ANNE ŞEFKATİ

2.9K 78 10
                                    

Kerem tekrar gözlerini açtğında bembeyaz bir tavan gördü odası olmadığı kesindi ilk aklına gelen şey Zeynep'ti her şeyin bir rüya olmasını diledi ve ayaklanmaya çalıştı rahatsız yatağından orda olmak yerine zeyneple kendi yatağında sarmaş dolaş uyuyor olmak da vardı yanında can keremin kalkmaya çalıştığını görünce onu tutup yatırdı bir anda bütün hayal kırıklığıyka küfretti ve kalktı yerinden kerem can oflayarak bıraktı onu kerem sayerdi sonuçta söz dinlemez.
Kolundaki serumu fark ettiğinde çok geçti
Kerem hiç umursamadan yürüdü
Arkasından hem can hem de serum askısı onu takip ediyordu
Yoğun bakım kapısının önüne geldiğinde demeti gördü zavallı kadının gözleri maviliğini kaybedip kırmızı bir renk almıştı demet kereme kerem demete bakıyordu ikisinin de çektiği acı anlatabilecek gibi değildi
Kerem özür diler ve yalvarır gibi bakıyordu demet kereme yaklaştı ve ona sarıldı.kerem bir anda ağlamaya başladı demet de öyle.
Anne şefkati en güzel bu kadar hissettirilirdi kerem için.

Kerem

Eğer zeynep bunu görse dünyanın en mutlu insanı olabilirdi ama şu an benim gibi bir öküz yüzünden yoğun bakımda.
Demet teyze sanki hıçkırıklarımı bastırmak için beni kendine daha da çok çekti annemde hissetmediğim şefkati Zeynep'in annesinde hissetmem bana garip geliyordu.

Demet yavaşça keremin omuzlarını tutup kırmızı ama hala yemyeşil gözlerine odaklandı
"Nasıl oldu niye?" yalvarır gözlerle öğrenmeye çalışıyordu gerçeği tek istediği o an Zeynep'in elinden tutup onu eve götürmekti gölyazıda bir kere dizini kanatmıştı doktor ilacı sürmeye çalıştıkça aynı şeyleri söylüyordu "benim askerlerim tamir eder!" ama şimdi yapamazdı bütün vücudu makinalarla kaplıydı.
kerem zar zor odaklanıp ağzını açtı.
"Görmedim çok üzgünüm ama görmedim arkamı döndüğümde yağmuru gördüm ağlıyordu gittiğimde Zeynep'i yerde gördüm olabildiğince çabuk kaldırıp buraya getirdik yoğun bakıma aldılar direk ama hepsi benim suçum ben ben onu kapının önünde bıraktım öyle ama istemiyordum beklemesini söylemiştim ama bilmeliydim geleceğini anlamalıydım hepsi benim suçum Zeynep'in hayatından çıkmam gerekiyor biliyorum ama yapamıyorum benim yüzümden düştü o merdivenlerden benim yüzümden şu an burda o aptal makinalara bağlı benim yüzümden hem kalbi hem vücudu acı çekiyor-"
"Kerem oğlum dur senin suçun değil bak ben sana kızmıyorum lütfen bildiğini söyle durumu ç.. Çok... Iyi gözükmüyor." Demet'in gözlerinden tekrar yaşlar düşmeye başladı herkes onları izliyordu
"Be... ben bu kadarını biliyorum ama..."

Can:"demet teyzecim ,kerem beklemekten başka çaremiz yok lütfen sakin olup doktorları bekleyelim belki de sadece baygınlıktır biraz beklemeliyiz"

Demet:"Haklısın oğlum gel otur .kerem!kollarına noldu?"
Can:"biraz sinirlendi bir şeyi yok biz de zaten doktorun yanından geldik."
Demet:"bu serum ne?"
Kerem:"ağrı kesici pek hissetmiyorum çünkü"

Melis kereme yaklaştı ama konuşmaya korktu.
Keremin suratındaki bütün üzgünlük bir anda geçti ama acı işte o acı hala aynı duruyordu melise baktı gözlerinin içine keremin gözlerinden ateş çıkıyordu melis korkuyordu ama şu an burayı bırakıp gidemezdi.

Melis:üzgünüm.. (ağlamaklı bir şekilde)
Kerem:Zeynep'i bu duruma getiren benim melis. dedi suratındaki öfkeyi gizlemeye çalışarak çünkü şu anda ne bağırmaya ne de kavga etmeye gücü vardı tek istediği Zeynep'ti ama o da yoktu yanında.
Geceye doğru yağmur eve dönmek zorunda kaldı zaten herkes akşama doğru gitmişti
Melis can kerem ve tabii ki de demet vardı
Melis uyuyordu Demet de tavşan uykusundaydı can bir hemşireyle kerem hakkında konuşuyordu koluna ne yapacağı konusunda kerem ise hala ölü olduğunu hissediyordu gözleri yine donuk bakıyordu kulakları Zeynep'in sesiyle uğulduyor görüşü buğulanıyordu
Ağlamaya başladı ama sessiz ve sakin kimse ona bakmıyordu o ise yoğun bakımın kapısında gözlerini ayırmıyordu hala bekliyordu Zeynep'i. o kapıdan gülerek çıkıp kereme koşarak sarılmasını.düşündü ama önce annesine sarılmalıydı kim bilir annesi onu ne kadar merak etmişti.kerem böyle düşüncelere dalmışken yoğun bakımın kapısı açıldı içeriden ruhsuz ve duygusuz gibi gözüken bir adam çıktı kerem ayağa kalktı hemen can da hemşireyi bırakıp keremin yanına koştu doktor kereme neyi olduğunu sorduğunda kerem durdu ağzından çıkanları kulağı duymamıştı ki doktor şaşırdı.
"Kas hayvanı, öküzü..."
"Bakın tanıdığınızı düşünüyorum zeynep çok iyi değil ama çok kötü bir şey diyemem beyninde bir hasar-
"Hasar mı nasıl yani felç gibi bir şey mi??"
"Konuşmamı beklemelisiniz.yere çok sert düşmüş ve uzun süre yanlış bir pozisyonda kalmış şu anlık hafıza kaybı olduğunu biliyoruz ama kalıcı mı geçici mi kesin değil böyle devam ederse üzgünüm ama-"
Demet:"doktor bey noldu kuzuma noldu benim biricik kızıma nolmuş?yalvarırım kurtarın benim kuzumu ben öliyim onun yerine."
Kerem:eliyle demeti durdurmak için omzuna koydu
Doktor:hanımefendi kızınız sanıyorum ki. hafıza kaybı yaşıyor kalıcı olma ihtimali çok yüksek beyin konusunda konuşmak zordur kesin bir şey olamaz ama hafıza kaybı olduğu kesin sabah uyanır büyük ihtimalle lütfen onu zorlamayın genelde kişiler ve anılar unutulur bunları hatırlayamaz. Zeynep'ten daha zor bir süreç olucak sizin için.yavaş yavaş her şeyi gösterin ilk kendinizi tanıtın sonra babasını sonra ise arkadaşları ailesi... Şimdi onu .... Nolu odaya götürüyoruz tek refakatçı onunla kalabilir.
Kerem:ben kalırım!
Demet:kerem oğlum anlıyorum ama bunu bana bırak uyandığında ilk beni görmesi daha iyi olur.
Kerem:demet teyzecim lütfen size yalvarıyorum uyandığı an sizi arayacağıma söz veriyorum!
Demet:bir sorun çıkarsa direk bana söyleyeceksin tamam mı?
Doktor:kim olucak isim soyad almalı hemşireler siz girişe gidin Zeynep'i götürüyoruz. lütfen umudunuzu kaybetmeyin
Kerem:teşekkürler.

Aşağıya indiler kerem bilgilerini vedi ve zor da olsa demeti canı uğurladı melis hala yukarda uyuyordu onu da uyandırıp tek kelime edip gönderdi
"Git"
Melis eve gitti ve her zamanki gibi yiyip kustu...

BURDA KİŞİSEL MELIS NEFRETIMI KUSUYORUM FOREVER HANKER,ZEYKER ^_^

Kerem odaya gittiğinde başında beyaz ve ilaç kokulu bandanalı Zeynep'i gördü dudaklarına yapışıp onu uyandırmak istiyordu fakat bunun sadece hikayelerde olduğunu biliyordu.hayatındaki tek değer verdiği kişiyi kaybetme duygusu onu yiyip bitirmişti Zeynep'in sargılı alnının altına burnunun üstüne minicik bir öpücük kondurup kulağına fısıldadı
"Beni sakın unitiyim deme gölyazı elmasım beynin unutsa bile kalbin hala benim seni seviyorum meleğim seni seviyorum güzelim beni bırakıp gitme asla çünkü ben hep yanındayım" tuttuğu elini sıktı ve gözünde yaşların düşmesine izin verdi
Yaşlar teker teker akarken aklına durmadan o aynı sahne geldi ... yağmurun ve melisin çığlıkları uğultular ve onun orda durup hiçbir şey yapamaması. pişmanlıkla bugün yaptığıklarını düşünüp daha sıkı tuttu sevdiği kızın elini ama onu uyandırmamak için gevşetti elini.birkaç dakika sonra kabuslu bir geceye, ağlamaktan kıpkırmızı olmuş yeşil gözlerini kapattı..

8 yorum olursa hemen yeni bölümü göndermeyi düşünüyorum gerçekten çok teşekkür ederim umarım güzel olmuştur. Sizi seviyorum GB ailesi :)

Kerem Zeynep Güneşi BeklerkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin