5. Bölüm

205 25 16
                                    



Sabah erkenden kalkıp iki deli arkadaşımı işe gönderdim. Minseok kapıdan bile dans ederek çıkıyordu. Kore'deki ortama hemen alışamayacaklarını düşünmem kesinlikle saçmaydı. İkisi de sanki iki haftadır değil de aylardır burada yaşıyor gibiydiler.

Jongdae kapıdan çıkarken az uyuduğu için homurdansa da yapacağı pastaları sayarak gülümsüyordu.

"Bütün gün evde mi olacaksın Lu? Yoksa dışarı mı çıkacaksın?"

"Hayır Minnie~ Geçenlerde parkta tanıştığım şu arkadaş var ya.. Buluşmak istiyordu ama eve çağırdım. Onunla vakit geçireceğim."

İkisinin imalı bakışlarına maruz kalınca kaşlarımı çattım. Akıllarından neler geçiyordu Tanrı aşkına?!

"Biz gelene kadar gönderme Luhan. Ben de ev işini Chanyeol'le konuşacağım. Minseok da şu zengin arkadaşını çağırsın hm?"

"Yani genel bir tanışma partisi mi yapacağız?"

"Aynen öyle dostum."

"Pekala ama asla yemek yapmam. Siz gelirken getirirsiniz. Tamam mı Minnie~"

"Tamamdır, pizzalarla geleceğim!"

Onlar gittikten iki saat sonra Yixing geldi. Kapıdan girdiği an akşam da bizimle olması için söz aldım. İşimi sağlama almak istiyordum.

Saatlerce sohbet ettik. Bana olan hayranlığını daha detaylı anlattığında yaşadığım şaşkınlık tarif edilemezdi. Mangalarımı okuduğunu söylemiş olsa da böylesini beklemiyordum. Hepsinden ikişer tane alıp birer tanesini kütüphanesinde birer tanesini de diğerlerinin zarar görmesi ihtimaline karşın özel bir kutuda saklıyormuş.

Her zaman birileri tarafından sevilmekten hoşlandım. Fakat birinin hayranlığını yakından görmek gerçekten harika bir duyguydu.

Bir ara bana getirdiği dosyayı gösterdi. İçinde Star Shade yazılı onlarca logo vardı. O, benim için el yazısıyla yazılmış bir isimden daha fazlası olması gerektiğini düşünen harika biriydi. Sevgi dolu bir kalpti ve sanırım artık benim için bir hayrandan fazlası olacaktı..

~~~

Evden çıktığımda tuhaf bir şekilde heyecanlıydım. Pasta siparişlerini yalnız yapacak olmamdan mı yoksa yeni ev arkadaşımız olacağı için mi böyleydim bilemiyordum.

İçeri girer girmez önlüğümü takıp mutfağa girdim. Yapmam gereken her şeyi yapıp Minho'nun küçük keklerini süslemesine yardım ettim. O sırada içeri Chanyeol girdi.

"Selam! Mesajını uyandığımda gördüm. Bu yüzden hemen geldim. Benimle ne konuşacaktın?"

"İşimi bitirip geliyorum."

"Dışarda bekliyorum o zaman."

Son kekleri de süsledikten sonra önlüğü bırakıp dışarı çıktım. Chanyeol'e evimizden ve arkadaşlarımla konuştuğum şeylerden bahsettim. Günlerdir yeni bir ev arıyordu ve amcasıyla yaşamak onu rahatsız ediyordu. Bu yüzden nihayet kesinleştirdiğimiz bu durumu ona anlattım.

Bizim de ev arkadaşına ihtiyacımız olduğunu duyunca çok sevindi. Nasıl bir yer olduğunu önemsemeden kabul etti. Ben her ihtimale karşın akşam yemeğine gelip odaları görmesini istedim.

Chanyeol tuhaf biriydi. Zaman zaman yaşlı ve yorgun bir adam gibi görünüyordu. Sanki dünyanın tüm yükü onun omuzlarındaymış gibi.. Fakat kocaman gülümsemesi ve gamzesi ortaya çıktığında sanki her şey kayboluyordu. Tam benim arkadaşım olabilecek karmaşık biriydi..

Hayaller.. ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin