ALINTI

4.7K 133 20
                                    


Kan kokan günün başlangıcına uyandırmıştı insanları Güneş,
dağların arasından sessiz sedasız yükselerek etrafa yakıcı ışıltıları dağıtıyordu. Tenlerinin kokusu birbirlerine geçmiş iki tedirgin yürek içlerine çektikleri derin nefesler altında yağmur yüklü kara bulutlu düşüncelerin girdabında kaybolmuşlardı.

-şimdi ne olacak peki ,Ağar?

genç adamın çıplak göğsüne burnunu sürterek bir yol göstermesini istedi Alçiçek...

"Bundan sonra ne olacaktı hayatları?"

Bu sorunun yanıtını kendi bile bilmiyordu genç adam. Yüksek kayaların arasında yırtıcı bir şahinin gözüne kestirdiği av gibiydi. Tepesinde onu takip eden azrailin keskin bakışlarının derinliğine hapsolmuş bir kurbanın son çırpınışı gibi  durmadan koşup bir çare bulmalıydı.
Yoksa biliyordu obadakilerin bir şahinden farksız olmayacağını. Avını yakalayan şahinin beklemeden keskin gagasıyla kan revan içinde paramparça etlere bölüp onları yutup bitireceğini.

Ölüm hep bir adım arkandan gelir derlerdi büyükler. Ağarla Alçiçek için ise adım adım önden yürüyordu boyunlarına geçirdiği büyük zincir halkayla sürükleye sürüklüye onları kendiyle...

-sana yalan demem gülüm! Baban derdine çaren olayım diye seni bana emanet etti. Lâkin korkuyorum Alçiçek yönüm  belli olmayan bir ormanın içinde dönüp dolanır gibiyim. Korkuyorum inan bana kendim için değil bunca yıllık yalnızlığıma şifa olan sen için.

dedi çaresizliğin verdiği büyük yıkıntılar içinde...

Gözlerinden süzülen yaşlara alışmıştı artık. Uzun zaman yoldaş,dost bilmişti gözpınarlarını. Ağar da kendi gibi korkuyordu. Yıllardır beklediği mutluluk umudunun elleri arasında akıp giden su gibi buharlaşıp gitmesini istemiyordu.

"Bizi yaratan yaratıcı. Küçükken her korktuğum da annem sana sığınmam gerektiği söylerdi. Yaşadığım şu kısa hayat oyununda yine sana sığınırım. Ne olur duy beni,işit gönlümündeki yangın ateşini. Bize bir yol bir pusula göster.
Ağar'ı yüreğimi ısıtan bu güzel adamdan beni kopartma..."

diye yalvardı genç kız.

-Ağar hazır mısın bize yar olmayan yuva olmayan bu yerden gitmeye yarım kalan hikayemizi tamamlamak için başka yuvalarda belki de masallarda anlatılan gidilmemiş,yolu aşınmamış diyarların altında yaşamak,nefes almaya hazır mısın benimle?...

Küçücük kalbinde büyük umutlara yer edinmişti karısı.
Alçiçek'in dediği gibi olur muydu? Onları  koskocaman evrende kabul edecek bir yer var mıydı?

"Neden olmasın."
Dedi yüreği yaratıcı insanoğlunun hürmetine var etmemiş miydi bu uçsuz bucaksız gökyüzünü. Bastığı toprak bir solucana bile yuva olmuşken ruhuna toprağın kokusu nakşeden yaratıcının kulunu mu kabul etmeyecekti bir avuç toprak.

-Derler ki güzel kız, sultanlara bile yâr olmayan diyarlar varmış. Öyle güzel,eşsizmiş ki bir gören bir daha çıkmak istemezmiş o diyarlardan. Asıl sen var mısın bu küçük ayaklarınla kocan Ağar oğlana yaslanıp yeni yeni yolları aşındırmaya...

diyerek
sokuldu başıyla karısının körpe gerdanına,öpücükler  kondurdu genç kızın süt beyaz tenine.

♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤

"Devamı gelecek max. 1 -2 güne...😶

BOZKIR'IN UĞURSUZ ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin