sevdim.07

20 1 0
                                    

Denizin mavi tonu,

Gökyüzünün mavi tonu,

Gözlerinin mavi tonu,

Eşsiz mavi tonu,

mavi tonu.

İnsanların beğenisine dokunan bu mavi tonu neydi? Onları ne çekiyordu bu kadar? Büyülü olan ve her baktığınızda tekrar dönüp uzun süre dalmak istediğiniz o tonu özel kılan neydi?

Ben denizin mavi tonundan önce kokusunu hissederim. yosun ve mavi tonunun kokusu.

Acıyı alan, duyularınızı kapatan ve sanki hiçbir dünya gününde o kanatan acılarla karşılaştırmayacakmış gibi hissettiren, koku.

Dışlanan bir adamın, parmaklarıyla yarattığı yalnızlık eseri gibi kusursuz ve duygulu.

Hissettirdiği tam olarak bu.

Hissiz bir kadına bile sıcak evini açan bir koku.

'' Biliyor musun? Bazen ruhsuz bir kadın gibi her saniye intihar etmek istediğini düşüneceğim.''

Deniz kokusuna okyanus kokusu karıştı.

Derinleşti kokular. Karıştı ve bir bütün oldu. Ama kokuların, o ayırt edici özelliği hala ilgi çekici kaldı.

Beha, okyanus kokulu çocuk.

''Düşüncelerinin seni yönlendirmesinde özgürsün.''

Gözkapakcıklarım kapanırken gökyüzü maviliğini yitirmiş, deniz solgunlaşmıştı. Ta ki aydınlık yükselip, gözlerim açılana kadar.

'' Düşüncelerim beni sana yönlendirdi.''

Sessizlik.

Hissizlik.

Nefessizlik.

Yetersizlik.

Sevgisizlik.

Arkamı dönüyorum. Çenemi sıkıyorum çünkü sarf edecek anlamsız söz dizleri özgürleşmek istiyor. Yapmıyorum onun yerine kaçmayı ve cevabımın her zaman bu insanlara karşı olumsuz olacağını söylemeye çabalıyorum. Aslında anlatmak istiyorum. Bir şeyleri konuşmak, onlara ne kadar gereksiz mevzuların bahsini döndürdüklerini göstermek istiyorum. Ama yinede yapmıyorum. Bunu onlar kırılmasın diye yada yapamadığım için değil, eğer onlara bu açıklamaları yaparsam yinede anlamayacakları ve vaktimi gereksiz işler için doldurmuş olacağım için. Oysa ben de vakitten bol bir şey yok. Yinede susuyorum.

Koluma bir mengene asılmış oracıkta. Kilidi kaybolmuş bir kelepçe adeta. Bırakmıyor. Kurtulmak şöyle dursun, konularla yüzleşeceğim düşüncesi beni çileden çıkarıyor.

'' Düşüncelerim özgür lakin, sana gelmek şöyle dursun kapının önünden geçmeye bile isteksizim. Anlayacağın o ki, san aşık falan değilim yada ne şey ediyorsan.''

Kafamı belli belirsiz salladım. Yinede benim düşüncelerim hala gereksiz bir muhabbetin eşiğinde olduğumuz yönündeyken, buradan bir an önce gitmekti.


''Hoşça kal.''

Gittim.

Biraz sola,

biraz sağa,

ve biraz da düz gittim.

Varamadım.

Rotasız bir yolcuydum ben. Kaptansa zaten hiç var olmamıştı .

MERDÜMGİRİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin