EKC

666 13 12
                                    


             Merhaba arkadaşlar;

             Kişisel gelişim dendiği zaman benim aklıma gelen anlam hep şu oluyor: Bir insanın(kişinin) kendini geliştirmesi. Sizce de bu anlam doğru değil mi? Peki bunu nasıl yapacak insanlar. Kendilerini geliştirmenin yolu nedir? Bu yol asfalttan mı yoksa taştan mı olmalı? : ))) buda işin espirisi olsun.

            Espiriyi bırakalım asıl işin esprisi(öz)ne bakalım biz. Kişisel gelişimin açılımını kendimce izah edeyim önce sizlere. İnsanlar hep kendilerine model olarak başarılı, güçlü, akıllı ve zengin insanları örnek alır genellikle. X abi bunu şöyle yapmış bak çok parası var. Y abla bunu şöyle yapmış bak çok zeki biri gibi anlatır başkalarına. Model almak aslında iyi bir şeydir bunu kötülemeyelim. Fakat onun gibi olmak için çoğumuz kolları sıvar işe başlarız. Sonra bir zorluk çıkınca karşımıza yüzde yetmiş oranda vazgeçeriz. Ben bunu yapamam deyip modelimizi hayranlıkla izlemeye devam ederiz. Kendini sıkı zannedeler birkaç zorluğa cesurca göğüs gererler. Zorlukları aşmayı başardık, ne mutlu bize bu da bir başarı basamağıdır. Sonra karşımıza cehalet çıktı, buda nerden geldi yahu demeyin. Bende dahi ülkemizde çok sayıda var. Cehaleti aşmak zorluğu aşmaktan inanın çok daha zordur. Hele birde karşınıza diplomalı cahillerden çıkarsa vay halinize. Burada sizlere şunu da belirteyim cahil derken bilgisiz demek istemiyorum, bence cahil insan Yüce Yarada'nın insanoğluna verdiği en mükemmel organı yani beyni geliştirmeyi başaramamış insandır. Bilimsel olarak yüzde üçünü beşini kullandığımız kanıtlanmış, demek ki bizlerde daha çok kapasite var. Bunun farkında mıyız? Yoksa sadece yaşamı sürdürebilmek için mi taşıyoruz beynimizi? Öncelikle bunu bir düşünelim hep birlikte. Alın elinize bir kalem birde kâğıt başlayın yazmaya.(Ben sizler için boş birkaç sayfa bırakayım.) Yazınız bittikten sonra görüşmek dileğiyle. Bende bir kâğıt ve kalem alıp başlıyorum yazmaya.


              Kalemi aldım elime hemen yazmaya başladım. Aslında sizlerin ne yaptığınızda merak etmiyor değilim. Kulaklarım çınlar gibi oldu. Ne diyor bu adam ya! Derdi ne bunun ne yapmaya çalışır vb. cümleler kurduğunuzu düşünüyorum. Ama kâğıt hala boş duruyor önünüzde değil mi? Ne yazacağımızı bilmiyoruz. Hatta çok eminim birçoğumuz o kâğıtla kaleme hiç dokunmadık bile : ))) benim yazdıklarım şuan okuduğunuz yazı ile aynı bu sayfanın son harfine kadar aynı da olacak. Birçoğumuz yazmaya bile teşebbüs etmedik. Yazmayı isteyenlerde beyin ile ilgili düşüncelerin ve ya ne yazacağını bulamadı. Hepiniz bir konu söylememi beklediniz aslında. Onun üzerine görüşlerinizi yazacaktınız. Ben sizden sadece bir yazı istedim, yani teşvik ettim, yönlendirmeyi sizlere bıraktım. Çok zor olacak biliyorum lakin sizden rica ediyorum bu sayfayı okumayı bitirdiğinizde alın elinize kalemi koyun önünüze bir kâğıt o an aklınıza ne geliyorsa onları yazın ve kitabın en son sayfasına bırakın orda kalsın. Lütfen bunu hepiniz yapın. Okumaya on beş dakika ara verin ve yazın sadece yazın bir cümle bir kelime hata bir çizgide dahi olsa yazın. On beş dakika sonra görüşürüz. Hepinize kolay gelsin.


BEN KENDİMİM YA SEN KİMSİN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin