Multimedia: Balmorhea - Remembrance
"Abinle tanışmak istiyorum," dedi. "Hem de bu akşam."
Öylece kaldım.
Birbirlerini zaten tanıyor olduklarını abimin gizli telefonundaki mesajdan biliyor olsam da, hala abim ve diğerlerinin ailelerinin Özgür'ün dahil olduğu tarikatı ortadan kaldırmaya çalıştıklarına inanıyordum.
"Havva?"
Özgür'ün sesiyle düşüncelerimden sıyrılıp ona döndüm ve başımı olumsuz anlamda iki yana salladım. "Bu akşam olmaz," dedim.
"Neden?"
"Şehir dışında."
"Neden?"
"İş için."
"Sürekli şehir dışına çıkar mı?"
"Neden bilmek istiyorsun?"
"Nasıl bir hayat yaşadığını öğrenmek için."
Seni sadece kendin değil hayatındaki insanlar da tanımlar saçmalığından sonra tabii ki bunu sana karşı kullanacaktı, dedim içimden kendime.
Dudaklarımı ıslatıp, "Abim eve döndükten sonra bunu tekrar konuşuruz," dedim.
Özgür başını tamam anlamında salladı. "Eee? Hakkımda merak ettiğin başka bir şey var mı?"
Ne cevap vereceğini öğrenmeliydim.
Kendimi zorlayıp tembel bir şekilde gülümsedim. "Artık ailelerimizle bile tanışmaya hazırlanıyorsak ilişkimizin devamında yeni bir şok yaşamak istemiyorum, o yüzden evet, son bir sorum daha var..."
"Tabii ki var..." dedi Özgür.
"Dalga geçmeyeceğine söz verir misin?"
"İşte şimdi heyecanlandım."
"Unut gitsin."
Özgür, baş ve işaret parmağıyla dudaklarına görünmez bir fermuar çekti.
"Şu tarikat meselesi hakkında şaka yapıyordun değil mi?"
Cebimdeki telefondan, konuşmamızı karşı hattan dinleyen Aleda'nın böylesine bir risk almış olduğuma saydırdığını, Uras'ın ise cesaretimi ve bu soruyu olabilecek en spontane şekilde soruşumu tebrik ettiğine onları görmesem de yemin edebilirdim.
Öte yandan Özgür, oldukça sakin bir şekilde gülümsedi ve yüzüme baktı. "İnançlarımın ilişkimizde sorun yaratacağını mı söylüyorsun?"
"Bunun için önce inancının ne olduğunu bilmem gerekiyor, değil mi?"
"Sana Yaratıcı'ya inandığımı söyledim."
"Yani deistsin."
Özgür dediğimi kafasında tartar gibi baktı, sonra, "Elçilerin ve kitapların gerçek olduğunu yalanlamıyorum, ama evet, kendi inancım sadece Yaratıcı'nın varlığı üzerine."
Bunun ne anlama geldiğini bırakın, ne anlama gelebileceğini bile anlayabileceğimi sanmıyordum.
Ellerimi teslim olur gibi havaya kaldırdım. "Fanatiklik gibi bir aşırılığın olmadığı sürece..."
Özgür gülümseyerek başını öne eğdi.
Bana artık net bir cevap ver...
"Ne?" dedim ben de gülerek. "Daha tanıştığımız ilk gün beni tarikatına almak gibi saçmalıkları söyleyen sendin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON
FantasyBir acı hatırlıyorum. Bir kaybın acısı. Öyle bir acı ki gördüğüm her yerde, attığım her adımda, aldığım her nefeste. Öyle bir acı ki beni karanlık sularının dibine çekiyor, zehrini yutturuyor, nefesimin kesildiğini gördüğünde beni yüzeye çıkarıp çır...