sevdim.06

12 1 0
                                    

Yaşam, anıların birleşik dizisidir.*

Gözlerimi açtığımda, aklıma gelen söz dizisiyle sendeledim. Düşmekte olan bedenimi, dipsiz bir kuyunun kıskacı yakalamıştı. Penyemin üstüne aşılmış ve engel olmuştu ölüme.

Ölüm neydi?

Dipsiz bir kuyuya sendeleyerek, hiç beklemediğin bir zaman diliminde düşmek miydi?

Ölmüş müydüm?

Ellerimin üzerindeki sızı, acıtıyordu.

"Uyandı sanırım."

Ses tonu. Onun ulaşılmaz ve kimsede olmayan ses tonu. Her halükarda tanıyabileceğim ses tonu.

"Hemşireye haber vermeli miyiz?"
"Hayır, kendine gelince çağırır. Gidiyoruz, hadi."

Ve adım sesleri. Kararlı  adımlar. Kapı sesi, gidişinin yarattığı, yalnızlık gürültüsü.

Kalbimin üzerinde ki sızı, ağrıtıyordu.

Elimin üzerindeki iğne canımı acıtıyordu ve ağzımın içi sussuzluktan kurumuştu.

Gözlerimin odağı parlak ışık huzmesiyle dolarken, odayı sadece makinelerin sesleri dolduruyordu.

Sızısı olmayan elimi diğer elimin üzerine koydum ve yavaşça okşadım. Elimin sızlayan yerlerini, onun kırmaktan korkarcasına öptüğünü hayal ettim.

Kalbime yine bir sızı yayılmaya başladı. Katranı buharlaştıracak kadar nemliydi sızı.

Geçmeyecek bir acıydı. İzler bırakan ve kalıntıları çürümekte olan bir acı.

"Demek uyandınız. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?"

"Ne zaman çıkabilirim?"

Kadının merak dolu gözleri sorum karşısında kısıldı. Yanıma gelip serumu elimden çıkardı ve yeni serum taktı.

"Serumun bittikten sonra çıkabilirsin. Lakin daha dikkatli olmanı öneririm. Çünkü-"

"Ne zaman biter şu serum?"

"Hanımefendi, kafanızda tü-"

"Sorumun cevabının bu olmadığını umuyorum ve tekrar ediyorum. Bu serum ne zaman biter?"

"Ama -"

Sinirlerim, yönü belli olan gergin bir ok gibi kadına yönelirken; elimdeki serumu-her ne kadar çok acısada- hiçte yavaş olmayacak şekilde çıkardım ve ani olmasını bi anlık önemsemeden ayağa kalktım. Bir an başım döndü ve dünya karar gibi olduysa da belli etmeden kadına baktım.

"Sanırım sorumun cevabın aldım. Ayrıca kafamdaki hastalığı da biliyorum, hemşire hanım. "

Paltomu omuzlarımın üstüne yığdım. Varsın paltonun yükü ağır gelsin bu iskele gibi omuzlara.

Kapıdan çıktım, hastane işlemleri hallolmuş öğrendiğime göre. O, yine yardımcı olmuş bana.

Farketmemiş.

Hastanenin önündeki kaldırımlara çıktım, ne taksiye verecek param ne de eve yürüyecek kadar enerjim  vardı. Yapacağım şeyi bilmiyorum şimdilik, düşünmeye zahmet edemem bu konuda. Bu yüzden deniz kıyısına gidiyorum.

Mavinin suyunu dinleyeceğim biraz.

Yıkılmış hayallerime yenilerini ekleyeceğim.

MERDÜMGİRİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin