AŞKIN KANATLARI BÖLÜM -6- "Jack vs Uriel"
...
"Bunun için sana teşekkür edeceğimi düşünmedin değil mi?"
Jack, sinsi bir şekilde gülümseyerek cebinden çıkardığı mendili bana uzattı.
"Aslında güzel bir öpücüğü hak ettiğimi düşünüyorum."
Sert bir şekilde Jack'in elindeki mendili alarak üzerime yapışan yumurtaları silmeye başladım. Jack'in tüm vücudu unla kaplanmıştı. Oturduğumuz küçük bahçe duvarından atlayarak üzerinde ki unu silkelemeye başladı. Beni o yumurtalı ve unlu saldırıdan kurtarmış olabilridi ama yine de bu saldırının sebebi de oydu. Öfke dolu bakışlarımı Jack'in üzerine çevirmiştim.
"Sadece kahramanlar öpücüğü hak ederler zorbalar değil!"
Jack, yeniden sinsi bir şekilde gülümsemişti.
"1 Saat Önce"
...Sarışın kız, hazır ol der gibi elini yavaşça havaya kaldırdı. Hızla kollarımı yüzüme siper ettim. Tam da o anda kalabalıktan gelen bir homurtu duydum ama kollarımla yüzümü sıkıca kapattığım için neler olduğunu göremedim. Yalnızca bir sesin kalabalığı yarıp bana yaklaştığını duyuyordum. Bir anda iki tane kol dolanmıştı boynuma. Eller yavaşça sırtıma inmişti. Bir karaltı bütün vücudumu kaplayacak şekilde kendini bana siper etmişti. Kollarımla sıkıca yüzümü kapattığım için yalnızca yeri görebiliyordum. Yerde ki converslerden bana kendisini siper etmiş olan kişinin bir erkek olduğunu anlamıştım. Yere dağılan unları görebiliyordum ama unlar bana gelmiyordu. Bana kendini siper eden kişinin pantolonu ve ayakkabıları unla kaplanmaya başlamıştı.
Sarışın kız tiz ve öfkeli bir şekilde haykırmıştı.
"Jack!"
Duyduğum şeyin bir şaka olduğunu düşünüyordum. Jack'mi? Jack neden beni kurtarsın ki?
Un yağmuru bitmişti. Beni saran kollar yavaşça çözüldü. Aman Tanrım! Bu... Bu gerçekten Jack'ti. Ben ağzım açık bir şekilde Jack'e bakarken Jack çevremizi saran insanlara öfkeli gözlerle bakıyordu.
"Hey! Beni Dinleyin millet! Bu adilce değil! Bu benim savaşım ve bu savaşı tek başıma alacağım!"
Sarışın kız öfkeden deilirmiş bir şekilde suratıma bakıyordu. Etrafımızda ki insanlar şaşkın bir şekilde dağılmaya başlamıştı. Jack beni kolmdan sertçe kavramış kalabalığı yararak beni dışarı çıkarmıştı.
* * *
Gecenin koyu rengi ve yıldızların saf ışıltaları tavan arasında ki odamı büyülü bir hale getirmişti. Odanın ışığını söndürdükten sonra usulca yatağıma girdim. Beni yarın nasıl bir işkencenin beklediğini bilmiyordum ama savaş kaybetmeye niyetim yoktu. Peki ne için? Hiç tanımadığım bir yabancı için! Onun neyinden bu kadar etkilendim de bu işe bulaştım anlamıyorum. Tüm bu düşüncelere dalmıştım ki ani bir titremeyle yarısı yorganın dışına çıkmış olan bacaklarımı saran hafif rüzgarı hissettim. Yattığım yerden hafifçe doğrularak rüzgarın geldiği pencereye baktım. Yatmadan önce pencereyi kapattığıma emindim ama pencere şimdi açıktı. Dışarısı oldukça sıcak olmasına rağmen esen bir rüzgar aniden pancerenin perdesini havaladırmış, ve tüm odayı kaplamıştı. Sıcak bir rüzgardı. Yavaşça yataktan kalkarak açık olan pencereye ilerledim. Rüzgar sıcacık ve hafif bir şekilde saçlarımla oynuyordu. Pencerenin kilidini kontrol ettğimde kilit normaldi. Kendi kendine açılması imkansızdı. Aniden sırtımdan bir ürperti geçtiğini hissettim.
"Teşekkür ederim."
Bir fısıltı yükseldi odanın en karanlık köşesinden. İmkansız... Odada benden başka kimsenin olmadığına emindim. Duymuş muydum gerçekten? Gerçekten birisi bana teşekkür mü etmişti yani? Ama... Ama nasıl olur?
Korkuyla odanın içinde göz gezdirmiştim ama benden başka kimse yoktu. Aniden rüzgarın odayı terk etmesiyle yavaşça pencereyi kapattım. Tuhaf bir şeyler vardı. Sanki odanın içinde bir çift göz gizlenmiş beni iziliyordu. Bu his ürpermeme yetmişti. Yavaşça yatağa girerek beni tüm kötülüklerden koruyacağını düşündüğüm yorganımı kafama çekmiş, bu hissin yok olması için dua etmeye başlamıştım....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN KANATLARI
RomanceParlak Işık, yavaşça sönüyor ve karanlığı boğan sis bulutları dağılıyordu. İki dev kanat yükselmeye başladı mısırların arasından. İki beyaz dev kanat önce gökyüzüne yükseldi sonra saniyeler içinde yok olup sislere karıştı. Sis bulutları yavaşça aral...