bölüm :9
Bir Zamanlar Biz
& bıçak &
Bazen hiç olmayacak anlarda olmayacak şeyler olur. Mesela sınıftayken o çok değer verdiğiniz telefonunuzun öğretmen tarafından alınması gibi. Ne kadar şuan ki duruma uygun bir örnek oldu bilmiyorum ama şuan aklımı kaçırmama ramak kalmış gibi hissediyorum.
Biri evimde beni gözetliyor olmalı. Yoksa bunun başka bir açıklaması olamaz. Yerimden kalkıp kapıya doğru yürüdüm. O an bir çığlık sesi geldi. Kafamı hızla arkaya doğru çevirdim. Ses televizyondan geliyordu.
"Kim var orda? "Diye seslendim.
Telefonumu alıp annemi aradım ama açmadı. Sinirle babamıda aradım. O da açmadı ne kadar tesadüf değil mi ama(!)evde yürümeye başladım.Elimde vazo ile mutfağa doğru gittim. Girer girmez çığlık attım. Arkasını dönük üzerinde deri mont ve altında açık mavi kotu ile elindeki bardağı bırakıp bana döndüğünde nefes alamıyormuş ve fal taşı gibi açık gözlerle karşımdaki siyah gözlere bakıyordum.
"Ne işin var senin burda"dedim sesimi yüksek tutarak. Batuhan ise cevap vermeye bile tenezzül etmedi. Gecenin bir köründe benim evimde ne işi vardı nasıl girer buraya. Dışarıda bir sürü koruma varken bu nasıl mümkün olabilir?
"Sana bir şey sordum! "dedim bağırarak. Batuhan iki adımda yanıma yaklaşıp beni bileğimden tuttu ve sıktı.
"Bana sakın bağırma "dedi. Yüzümde onun nefesini hissedince geriliyordum. Batuhandan korkmaya başlamıştım. Bu gizemli tavırları beni korkutsada bir o okadar da kendine çekiyordu. Siyah gözleri sanki mümkünmüş gibi daha koyulaşmıştı. Çenesi sertleşmiş ve dudakları birbirine kenetlenmiş gibiydi. Çok çekici. Kolumu ondan kurtarıp
"Hey söylesene asıkmısın yoksa bana ? "dedim. Bu özgüven nerden geliyor hiç bir fikrim yok sadece o an sormak istedim.
"Ne sanıyosun kendini"ifadesiz sorduğu soru üstüne cevap vermedim. Sessizce onu ve hareketlerini izledim. Üstündeki deri ceketi çıkardı -zaten bu havada neden giydiyse-siyah tişörtü tüm vücudunu sarıyordu. Kolunu kaldırıp elini saçlarına geçirip hafifçe dağıttı. Kol kasları ahenkle hareket etti. Kendimi çok garip hissediyorum. Ona öylesine bakarken söylediği söz üzerine ağzım açık kaldı.
"Salyaların etrafa dağıldı "dedi mimiksiz yüzüyle.
"Evimde ne işin var, korumaları çağırmam için bağırsam yeter. "Kaşları çatık elinde bir bıçakla oynuyordu.
"Cesaret edebilir misin? "dedi gözlerime bakarak.
"Hah neden edemiyeyim ki... İmda-"diye bağırdığım anda yanıma varıp elindeki bıçağı boğazıma dayadı.
"Bı...bırak beni"
"Neden korkuyormusun yoksa ha? "dedi alaylı bir şekilde. Boyu benden bır karış olduğu için başım yukarı dogru kalkmıştı. Canım yanıyordu. Demirin soğukluğu içimi ürpertiyordu. Kapıdan gelen kilit sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Annem gelmişti. Bagıracagım sırada eli ile ağzımı kapattı.
"şşşt"dedi fısıltıyla bende tamam anlamında başımı salladım. Elini ağzımdan çekti.
"Benimle gel"dedim ve odama doğru yavaş adımlarla gittik. Annemin geldiğine eminim. Batuhan'ı neden odama götürdüğümü bilmiyorum sadece yardım etmek istiyorum. Ondan korkmuyorum. Ama onu görünce aklım karışıyor. Kendimle savaş veriyorum ondan hoşlandığıma kendimi inandıramıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK(bir Zamanlar Biz)
ChickLitPembenin sihayhı... Gecenin karanlığı.... Gündüzün akşamı..... Bu aşk hiçte beyazın içindeki küçük siyah nokta kadar değildi; tam tersine siyahın içinde küçük bir beyazdı. Herşey KARANLIKTI..... '''~~~'''''~~~~~'''~~~~''''' Başım kolunun altında...