GİRİŞ

8.9K 358 13
                                    

Bozkırın  geniş yaylalarında  yankılan  bebek sesiyle oba beyi Acar Bey ellerini havaya kaldırarak şükretti yaratıcıya. Oba halkı sevinçle  yeni doğan bebeği  birbirine  sarılarak kutladılar. Karısı  ve yeni doğmuş  bebeğini  merak eden Acar Bey adımlarını hızlandırarak çadırına doğru  ilerledi. Allah onu dördüncü  kez baba etme lütfunu göstermişti. Üç  oğlu vardı Acar Beyin ve eşiyle  hep bir kızlarının  olması  için dua etmişlerdir yaratıcıya.
İçinden tekrarladı duasını ve çadırın içine  girdi.

Eşi  Gülru Hanım ter içinde kucağında bebeğiyle gülümseyerek bakıyordu. Acar Bey büyük  bir aşkla  baktı eşine. Bu kadını öyle  çok  seviyordu ki onunla evlenirken yaşadıkları tüm  zorluklara seve seve katlanmıştı. Kadınıydı Gülru,gül kokulu eşiydi. Bu dünya  da Gülru'dan başka kadın yoktu  onun için. Yerleşik hayatta büyümesine rağmen Acar için göçebe olmaya seve seve katlanmıştı Gülru. İlk başta herkes karşı  çıkmıştı. Anası  babası hiç istememişti Acar'ı. Tıpkı  Acarın ailesinin  onu istemediği  gibi.

Kaçmıştı tüm kurallara rağmen bir gün bile korkmamıştı ölümden. Acarsız bir dünya zaten ona ölümden  farksız değildi. Zamanla oba da yaşadığı  tüm aşağılamaya karşı sabretmiş ve Allah'a  her gün  dua etmişti  kendisini kabullenmeleri için. Zamanla saygısıyla,zarafetiyle kendisini sevdirmişti oba halkına. Zarafetli bir kadındı  Gülru  adı gibi. Acar da Gülru'yu görür  görmez aşık olmuştu. Yeşil gözleriyle bozkırda açan çiçeklerle uyum içindeydi. Kumral saçlarıyla Acar'ın bozkırının güneşi  olmuştu.
Ardından  doğurduğu üç  erkek evlatla iyice sevilmeye başlamıştı Gülru.

Şimdi  de terden ıslanmış yatağında yorgun bir gülümsemeyle kucağında bebeğiyle kocasına bakıyordu.

- Allah sesimizi duydu Beyim bir kız evlat verdi bize. dedi Gülru  eşine sevinçle.

Karısından duyduğu mutlu haberle yanına yaklaştı  heyecanla. Yatağa eğildi  ve eşinin terlemiş anlına teşekkürünü belli edercesine kocaman öptü.

-canıma can kattın kadın yine. Şükürler olsun rabbime seni yazmış bana.

Sonra büyük  bir sevgiyle eşinin kucağında beyaz çarşafa sarılmış kızını kucağına aldı. Yavrusun kokusu kokladı uzunca. Nasıl sevmezdi bebeğini kendisinden ve  Gülru'sunda bir candı. Usulca bebeğin saçlarını okşamak  için beyaz kundağı düşürdü başından. Gördükleriyle  şok  içinde eşine baktı.

-Gülrum yaradan gözlerimle mi oynuyor yoksa bu kızın saçları ateş  gibi kızıl mı?

♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧

Kızı doğduğunda çadırdaki  herkes büyük bir şoka uğramıştı. Obada ilk kez kızıl bir çocuk doğmuştu. Ebe kadın elleri arasında bebeğin  güzelliğine hayran hayran baktı  ve annesine  dönerek:

- Allah'ın lütfu bu kızım, bebeğin kızıl  bir çiçek gibi  açtı  obamıza.

Gülru bebeğinin güzelliğiyle ağlamaya başladı. Şükretti  içinden yaratıcıya bu mucize için.
♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧

Gözleri  şaşkınlıkla bakan eşine kocaman gülümseyerek baktı.

- evet Beyim kızımız bir mucize gibi değil mi?

Kızından gözlerini alamayan Acar Bey büyük  bir şevkatle yavrusunun başını öptü.

-Bi de gözleri senin gibiyse Gülrum, bu kız büyüdüğünde obadaki tüm oğlanları öldürmem gerek. dedi içindeki koruma hisseyle.
Biliyordu kızı da eşi  gibi çok güzel bir kadın olacaktı ilerde.
Usulca bebeğin kulağına fısıldadı masal anlatır gibi:

"Bozkırımda açan kızıl bir çiçek  gibisin meleğim ... " dedi geleceği bilmeden.

BOZKIR'IN UĞURSUZ ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin