Siyah'ın Yemini

0.3☁ Yeşil Gözler

Multimedia : Siyah'ın karşılaştığı görüntü (temsili)

***

Siyah'ın Anlatımı

Bir at, insanların kendileriyle ilgili hayallerinin yansımasıdır ve at bize sıradan varlığımızdan kaçış fırsatını verebilecek güce sahiptir.

At, bazen Boz At'tır.

Bazen de Mavi At'tır.

At bazen kanatlı, bazen de dört kanatlıdır.

Fırtına'nın siyah ve yumuşak tüylerini okşarken kafasını hafifçe eğdi ve ona yetişmemi biraz daha kolaylaştırdı.

"Uzun zamandır uğramamıştın, özledi seni."

Yüzümdeki minikte olsa tebessüm duyduğum ses ile anında kayboldu. Yüzümdeki tüm kasların gerildiğini hissedebiliyordum.

Attan gelen kişneme sesiyle farkında olmadan sıkmış olduğum elimi gevşettim. Sinirlerimi kontrol etmem gerekiyordu. Başkalarının gözünün önünce aciz olamazdım.

"Geldiğime sevinmedin galiba. Malesef, seni rahat bırakayım diyemeyeceğim."

Kenara astığım kot ceketimi aldıktan sonra ona bir kere bile bakmadan tahta binadan çıktım.

Yeni gelenler beton alanda atış çalışmaları yaparken eskilerden birkaç kişi de onlara nasıl yapacakları hakkında bilgi veriyordu.

Tam yoluma devam etmek üzere önüme dönmüştüm ki yüksek sesle çıkan kız sesiyle adımlarım anında durdu.

"Nasıl yapacağımı biliyorum heralde aptal! Sürekli tekrarlayıp durma."

Yeni gelen kızlardan biriydi bu ve yanında ona nasıl atış yapacağından bahseden Hande'ye çemkiriyordu.

Zaten az önce gerilen sinirlerim kızın yaptığıyle iyice artarken rotamı değiştirip atış yapılan alana doğru yürümeye başladım.

Beni görenlerden bazıları atışını bırakıp selam verirken bazıları ise atışa odaklandığı için geldiğimi farketmemişti bile.

Kızıl saçlı kızın yanına gittiğimde elindeki silahı sertçe çekip ellerinden aldım.

"Hey! Ne olu-"

Bana doğru döndükten sonra sözünü aniden kesen kıza hiçbir duygu belirtisi göstermeden gözlerinin içine baktım.

"Sustun?"

Sözlerim alaylı olsada yinede ifadesiz bir şekilde ona bakıyordum.

"Tamam, ben hallediyorum."

Bana korku dolu gözlerle bakan Hande'ye keskin bakışlarımla karşılık verince mecburen susmak zorunda kaldı.

"3 atış hakkın var. Eğer bir tanesi bile tahtaya gelmezse buradan siktir olup gidersin."

"H-hangi tahta."

18 yaşlarındaki kız korkuyla bana bakarken 200 metre ilerdeki tahtayı işaret etmemle önce şaşırdı daha sonra ise acıyla yutkundu. Hah! Aptal!

"A-ma b-ben..."

"Ne dedin duyamadım?"

Önce yutkundu ardından başını yok bir şey anlamında iki yana salladı.

"Bende öyle düşünmüştüm."

Elimdeki silahı ona uzattığımda elleri titreye titreye silahı aldı. Daha sonra yavaş adımlarla silahı havaya kaldırıp nişan almaya çalıştı.