PRAY FOR ME //KAİSOO

EPİSODE 10˜插曲 十

Lanet haftayı zorla atlatmıştım. Ve bugün ben, Yixing, Chanyeol, Kai, dördümüz Çin'e gidecektik. Meet Gala'ya ilk katılışım olacaktı ve ben oldukça heyecanlıydım. İçimde ki ezilikiğin gitmesi için bambaşka şeyler ile uğraşıyordım.

"Hazır mısın?"

Yixing odamın önünde kollarını kapının pervazına yaslamış, bana bakıyordu. Ona kafamı sallamış ve çantamı sırtıma takarak, güneş gözlüklerimi gözlerime takmıştım. Bir haftadır ne eğitime gidiyor, ne de odadan dışarı çıkıyordum. Tek yaptığım sanırım günde sekize yakın dram filmi bitirip, içim çıkana kadar ağlamaktı.

"Çok hoş görünüyorsun."

Boğazlıklık bir siyah kazak giymiş ve altıma da hafif bol koyu kot giymiştim. Üzerime siyah kabanımı atmış ve güneş gözlüğümü takmıştım. Neden mi? Çübkü gözlerim ağlamaktan kıpkırmızılardı.

"Teşekkür ederim."

Önümde hafif saygılı şekilde eğilmiştim.

"Bu hareketlere gerek yok. Samimi olalım."

Yixing'e gözlüklerimin ardından boş boş bakmış, daha sonra kafamı sallayarak odadan çıkmış, alt kata inmiştim.

"Sonunda!"

Baekhyun, Chanyeol'un elini tutmuş, bizi görünce bağırmaya başlamıştı.

"Sende mi geliyorsun bebek?"

Yixing sorunca Baekhyun heyecanla kafasını sallamıştı.

"Sevgilimin yanından ayrılamam, sonra manzallah," Eli ile beni işaret etmeye başlamıştı.

"Bunun gibiler göz diker falan."

Gözlerimi kısmıştım ancak kimse bunu anlamamıştı tabi.

"Hyung çok konuşma. Chan hyung ona bakmaz, artık siktirin gidin. Beynimin içini yediniz!"

Sehun triple konuşmus ve kimseyi takmadan tekrar önüne dönmüştü.

"Haklı. Uçağı kaçırmayalım hem."

Hiçbir şey demeden onları beklemeye başlamıştım. Jongin hala ortalıkta gözükmüyordu.

"Jongin nerede?"

Yixing iç sesimin cevabını verirken, adını başka birinin ağzından duymam bile titrememe yetmişti.

"Geliyor."

Onun tarafına baktığım da ağzım kocaman açılmıştı.

Hadi ama, bu nasıl tesadüftü  böyle?

"Yok artık!"

Yixing'de anlamış gibi bağırmış ve ikimize bakmaya başlamıştı.

Aynı montlar, aynı gözlükler, aynı kazaklar ve aynı renkler.

Bunun tesadüf olması imkansızdı.

"Demek bu yüzden son anda üstümü değiştirip geliyorum dedin."

Baekhyun sinirle Jongin'e bakarken mırıldanmış ve daha sonra omuz silkip, Chanyeol'un kolunun altına girmişti.

"Neyse, uçağa yetişmemiz lazım. Paul nerede?"

Paul?

"Heheyt! Canım ve biricik korumam! Al beni omuzlarına bebek!"

Koruma olduğunu öğrendiğim adam Baekhyun'un yaklaşan suratına eline koymuş ve geri gitmesini sağlamıştı. Dudağımın tek kenarı havaya kalkarken, Jongin ile gözgöze gelmiştik. Bana gözlerini kırpmadan bakarken ona daha fazla bakmamış ve önüme dönmüştüm.