :)))