sevdim.04

9 1 0
                                    

" Ben Berfu. Babanın komşusuyum."

Yavaş adımlar attı. Aramızda ki mesafe azaldı. Gözlerimi kapadım.

" Ben de Beha. Belki babam bahsetmiştir. Amerikadan geliyorum, seni tanımam normal. Lütfen kabalığımı mazur gör."

Benden etkilenmişe benzemiyordu, hatta biraz kinaye vardı sözlerinde. Kapattığım gözlerimi açtım ve bu saçma durumdan kurtulmak için adımlarımın yönünü lavaboya çevirdim.

Yüzüme soğuğun kavurucu hissi yayılırken, aynada takıldım. Gözlerimin altı çökmüş gibi durmuyordu lakin morluk gözle görülür şekilde oradaydı.

Bakmayı kestim. Çünkü eğer biraz daha baksaydım, görüntü kırılır etraf cam kırıklarıyla dolardı.

Yavaşça oturma odasına yaklaştım. İçeri geçerken, karşımdaki yabancının bana karışmayacağını ve bulaşmayacağına kendimi inandırdım.

" Kaç yaşındasın? "

Başım soruya çevrildi. Soru sormak için açılmış dudaklara. Oradan merakla bana doğru bakan yeşil gözlere.

"19."

Şaşkınlık, onun hücrelerine dağılırken yerimde yayıldım ve uzun bacaklarımı orta da duran sehpaya uzattım.

" Hiç öyle durmuyorsun. Daha çok 17, benden büyük olacağın aklımdan dahi geçmemişti."

Dudaklarım yana kıvrıldı, izinsizdi, alaycıydı.

"Uzatma, alt tarafı 1 yaş. "

" Babamla benim hakkımda çok konuşuyor olmalısınız."

Kafamı olumsuz anlamda salladım. Murat abi ile her dertleştiğimizde Beha'nın adı geçse de, çok fazla dertleşmezdik.

Saate baktım. 6:40 .

Necla teyze de yedek anahtarım vardı, fakat o kadın yatmadan önce uyku ilacı alıyordu. Böylece 10'e kadar uyanmazdı.

"Telefonunu versene bi' "

"Neden?"

"İşim var, telefonumu evde unutmuşum. "

Daha açıklama ister misin diye başımı sallayınca, bıkkın bir ifadeyle koltuktan kalktı. Arkasından baktığımda Murat abinin dediği lacivert renkli kapıyı açtı. İçeri girdi, bi' kaç eşyanın yere düşme sesi ve kırıştırılma sesi çaldı kulağıma.

Dışarı çıktığında elinde telefonu vardı, kilik ekranını açtı ve bana uzattı.

Önce internetten çilingircinin numarasına baktım. Sonrada ara tuşuna basıp, kulağıma götürdüm son dönemlerin en popüler ve pahalı telefonunu.

"Ihm. Merhaba, adresi vereyim direkt işinizi yapın."

Konuya bodoslama dalınca bir kaç saniselik bir sessizlik yaşandı. Sonra adama adresi verdim ve yarım saat sonra gelebileceğini söyledi.

"Kapıda mı kaldın?"

"Yoksa burada işim ne?"

Yanımda para olduğunu hatırlayıp, ayakkabılarımı giymek için portmantoya adımladım.

Ceketimi de üzerime geçirip çıkmak için kapıyı açmışken,

"Hey, öylece gelip gidecek misin?"

" Müsade varsa,"

Kapıdan çıktım ve kapatmaya tenezzül dahi etmeden aşağıda ki artık açık olacak markete girdim.

Karnımı Murat abinin evinde doyurmuş olsamda, buzdolabında hiç bir şey kalmamıştı.

Birkaç ıvır zıvır ve kahvaltılık alıp, makarna bölümüne geçtim. Makarna çeşitlerine bakmadan en uygun fiyatlıyı alıp arkamı döndüm.

O an zaman durdu.

O an hissettiklerimi, düşündüklerimi, anılarımı unuttum.

O an kayboldum.

Sakalı uzamıştı. Kestirmeye lüzum görmemişti belki. Biraz daha uzamıştı. İncelmemiş, ama kiloda almamıştı.

Ellerimin arasındakiler düştü.

Karşımdaydı.

O, dönmüştü.

MERDÜMGİRİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin