Senaryo

Para

Araba da bıyıklı: "Ben neden hep arkada olacağım" der.

Adamın kafasının içine bakan Subay: "Abi bu çok kötü gözüküyor" der.

Diğeri: "Ne olacaktı? Adam demin öldü!" der. İyice mideyi bulandırır hatta üzerine güler.

Neyse ormana varırlar bu cesedi kucaklayıp ormana giderken, buzların içinde kalan kafatası ölüm anını hatırlar. Kafa yalpalamıştır. Gözünü buzun çoğu erimiş leğende açan kafa yatağın altında olduğunu ilk fark edemez birkaç saniyede etrafa bakar. Sonra hatırlar ve bayılır.

Diğerleri cesedi gömerler organlarıyla beraber tabii. Yeri kazarlarken hadi şu iş bitsin çabucak derler.

Neyse gömüp arabaya binince subayın ayağıyla bastığı yerde böbrek düşmüştür ve bir telaş başlar böbreği bir birlerine atarlar. O sıra bir bağrışma ama soğukkanlı deri yüzücü alır atar dışarıya.

Yere düşen organı bir yol tavşanı fark eder ve orga doğru sinsice bakar.

Daha sonra bu üç salak ve deri yüzücü eve gelirler. Deri yüzücü parasını ister.

Bizimkiler: "Para mı" derler.

Deri yüzücü: "Evet, ben bedavaya mı yaptım sanıyorsunuz, ben parayla çalışırım. Parayı vermeden buradan gitmem! Zaten gidemem içerisi çok kötü kokuyor onları temizlemem gerekir. Bizim işte temizlik önemlidir. Temizlik imandan gelir." Der.

Bizimkiler: "Kaç para" derler.

Deri yüzücü, 10bin ister.

Şaşırırlar: "Nereden bulacağız o kadar parayı derler.

Deri yüzücü: "Ben nereden bileyim, bulun işte!" der ve daha çok buz limon nane ister.

Odaya gider ve temizlik yapmadan önce buzu erimiş leğendeki suyu başka kovaya döker ve kafayı oynatmadan yeni buz ilave eder. Yatağın altına koyar. Nane limon etrafa girişir. Diğerleri içeri dahi giremezler o leş kokusu çok kötüdür. Kapı açık olması gerekir çünkü başka gider vs şey yoktur. Koku oradan gidecektir.

Bunlardan ikisi yatak da biri yerde olmak üzere salon da yatarlar. Sesli konuşamayacakları için telefondan sohbet ederler.

Sohbet: "Ne olacak o parayı nasıl bulacağız? Biri benim tanıdığım bir öğretmen var bu işlerle ilgilenmiş vs der. Tamam, yarın oraya gidiyoruz" derler.

Yarın olur bunlar erkenden oraya giderler. Deri yüzücü saf değildir. Buzları değiştirir kafayı ayakta tutmaya çalışır.

!Ara ara kafa uyanır bayılır.

Bunlar okula yaklaşınca,

Bıyıklı: "Bak derste" der.

Adamı görürler hiçbir suçu yokmuş gibi bir tipi vardır. İlkokul çocuklarına ders verir o sıra gerçek öğretmen gelir ve bunu kovar. Okula gideren salaklar bunu görür.

Bıyıklı: "Bu arada bu öğretmen değildir kendini öğretmen sanar." Der.

Diğerleri: "Bu şuanda mı söylenir" derler. Neyse sorarlar bize para lazım ne yapmamız gerekir diye. Deli öğretmen: "Gelin bodrumda konuşalım" der. Deli olduğu kadar bir dahidir de. Bodrumda bir kazanın içine girerler.

Diğerleri: "Adam bizi yakmasın ya" derler

Deli bunları duyar: "ne yakması sadece biraz tütsüleyeceğim" der ve güler.

Kazanın diğer kısmından kapıyı açar meğer kazan bir gizli geçitmiş adam okul altını kumarhaneye çevirmiş. Birkaç tüyo verir gidin oynayın bin lira benden der. Bunlar o taktiklerle oynarlar. Ve harbiden tutar bi on bin lira kazandıktan sonra,

Diğer kumarbazlar: "Oğlum siz ne ayaksınız hilemi yapıyorsunuz!" der sinirlice ve silah çıkartıp Bıyıklının sağ bacağından vurur. Bıyıklı yerde kıvranır.

Bıyıklı: "Hass.. Bilmem ne!" der.

Herkes dağılır. Müdür gelir,

Müdür: "Ne oluyor lan burada" diye kumarhaneye girer telaşla ve sinirle.

Parayı alan salaklar oradan sıvışırlar. Müdür bir daha ses çıkmasın diye uyarır. Müdür tam bir eşektir. Okulun altına kumarhane kurmaya izin vermiştir.

Bunlar arabaya binerler doğru hastaneye giderler ama yanlışlıkla olduğunu söylerler ama doktor inanmaz ve ekler,

Doktor: "Benimle beraber bu hemşireye toplam iki bin lira vermezseniz konuşuruz" diyerek tehdit ederler.

Bizimkiler: "Ne!" derken,

Doktor: "Üç bin oldu" der ve diğerleri mecburen tamam diyerek şunu halledin derler.

Doktor: "Avans istiyorum!" der ve avansı alır. Ne paragöz doktormuş derler diğerleri. Bacağı düzelten doktor bunları salar, hastalık sebebine yanlışlıkla ekmek bıçağıyla kendini bıçaklamış der. Ama polisler pek inanmazlar.