*Dün KrAy fici okudum, hala etkisindeyim...
Medya :') *"Beni öper misin?"
"Öpmem."
Sözcükleri beynime işlenirken dudaklarına yakın olan dudaklarımı çekip kafamı tekrardan göğsüne yatırdım. Kokusuyla mayhoş olmuştum resmen.
"Senden beklediğim bir tepkiydi."
Karanlık alanda bedenlerimiz bir bütün halinde, ikimiz birbirimizin içerisinde kaybolmuştuk adeta.
"Kyungsoo, gitmemiz lazım."
Kafamı onaylayarak salladım ama hiçbir reaksiyonda bulunmadım.
"Kyungsoo!"
Hafif bağırır gibi tıslayarak konuştuğunda geri çekildim. Bedenlerimiz birbirine hala değerken alttan elimi tuttu ve alıp boynunun arkasın attı. Kyungsoo gitmemiz gerek, dedikten sonra ne demeye böyle hareketler yapıyordu ki? Biraz daha bedenlerimiz birbirine değmeye devam etseydi ona burada tecavüz edebilirdim.
"Baekhyun seninle konuşacak, bunu unutma."
Ensesinde ki saçları ile oynarken mırıldanarak konuşmuştu.
"Pek sanmıyorum."
"Ben sanıyorum."
Kafamı salladım. Onun dediği şeye neden inanıyordum ki? Bana hakaret edip, beni saatlerce ağlatıp sonra hiçbir şey olmamış gibi sarılması... Neden bunu durduramıyordum? Ona yakın olduğum halde hep bir adım gerisindeydim. Ona ulaştığım zaman bile o hep öne geçiyordu. Bu yüzden ne o bende tam kalabiliyordu ne de ben tam ona gidiyordum. Hep bir yanımız eksik kalıyorduk.
"Yurda gidelim."
Elimi boynundan yere indirdi ve son kez olduğunu anladığım şekilde elimi sıkıp bıraktı. Karanlık alandan çıkarken peşinde de beni kazağımın ucundan çekiştiriyordu.
"Yavaş olabilirsin mesela?"
Soru sorarak çıkan sesimle beni tınlamadan yürümeye devam etti.
"Olmuyorum ama."
Kafamı salladım. Tartışacak mecalim kalmamıştı.
*
Akşam yemeği için yemekhaneye indiğim de Baekhyun ve Park Chanyeol birlikte yemek yiyerek gülüşüyorlardı. Bu görüntü biraz ağırıma gitmişti açıkçası. Sonuçta ikisi de beni istemiyordu. Hayır, gerçekten ikisi de beni istemiyordu ama ben Baekhyun ile arkadaş olduğumuzu düşünmüştüm başından beridir. Kafamı yemekhane de boş masa var mı diye çevirirken Jongin, Krystall ve birkaç kişinin de olduğu masa da gülüşerek yemek yediklerini gördüm. Bu daha da bozulmamı sağlarken ileride ki masada Yixing ve Kim Junmyeon' u gördüm. Onları rahatsız etmemek için boş masalara bakındım ve birkaç saniyenin sonunda gözüme kestirdiğim masaya doğru oturmaya gittim. En azından kimse tarafından dikkat çekmeyen bir masaydı. Masaya oturup aç karnımı hızlıca doldurmaya başladım. Oldukça acıkmıştım. Hızlıca yemeğimi yediğim zaman kafamı kaldırıp etrafa baktım. Çoğu masa boştu. Gözüm Baekhyun'a kayarken yutkunmuştum. Kafasını Park Chanyeol'un göğsüne yaslamıştı ve bir şeyler mırıldanarak arada gülüyorlardı. Şu koskoca SM Şirketi'nin stajyerleri bile benimle takılmak istemiyordu. Daha ne kadar aciz olunabilir? Sorusunun cevabıydım.
"Do Kyungsoo!"
Yemekhane de yankılanan adım ile başımı kaldırdım. Gelen ufak tefek bir kızdı. Ona biraz daha dikkat kesildiğim zaman ilk geldiğim akşam benimle sohbet eden kız olduğunu anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PRAY FOR ME //KAİSOO
Truyện NgắnHayatının en güzel yaşında bir insan cehennemi arzulayabilir miydi? Onun cehennemi Kim Jongin'di. Ona dokunmak, ateşe dokunmak, Ona bakmak, şeytanla göz göze gelmek, Onun nefesini hissetmek, şeytanla konuşmaktı. Do Kyungsoo cehennemde ki şeytana âş...