《 Genede bir iştir beklemek..
Bekleyecek bir şeyi olmamaktır zor olan.... 》Gözlerime Ağır gelen kapakları hafifçe araladığımda, Güneşin doğduğunu gördüm.
Sonra hemen geriye kapattım ağlamaktan şişmiş gözlerimi. Bugün güneş benim için doğmamıştı. Bugün Aslında karanlıktı benim için.
Hâlâ gözlerimi açmamışken Annem ile babamın Konuşma seslerini Duydum." Yapma etme Ekrem Bey! Eyşan sevmiyor Cihatı! sevmediği birine zorla veremeyiz!"
"Gayette veririm istediğime! onunla nişanlanacak dediysem, Konu kapanmıştır. Daha fazla bana karşı çıkmayın! Almayım ayağımın altına!"
Annem çaresizce susmuştu.
Yapabileceği hiçbir şey olmadığını ikimiz de, biliyor olmasına biliyorduk da, benim bu gözlerim kapalıyken yanağıma dökülen yaş nereden geliyordu.
Gözlerimi aralamadan, göz kapaklarımı kaldırmadan, nasıl bu kadar Yüreğim Yana Yana yaşlar dökülüyordu?Galiba gözyaşlarımda anlamıştı, kötü sondan kaçış olmadığını.
Ya da kötü başlangıçtan...Gözlerimi açtım bugün güçlü olmalıydım. Güçlü gibi görünmeliydim.
Odaya annem girip, beni üzgün görünce İçi sızladı da, hiçbir şey yapamadı.
Sadece gözlerimizle konuştuk. Gözlerimizi ile anlattık çaresizliğimizi...Kalktım yataktan, kardeşlerimi kaldırdım. Yatakları topladım. Evi süpürdüm, sildim, üstümü giydim. Bakkaldan akşam için bir şeyler hazırlamamız için Malzeme almaya gittim.
Bakkala girdiğimde gözüme ilişen telefon ile aklıma gelen şeyi yapıp yapmamak arasında kaldım.
Zaten yapmak istesem de telefon numarası yoktu.Sonra bakkalın sahibi Hüseyin amca, bir kağıt uzattı.
içinde Hamza'nın numarası yazıyordu.
bana bakarak"Giderken Babasından istedim lazım olur diye ara söyle seni bırakmasın buralarda kızım!"
" Allah razı olsun Hasan amca" dedim.
Hemen kağıttaki numarayı telefona yazıp aradım.
Arama Sesini duyunca kalbim hızlı hızlı çarpmaya başladı. Elimi kalbime koyup telefonu açmasını bekledim."Buyurun"
diye gelen Hamza'nın sesiyle kalbim ağzımda atıyor gibi hissediyordum.
" Alo Hamza"
Zar zor ağzımdan çıkan Hamza kelimesi ile bile, Tüylerim diken diken olmuştu.
"Kimsiniz?"
Sesimi tanımamıştı. Tüm ömrünü onu sevme uğruna adayan kızı tanımamıştı.
" Hamza ben Eyşan"
diyebildim sadece.
Ne diyeceğini merak ediyordum.
" Ne var Eyşan? Ne istiyorsun?"
bu sözleri söyleyen Hamza olamazdı.
Beni hiç mi özlememiş di.
Ama şuan bunu düşünme zamanı değil di.Bu düşünceleri bir kenara atıp direk söze girdim.
"Hamza Bugün babam beni zorla biriyle nişanlandırıyor! Ne olursun yardım et! İstemiyorum ben başkasını, yanına gelmek istiyorum!"
Bir çırpıda söylediğim sözlerden çok emindim. Artık gitmek istiyordum buralardan Ama biraz sonra Hamza nın ağzından çıkan sözler yüreğimde hiç kapanmayan yaralar bırakmıştı.
"Umrumda bile değilsin! Ben burda çok rahatım! Kimsenin de köylü kızına kalmadım! Nişanında gönder de, şeker lokum yiyelim"...
Merhaba arkadaşlar! Kısa bir bölüm oldu farkındayım sınır dolmadan yazdım onun için kısa yazdım.
En güzel yorumu yapana bölümü ithaf edeceğimIyi geceler...
![](https://img.wattpad.com/cover/95231807-288-k981580.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Matem
Teen FictionHayat'a 1-0 geriden başlayan bir kız... Yanlış kararların, peşinde getirdiği pişmanlıklar... Yaşayabilmek için, kötü bir başlangıç... Zalim bir kayınvalide... Kaderine yazılan bir keder... Alnına mıhlanmış 3 imtihan... Her zerresine kadar yaşanılmış...