4. Bölüm

188 21 10
                                    

Daha 20 kişiyiz ama inşallah büyüyecek  ve beğendiyseniz yakınlarıniza önerin.  Daha fazla kişi olalım . Fazla kişi demek fazla bölüm demek . Ileri bölümler heyecan dolu olacak. 

Bahçeye çıkmamla son model arabasına yaslanmis rayban gozluklerini takmış ve telefonuyla ilgilenen amcamı görmem bir  oldu.  Sol Kolumun uyuştuğunu hissediyordum.  Amcam a belli etmeden iğne izi olan yerde elimi gezdirdim . Amcamın önünde durdum ve yaklaşık 5 saniye sonra fark etti.  Telefonu arka cebine koydu ve bana doğru geldi.  Sarıldık ve babama çok benzeyen parfümle harmanlanmış o mis kokusunu içime çektim.  Anlima kondurduğu minik Öpücükle arabaya bindim ve başımdan geçenleri daha ayrıntılı bir şekilde anlattım.  Sohbetli geçen yolculuk sonunda nereye geldiğimize baktım.  Bir araba mağazasının önünde duruyorduk.  Gördüğüm lüks arabalar karşısında ağzım aralandı.  Aras  şu anki halimi görse kıtlıktan çıktığımı dusunurdu.  Aras ne alaka ki şimdi.  Bi sus Pakize yaa! Ha Pakize kimmi? Benim iç sesim. Ya da benim cesaret edip diyemediklerimi diyen kişi.  Ona Pakize ismini nasılmi koydum. 
Yazardan...
Ağlamak tan şişmiş olan gözlerini araladi.  Yataktan doğruydu ve aklına gelen düşüncelerle tekrar ağlamaya başladı küçük kız.  Iç çeke çeke ağlıyordu.  Odasına giren annesi ona sıkı sıkı sarıldı ve ağlamasın diye teselli etmeye çalıştı. Ağlamak tan çatallaşan sesine aldırmadan "Ama ben onu çok ozliyceeeeeem anne lütfen lütfen onu bana geri getir o benim minikimm" . Annesi bu duruma nasil tepki vereceğini şaşırmış bir şekilde "Tatlım o bir gezintiye çıktı ve yakın zamanda bize geri dönecek.  "Derin bu sözlere inanarak "Ben çok açım anne bana yemek veriymisin!?" Doğru düzgün söyleyemdigi sözleri annesinin yüzünde ufak bir tebessüm bırakmıştı.  Annesi bayram olduğu için tatlı kızının üstüne pudra pembe kabarık mini elbisesini geçirmişti.  Mutfağa girdiklerinde mis gibi et kokusu onları karşıladı.  Anne keşke Pakize de burda olsaydı dedi masum  bir şekilde . Bu sözleri masada gazete okuyan babasını guldurmustu.  Bir süre sonra kahvaltılarını yaptılar ve Derin in büyük anne ile Büyükbaba sının yanına gittiler. Küçük kız eve girer girmez buyukannesinin boynuna atladı.  Onlara kıskanç bir şekilde bakan EMRE hain Fikriyle gülümsedi.   Onu yan  odaya çağırdı ve "Derin Biliyormusun senin Pakizeni dün kurban bayramı için kestiler evde pişen  et Pakizenin etiydi.  " Küçük kız bu duydukları karşısında şok geçirdi ve sabah Yediği et geldi aklına.  Sonra gülümsedi ve içini bir sevgi kapladı.  "Emre ben sabah Pakize yi yedim Biliyormusun ve o artık hep benim içimde kalacak benim bir tanecik kuzum .Emre Pakize çok tatlı meeeeeliyordu dimiii"
Derin 'den
Aklıma Pakize gelmişti ve yine üzülüyordum.  Kafamdan bütün bu saçmalıklari uzaklastirip amcam a dönüp 'burada ne İşimiz var bizim' bakışı atmaya başladım. Amcam da bunu anlamış olacakki" Arabanın durumu çok iyi değil sen aradiktan sonra gittim kaza yerine.  Babana söyledinmi? "Ne babamı ne babası benim babam mi var ? Şu anda babam olduğunu yeni öğrendim . "Yo yok babamın haberi yok amca. Sen sen soyliycekmisin lütfen lütfen söyleme.  "Amcam a büyük bir umutla bakarken ufak bir gülümseme oluştu yüzünde.  Ne neden böyle yapıyordu ki ! Yoksa beni söyleyecek mi babama ! Ah Hayır yaa! "Daha dün Emre oyuncak Araba sürerken ondan kaçiyordun şimdi arabayi sen sürüyorsun ve ilk kazanı gerçekleştirdin  . Vay be ne çabuk büyüdün sen öyle. "Ayy kalbime iniyor amca ya o nasıl bir sırıtış öyle. Demedim tabiki! Sadece ufak bir tebessüm le karşılık verdim.  Amcamın yüzü bir anlık  değişim ile ciddi bir hal aldı. "Bunu babana söylemekzorunda olduğunu biliyorsun değilmi? "Sorduğu soru karşısında vücudumu kontrol edemediğim bir telaş ele almıştı.  Gözümden akan yasa engel olamayarak" ben ne yapacağım ya babama söylesem bir dert söylemedim bir dert hem ben polislerin haberi olmadan çıktım hastaneden ne yapıcam her şey birbirine girdi." Amcamın yüz hatlarının kasılmasindan gergin olduğunu anlıyorum.  Ağlamam onu üzüyordu.  Benim minik amcacim.  Tamam her ne kadar kasları yüzünden minik gözükmesede o Benim  ponçik ruhlu amcam dı.  "Bak ııımm Derin lütfen lütfen ağlama gerçekten . Ben her şeyi halledicem sen hiç üzülme Tamam'ı babana söylemem söz.  "Endişesi bile çok tatliydi amcamın ya yerim . Yüzümdeki aptal gulumsemeyle ona bakıyordum.  "Ne oldu yüzünde bir şey mi var?" Sorduğu soru gülümseme nin yüzüme dahada hakim olmasını sağlamıştı. 

Saat 22.30 ve ben yatağıma kurulmuş bir şekilde uykunun beni bulmasını bekliyorum.  Gözüme girmeyen bir gram uyku beni televizyona teşvik ediyordu. Yaptığım şeyin doğru olmadığını bilsemde çıplak ayaklarımı yere koydum ayaklarıma aniden temas eden soğuk zemin ayaklarımı yerden hemen çekmeme sebep oldu. Yatağın ucuna gidip halıya basdim ve zikzaklar çizerek oturma odasına vardım. Televizyona uzandım ve yanında duran kumandayla açtım. Icimi gereksiz bir heyecan sarmisti. Aklıma bugün yaşananlar geldi. Oraya gittikten sonra yeni bir araba aldık ve eski haline dönmesi için annemin en sevdiği çiçek olan Mimoza çiçeğinin kokusunu alıp arabaya yerleştirdik kulaklıkları Torpido gözün yerleştirdik ve artık eski halini almıştı.  Araba zaten birkaç aylıktı pek anlaşılan bir şey yoktu. Sanırım annemle tek ortak noktamız Mimoza çiçeğinin sevmemizdi.  Annem her zaman zarif giyinirdi ve ben aksine bana yakışan hee şeyi giyerdim. Mutfaktan gelen patırtı sesleri ile kafamı oturma odasının kapısına çevirdim.  Karanlık görmemi engelliyordu.  Ben kendi gölgede korkan insanım neyin nesi bu şimdi! ! Korkuyla odama kostüm ve telefonuma yapistim.  Flash ını açarak oturma odasına geri koştum.  Eminim kimse benim kadar hız yapmamıştır şimdiye kadar.  Rehbere girdim ve annemi tam arıyordum ki gecenin bu saatinde neden ayakta olduğumu soracağı aklıma gelince Kankileytobişkololipopummm yazısını görünce aklıma Zehra yi aramak geldi.  Fakat arasam ne yapacaktım ki.  Yinede bir umutla adım ve ilk Calista neşeli sesi beni karşıladı. "Alo aşkım Naber? Kız bana sevgili muamelesi yapıyordu resmen.  "Ne aşkımı Zehra ne aşkımı ben ölüyorum burada korkuyorum mutfaktan sesler geliyo " söylediğim şey Zehra yi guldurmustu.  Hahaa çok komik yaa ben ölüyorum diyim kız bana gülsün. "Ha ha aha çok komik Zehra kapat ya seni arayan da kabahat yaptığım blog onu korkutma olacakki "Tamam tamam yaa ben ne yapabilirim ki sen söyle? "Kız haklı ne yapabilirki ?"Neyse sen ne yapabilirsin ki Off neyse bebeem sen kapat iyi geceler" Zar zor söylediğim kelimeler moralim bozmuştu.  "Taam ben kapatiyim bay bay korkmaya gerek yok okey  ?" Uffff ! "Okey " Telefonun kapanması korkum artırırken mutfaktan bardak kırılma sesi geldi ve ardından ard arda tabak olduğunu düşündüğüm şeyler düşmeye başladı.  Korkun ağlamaya neden oluyordu ve ben korkuya yeniliyordum.  En sevmediğim duygu korku ve pismanlik ti bn şu an  korkuyu dorukta yaşıyordum . Telefonumun rehberi bi umut bakarken  Emo yazısını gördüm ve arama tuşuna bastım.  3. çalista açılan telefon beni rahatlamisti.  "Alo Emre mutfaktan sesler geliyor ben ben ne yapacağımı bilmiyorum çok geliyor aaaaaaaaaaaaaaa "Ağzımdan uzunca çıkan çığlık sesinin sebebi mutfaktan gelen çatal kaşık sesiydi.  "Alo Alo Derin iyimisin geliyorum Ben Derin cevap ver Derin " Emre nin gelen sesi beni derinden etkiliyor telaş bedenimi kaplamıştı ve ben çivilenmiş  gibi yerinden kipirdayamuyordum.

Bir dahaki bölüm güzel olacak
Hadi hayırlısı. ..

Yangın Mavisi "Ateşin Uyanışı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin