-1 hafta sonra-
(Luhan)
"Luhaaan!!! Evde misin?!!!!"
"Evet Baek, mutfaktayım."
Koşarak içeri girip kollarını belime sardı. Ona net bir cevap vermediğim halde bir haftadır yanımdan ayrılmıyordu. Hem sevgiliymişiz gibi davranıyor hem de kalbimi kazanmaya çalışıyordu.
Bazı kursları bırakmıştı. Bu yüzden Minseok onu zaman zaman evde çalıştırıyordu. Derslerden kalan boş vakitlerinde de benimle ilgileniyordu. Aslında ondan hoşlanmaya başlamıştım. Ama yaptıkları o kadar tatlıydı ki bunu söylemek için birkaç gün daha bekleyebilirdim.
"Bugün gezelim mi Lu? Hm? Hm? Lütfen!"
"Nereye gideceğiz?"
"Bilmem, belki bir şeyler yeriz. Hem çizimlerini de yanına alırsın. Geçen gün yaptığımız gibi büyük parka gideriz. Sen çizim yaparken ben seni izlerim. Olur mu?"
"Ama canın sıkılır."
"Hayır, seni çizerken izlemeyi seviyorum."
"Peki, öğleden sonra gezeriz. Ama şimdi biraz dinlenmen gerek. Duş alıp biraz uyu olur mu? Dans dersinde yorulmuş olmalısın."
"Öperek uyandıracak mısın?"
"Baek.."
"Uyumam o zaman!"
"Tamam, öperek uyandıracağım."
Dudağıma minik bir öpücük kondurup koşarak odasına gitti. Baekhyun sevgiyle değişebilen biriydi. Tamamen küçük bir çocuğa dönüşüyordu. En çok da bu hallerini seviyordum.
Jongdae ve Minseok geçen bir hafta içinde neredeyse hiç konuşmamıştı. Sık sık aynı ortamda bulunsalar da gergin olduklarını hissedebiliyordum. Bu durumu görünce, yaşadıkları şeyin sadece alkolün etkisiyle olduğunu anlamam da çok uzun sürmedi. Oysa ben sevgili olmalarını, bunu bize açıklayıp el ele dolaşmalarını bekliyordum. Sanırım bunun için biraz zamana ihtiyaçları vardı.
Hayatımızda her şey yoluna girmişti. Sanırım bizi hızlandıran güç artık normal moda geçirmesi gerektiğini fark etmişti.
Yixing de bizimle yaşamaya karar vermişti. Artık altı kişilik bir aileydik. Mutfak giderleri için ortak bir kumbara oluşturmuştuk. Herkes ayda bir kez belli bir miktar para ekleyecekti ve toplu alışveriş yapacaktık. Faturalar için de aynı uygulamayı yapmaya karar verdik. Faturalardan kalan para olursa da mutfak giderlerine ekleyecektik. Böylelikle hayatımız daha düzenli bir hal almıştı.
Üçü de bu evde bizimle yaşama fikrini sevmişti. Kolay kolay taşınmaya da niyetleri yoktu. Üstelik mutfak ve faturalar dışında kira da istemiyorduk.
"Luhan? Orada mısın?"
"Mutfaktayım Jongdae. Yemek yapıyorum."
Tencerenin kapağını kapatıp masaya oturdum. Ne zaman konuşmak istese sessiz bir giriş yapardı. Karşıma oturup parmaklarıyla oynamaya başladığında konuyu açması gereken kişi olduğumu anladım.
"Minseok'la mı ilgili?"
"N-ne?"
"Konuş Jongdae. Aranızda neler oluyor?"
"S-sen ne kadarını biliyorsun? Minseok bir şey mi söyledi? Ne dedi?"
"Tanrım.. Tam da tahmin ettiğim gibi.."
"Luhan ne biliyorsun?"
"Sakin ol dostum. Ben sadece ikinizi gördüm. Yani yatakta.."
"Ne? Ne gördün? Tanrım! Çok utanıyorum!"
"Baek uyuyor sessiz ol. Sarmaş dolaş uyurken gördüm sadece. Yani aranızda o şeyin olduğunu biliyorum."
"Ben.. Ne diyeceğimi bilmiyorum.."
Güçsüz görünüyordu. Başını eğdiğinde uzanıp elini tuttum.
"Günlerdir iyi görünmüyorsun Jongdae. Ne hissediyorsun? Hislerin başından beri var mıydı? Yoksa bu olaydan sonra mı hissetmeye başladın? Hm?"
"Birkaç gündür farklı hissediyorum Lu. Arada bir göz göze geliyoruz ve başını çevirdiğinde buramda bir sızı oluyor."
Elini kalbinin üzerine koyup tekrar başını eğdi. Yine hızlandırılmış moda mı alınmıştık Tanrı aşkına?!
"Onunla konuşmak zorundasın. Eğer o da aynı hissetmiyorsa dostluğunuz için kendini durdurmalısın. Biliyorsun değil mi?"
"Deneyeceğim."
Kapıda dikilen Minseok'u fark ettiğimde her şey için çok geçti. Konuştuklarımızı duymuş, belli etmememi işaret ediyordu.
"Jongdae, biraz gelir misin?"
"Minseok! Sen ne zamandır oradasın?"
"Şimdi geldim. Sana söylemem gereken bir şey var."
"Şey.. Tamam geliyorum.."
Jongdae yerinden kalkarken Minseok bana göz kırptı. Bundan ne anlamam gerektiğini bilmiyordum. Ama sanırım ikisi arasında güzel şeyler olacaktı..
~~~
(Minseok)
Elimi uzattığımda tereddütle gözlerime baktı. Çekinerek elini uzattığında gülümseyerek tuttum ve merdivenlere ilerledim.
Sessizce peşimden geliyordu. Günlerdir yavaş yavaş değişen hislerimin onda da karşılığı olduğunu öğrenmek içimi rahatlatmıştı. Artık dostum değil sevgilim olmasının zamanı gelmişti.
O geceden sonra ikimiz de birbirimizden kaçıyorduk. Uyandığımda gece olan her şeyi hatırlamıştım. Fakat Jongdae'nin yanımda olmaması yüzünden ona bunu hissettirmemeye çalışıyordum.
Odaya girip kapıyı kapattığımda istemsizce aklıma o an geldi. Kapının arkasında dakikalarca öpüştüğümüz o an.. Tekrar dudaklarına yapışmadan sağlıklı bir konuşma yapabilmek için bu düşünceleri zihnimden kovup yatağı işaret ettim.
"Otursana."
"Yok, ben böyle iyiyim. Ne söyleyecektin?"
"Hiçbir zaman sana karşı böyle şeyler hissedeceğimi düşünmemiştim Jongdae."
"Anlamadım?"
Uzatmak istemiyordum. Bir an önce konuşup bu durumu çözmeliydim.
"Senden hoşlanıyorum. Sebebi sadece o gece mi bilmiyorum. Ne kadarını hatırlıyorsun onu da bilmiyorum ama ben her bir ayrıntısını hatırlıyorum. Sonra kollarımda uyuduğunu da.."
"B-ben.. Hatırlamadığını sanıyordum."
"Senden sadece bu yüzden etkilendiğimi düşünmüyorum. Biliyorum yıllardır birlikteyiz Jongdae. Şimdiye kadar seni fark etmemiş olmam bile çok saçma geliyor. Bizi o gece yakınlaştırmış olabilir ama ben birbirimize şans verirsek özel bir şeyler paylaşabileceğimizi düşünüyorum."
"N-ne?"
"Hiçbir şey hissetmiyor musun yoksa?"
"B-ben mi? Sana karşı?"
Söylediklerini duymuş olsam da onu utandırmak istemiyordum. Üstelik o gece onu hırpaladığım için bir şekilde telafi etmem gerektiğini düşünüyordum.
"Peki, eğer hissetmiyorsan bile bunu kabulleneceğim ve kalbini kazanmaya çalışacağım. Bana şans verir misin?"
"Sen ciddi misin Minseok?"
Kollarımı beline sarıp dudaklarımızı birleştirdim. Yıllar sonra kalbim onu görmeye başlamışken beklemek istemiyordum. Ona bu kocaman ailemizin içinde küçük bir aile daha vermek istiyordum. Ona sonsuza kadar sahip olmak istiyordum ve sonsuza kadar onun olmak..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayaller.. ✓
FanficAna Karakterler: Luhan, Jongdae, Minseok XiuChen BaekHan mini ficidir.