"Hayır, hayır bu da olmadı bir daha kaydetmemiz gerek."
Sıkıntıyla tuttuğum nefesi dışarı verdim. Bir kez daha kayıt yapmaya mecalim kalmamıştı ama ona karşı gelemiyordum.
Onun yap dediği ve benim yapmadığım veya yapamadığım bir şey olmamıştı şu zamana dek.
Ama bu sefer farklıydı. Şarkı söylemek yetenekli, güzel bir sese sahip olanlar için kolay ve zevkli olabilirdi ama benim için durumlar tam tersiydi.
Ben mi umutsuz vakaydım, karşımdaki şahıs mı çok mükemmelliyetçiydi?
Sanırım her ikisiden de ortaya karışık bir durumdaydık.
"Kendini şarkıya vermemeye devam edersen seni buradan asla çıkarmayacağımın farkındasındır umarım, Lune."
Keşke o 'kendini şarkıya vermek' dediği kadar kolay olsaydı da şu an evde yatağımda mışıl mışıl uyuyor olsaydım.
Göz kapaklarımı açık tutmaya çabalayarak son günlerde odamdan daha çok gördüğüm kayıt stüdyosunun iç kısmına geçtim.
Karşımda bana dikkat ve sinir karışımı bakışlarla bakan adamı görmemenin daha iyi olacağını düşündüğümden gözlerimi kapadım.
Şarkıya başlamam gereken kısmın geldiğini arka fonlardan anlayarak elimden geldiğince duygulu söylemeye çalıştım.
Bu sefer de yapamazsam aramızda büyük bir kavga çıkacaktı ve bu adamla kavga etmek, inanın son isteyeceğim şey bile değildi.
Şarkıyı bitirdiğimde gözlerimi açmaya korksam da, gelen alkış sesi umutlanarak yanına koşmam için yetmişti.
"Oldu mu? Oldu de. Bu sefer başardım mı?"
Hafif tempoda alkışlamaya devam ederek bana döndü. Az önce sinirden alkışladığını ciddi yüz ifadesinden anlamıştım.
Kaydettiği sesimi bir tuşa basarak bana da dinlettirdi.
Merak ettiğim tek şey, bana bu kadar saat nasıl dayanabildiğiydi. Ciddi anlamda sesimin hiç bir güzelliği yoktu. Daha fazla dayanamayarak az önce bastığı tuşa bastım.
"Anladım."
Başka bir şey söylemeye gerek duymadığımdan yan taraftaki koltuklardan eşyalarımı toparladım.
"Eve geçiyorum."
Odadan ve şirketten kaçarcasına uzaklaştım. Bugün ciddi anlamda sınırlarını zorlamıştım ama bana bağırmamıştı bile. Garipti. Böyle davranması kendimi daha çok suçlu hissetmeme neden oluyordu.
Kayıt yaparken hissettiğim uyuşukluk ve uykunun beni acımasızca terk ettiğini hissettim. Eve gitmenin bir anlamı olmadığını düşünerek sokaklarda başıboş dolanmaya devam ettim.
Benim şarkı söylemek istediğim kanısına nerden varmıştı, bilmiyorum.
Böyle bir hayalim olduğunu da sanmıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
orabeoni
Fiksi Penggemar"Ne olursa olsun, kim ne derse desin. Ben her zaman abin olarak yanında olacağım."