Bozkırın geniş yaylalarında yankılan bebek sesiyle oba beyi Acar Bey ellerini havaya kaldırarak şükretti yaratıcıya. Oba halkı sevinçle yeni doğan bebeği birbirine sarılarak kutladılar. Karısı ve yeni doğmuş bebeğini merak eden Acar Bey adımlarını hızlandırarak çadırına doğru ilerledi. Allah onu dördüncü kez baba etme lütfunu göstermişti. Üç oğlu vardı Acar Beyin ve eşiyle hep bir kızlarının olması için dua etmişlerdir yaratıcıya.
İçinden tekrarladı duasını ve çadırın içine girdi.Eşi Gülru Hanım ter içinde kucağında bebeğiyle gülümseyerek bakıyordu. Acar Bey büyük bir aşkla baktı eşine. Bu kadını öyle çok seviyordu ki onunla evlenirken yaşadıkları tüm zorluklara seve seve katlanmıştı. Kadınıydı Gülru,gül kokulu eşiydi. Bu dünya da Gülru'dan başka kadın yoktu onun için. Yerleşik hayatta büyümesine rağmen Acar için göçebe olmaya seve seve katlanmıştı Gülru. İlk başta herkes karşı çıkmıştı. Anası babası hiç istememişti Acar'ı. Tıpkı Acarın ailesinin onu istemediği gibi.
Kaçmıştı tüm kurallara rağmen bir gün bile korkmamıştı ölümden. Acarsız bir dünya zaten ona ölümden farksız değildi. Zamanla oba da yaşadığı tüm aşağılamaya karşı sabretmiş ve Allah'a her gün dua etmişti kendisini kabullenmeleri için. Zamanla saygısıyla,zarafetiyle kendisini sevdirmişti oba halkına. Zarafetli bir kadındı Gülru adı gibi. Acar da Gülru'yu görür görmez aşık olmuştu. Yeşil gözleriyle bozkırda açan çiçeklerle uyum içindeydi. Kumral saçlarıyla Acar'ın bozkırının güneşi olmuştu.
Ardından doğurduğu üç erkek evlatla iyice sevilmeye başlamıştı Gülru.Şimdi de terden ıslanmış yatağında yorgun bir gülümsemeyle kucağında bebeğiyle kocasına bakıyordu.
- Allah sesimizi duydu Beyim bir kız evlat verdi bize. dedi Gülru eşine sevinçle.
Karısından duyduğu mutlu haberle yanına yaklaştı heyecanla. Yatağa eğildi ve eşinin terlemiş anlına teşekkürünü belli edercesine kocaman öptü.
-canıma can kattın kadın yine. Şükürler olsun rabbime seni yazmış bana.
Sonra büyük bir sevgiyle eşinin kucağında beyaz çarşafa sarılmış kızını kucağına aldı. Yavrusun kokusu kokladı uzunca. Nasıl sevmezdi bebeğini kendisinden ve Gülru'sunda bir candı. Usulca bebeğin saçlarını okşamak için beyaz kundağı düşürdü başından. Gördükleriyle şok içinde eşine baktı.
-Gülrum yaradan gözlerimle mi oynuyor yoksa bu kızın saçları ateş gibi kızıl mı?
♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧
Kızı doğduğunda çadırdaki herkes büyük bir şoka uğramıştı. Obada ilk kez kızıl bir çocuk doğmuştu. Ebe kadın elleri arasında bebeğin güzelliğine hayran hayran baktı ve annesine dönerek:
- Allah'ın lütfu bu kızım, bebeğin kızıl bir çiçek gibi açtı obamıza.
Gülru bebeğinin güzelliğiyle ağlamaya başladı. Şükretti içinden yaratıcıya bu mucize için.
♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧Gözleri şaşkınlıkla bakan eşine kocaman gülümseyerek baktı.
- evet Beyim kızımız bir mucize gibi değil mi?
Kızından gözlerini alamayan Acar Bey büyük bir şevkatle yavrusunun başını öptü.
-Bi de gözleri senin gibiyse Gülrum, bu kız büyüdüğünde obadaki tüm oğlanları öldürmem gerek. dedi içindeki koruma hisseyle.
Biliyordu kızı da eşi gibi çok güzel bir kadın olacaktı ilerde.
Usulca bebeğin kulağına fısıldadı masal anlatır gibi:"Bozkırımda açan kızıl bir çiçek gibisin meleğim ... " dedi geleceği bilmeden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOZKIR'IN UĞURSUZ ÇİÇEĞİ
General FictionKarşısında oturan oba büyüklerine bakmıştı Ağar. Hüküm belliydi. Oba beyin kızı Alçiçek ile evlenecekti. Kendisi gibi yetim, kimsesiz Ağar obanın en güzel kızıyla evlenecekti. "Kızıl saçlı, uğursuz çiçek " diye geçirdi Ağar. Obadaki gençlerin...