...
Ve kadına döndü doktor
"sana yardım edebilirim ama senin de bana yardımcı olman gerekiyor".Kadın sadece boş gözlerle hafiften gülümsedi sanki acınacak haldeki doktormuş da kendisi değilmiş gibi.
"Sen bana yardım edemezsin, çabaların gibi çarelerin çaresiz doktur, hadi beni kendi halime bırak".
"Yanılıyorsun sen farklısın,diğerleri gibi değilsin akli şuurun yerinde. Buradan kurtula bilirsin tabi kendini bana açma şartıyla. Biz dost olabiliriz güven bana".
"Güvenmek mi". Dedi güldü kadın.
"Çok zaman oldu benim o kavramı unutalı. Doktor bende onlar gibiyim uğraşma benimle, senin için zaman kaybı. Bende o deli diye sınıflandırılan gruba aitim ve ben buradan kurtulmak gibi istek içerisinde değilim."
dedi ve oturduğu sürtük betonun üzerinde ki bacaklarını kendine çekip cenin pozisyonu aldı ve basını dizleri arasına alıp gözlerini kapattı.*
Bu kadın aşık olduğum kadındı. Gizliden gizliye seyrettiğim ama beni hiç fark etmeyen kadındı...
*
İlk defa kendimi güçlü hissetip karşısına çıkmıştım tanımamıştı beni. Oysa dört yıl boyunca aynı sınıfın havasını tenefüs eden biz degilmiydik. Beni tanımadığına mı üzülmeliydim yoksa aşağılayıp duygularıma burun kıvırıp yüzüme bile bakmadan çekip gitmesine mi?
*
O hep okulun en güzel kızı olmuştu tüm okul onun peşindeyken neden bana bakacaktı ki? Bakmamıştı da zaten. Simdi onu yıllar sonra böyle görmek beni yıkmıştı -yine hatırlanmamıştım-.
*
Hala güzelliğinden ödün vermemişti ama omuzları ona ihanet etmişti onlar yıkık ve güçsüzlerdi. O eski kibirli,ukala,kendini beğenmiş Mavi yoktu onun yerine tam tersi olan Mavi vardı. Herşeyden umudunu kesmiş hayata küsmüş şen kahkaları yoktu artık. İlk defa onun gülüşünün olmayışına pişman oluyordum. Kendimi suçlu hissediyordum.
Onunla lise de aynı sınıfı paylasırken her gülüşünün ardından varlığımdan soyutlanır onun gamzelerinde kaybolurdum. O beni hiç fark etmez di, ve o gülücüklerde benim yerimin olmayışı yıkıyordu beni. Hep içinden
'bir gün benden başkasına ne dudakların tebessüm etsin ne de gözlerin gülüçükler saçsın. Kimseye gülemeyecek hale gel' derdim. Duam kabul olmuştu ama eksik. O artık kimseye gülücükler atmıyordu bana da dahil-o gülücüklerde ben hiç yer bulamamıştım ki-.*
"Hemşire Mavi DERİN hakkında ki tutulan tüm dosyaları bana getir. "
Belki de onu neden burada olduğu ve nasıl bu tımarhaneye düştüğü hakkında bilgi alabilirdim.
"Doktor bey sizden önce ki doktor Asım Bey bu kadının ağır şizofreni olduğunu söyl..."
"Sen dediğimi yap da tanıya ben karar vereyim".
Ukala kız, aptal ve salak şey ben varken sanamı düştü bunlar. Neymiş şizofreniymiş ağırmış mış mış... Salak.Biraz önceki hemşire kız elinde kalın bir dosya ile odama girdi. Dosyayı alıp def ettim.
*
<Evlenmiş hem de bir kızı olmuş.> Nasıl yani simdi onun kocası ve ailesimi vardı. Buna neden şasırıyordum ki, sanki ben evlenmemiştim, hem benim ikizlerim vardı.
Kızı doğumdan bir hafta sonra ölmüş. Buraya gelme sebebinin ise hayali olaylar kurgulayıp kendini ona inandırması ve aşırı hafıza kayıplığı ve unutkanlık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ VAVEYLA
Fiksi Umumҡɨtaɮıռ ҡʊʀɢʊsʊռa saɖıҡ ҡaʟıռaʀaҡ ɛռ ҡısa süʀɛɖɛ ɖüʐɛռʟɛʍɛʏɛ ɢɨɖɨʟɛċɛҡtɨʀ. օʟaʏ aҡışı ɖɛɢɨştɨʀɨʟɛċɛҡ. --------------------------- Bir anneye yapılabilecek en büyük zulüm evlat kokusuna hasret bırakmak değil miydi?