{kitabın adını değiştirmek istedim why ben de bilmiyorum ;( }
*
Yattığım yatağa iyice kendimi sarmıştım. Başım yine ve yeniden ağrıyordu.
"Kyungsoo! Odamın içine etmişsin ama ya!"
Yixing odaya dalarak bağırırken onu umursamadan yattığım yatakta yan döndüm. Tamam, üç gündür yataktan çıkmıyor olabilirdim ama ne yapabilirdim? Moralim Sibirya gibi eksilerin altındaydı. Ruh sağlığım hiç iyi durumda değildi.
Yixing yatakta yanıma zıplayıp yatarken onu umursamadım. Arkamdan boynuma kolunu dolayan elini suratıma çıkardı. Bunu normalde pek iyi karşılamaz direk kudururdum ama bu aralar kendimi acayip mutsuz, üzgün ve sevgiye aç hissediyordum. O yüzden yüzümde dolanan uzun elleri ile gözlerimi kapattım. Rahatlatıyordu beni.
"Kyungie, yarın Kore'ye döneceğiz. Hala bunda kararlı mısın?"
Kafamı hiç düşünmeden salladım. Kore dans ve müziğin merkezi olabilirdi ve SM' de bu işte en iyi şirketlerden biri olabilirdi ama hevesim kaçmıştı işte. Kore'ye bir daha adım atmak istemiyordum ama Çin'e acele geldiğim için her şeyim SM' nin yurdundaydı.
"Sen git al sonra Çin'e dön."
Çocuk gibi dudak bükerken elleri dudaklarımın üzerinde dolanmaya başladı. Bu cidden çok iyi hissettiriyordu. Yanımda birinin varlığını tatmayalı uzun zaman olmuştu.
"Çok komiksin. Hadi kalk bu akşam seni Çin'in en iyi birahanesine götüreceğim. Kurtlarımızı dökelim bebek!"
Son cümlesinde sesini incelterek söyleyince yatağa daha çok gömüldüm. O nasıl sesti ya? Baekhyun'u geçmişti resmen.
"Demek istediğin; intihar edeceksen alkol içerek mi intihar et?"
Ona dönerken o da yatağın altına girmişti ve cenin pozisyonu ile suratıma aval aval bakmaya başlamıştı.
"Ne alakası var ki? Sadece kafamızı son kez rahatça boşaltmak istiyorum!"
Gülerek yorganın altından ellerimi tutması ile bir an duraksarken bende gülüşüne karşılık verdim.
"Peki gidelim. Ciğerlerimiz yanana kadar alkol içelim!"
Sahte sevinçle bağırırken o kaşlarını çatmıştı.
"Birahaneye gideceğiz aptal. Biradan başka bir şey içemeyeceğiz yani!"
Omuz silktim.
"Barların nesli mi tükendi?"
"Geleneklerimi bırakmamaya çalışıyorum sadece."
Kafamı salladım ve üzerimde boğucu hava yaratan o yorganı üzerimizden attım. Yataktan uyuşuk bedenimi kaldırmaya çalışırken o da ayağa kalktı ve elini bana uzattı. Elini tutup ayağa kalktığım zaman beni banyoya doğru çekiştirdi.
"Bu akşam Baekhyun gelecek."
Aynanın karşısına geçip yüzümü yıkamaya başlamıştı. Hadi ama sadece depresyona girmiştim bebek gibi yüzümü yıkamak da nereden çıkmıştı?
"Ne gerek var? Yarın zaten Kore'deyiz."
Yüzüme çarpan sular yüzünden zorla konuşmuştum.
"Bende aynısını söyledim. Ama Baek'i durdurmak amma kolay ya zaten. Seni buraya yalnız gönderdiği için suçlu hissediyormuş. Ben sanki malım ya!"
İsyan edercesine konuşurken bende gülmeye başlamıştım.
"Baekhyun iflah olmaz gibi."
Yixing'in kıkırtısı odayı doldururken havlu ile suratımı silmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PRAY FOR ME //KAİSOO
Short StoryHayatının en güzel yaşında bir insan cehennemi arzulayabilir miydi? Onun cehennemi Kim Jongin'di. Ona dokunmak, ateşe dokunmak, Ona bakmak, şeytanla göz göze gelmek, Onun nefesini hissetmek, şeytanla konuşmaktı. Do Kyungsoo cehennemde ki şeytana âş...