AŞKIN KANATLARI BÖLÜM -8- "Cennetten Gelen"

118 11 3
                                    

     AŞKIN KANATLARI BÖLÜM -8- "Cennetten Gelen" 

     "Sen tam olarak nesin?"

     "Bunun ne önemi var?"

     Uriel gülümseyen gözlerini gözlerime dikmiş bana bakıyordu. Sağ elimi yavaşça kaldırarak Uriel'in yakamozla karışan parlak ve pürürsüz teninde gezdirmeye başladım. Yanakları sıcaktı. Nefesi nefesime karışıyordu. Ormandaki keskin çam kokusu ve kuşların cıvıltıları arasında gözlerim Uriel'in gözlerine odaklanmıştı. O Şimdi bir şiir gibiydi. Doğaya kavuşan bir ceylan gibi. Peki neden bu kadar tuhaf hissettmek zorundaydım? 

     "Cidden merak ediyorum Uriel. Sen tam olarak nesin?"

     Uriel ani bir hareketle ince bileklerimden kavrayarak beni tek hamlede sırtına aldı. 

     "Seni artık evine götürmeliyim. Baban uyanıpta evde olmadığını anlarsa endişelenebilir. Ayrıca okula gitmen gerek."

     Kollarımı Uriel'in geniş omuzlarına sıkıca dolayarak mızmız bir çocuk edasıyla "Gitmek istemiyorum!" diye mırıldandım.

     Uriel, beni sırtına almak için tek eliyle sırtını işaret etti.

     "Güzel. Şimdi sırtıma atla."

     "Ben ciddiyim Uriel." 

     Uriel, tek hamlede beni kolumdan tutarak, seri bir şekilde mükemmel genişlikte ki sırtına almıştı. Uriel'in güçlü kavrayışından kurtulmak neredeyse imkansızdı. Uzun bacakları, toprağı yaracasına ilerlemeye başlamıştı ki kollarımı sıkıca Uriel'in ince boynuna dolamıştım. Bir sarmaşığın yakınında ki bir ağaca tutunduğu gibi, sıkıca. O'nda güven veren bir şey vardı. Güven. Gözleri bir şeyi saklıyormuş gibiydi. Sakin ve soğuktu. Başka bir dünyaya ait bir şey... 

                                                                           *     *     *

  Güneş, beyaz tül perdeleri yararcasına odamın ahşap tabanında süzülüyordu. Gözlerimi kırpıştırarak yattığım yerden hafifçe doğruldum. Dün gece! Rüya mıydı? Beynim bana ihanet edercesine rüya olduğunu söylüyordu.Uriel! O bunu nasıl yaptı? Nereden bildi beynimin içindekileri? Eğer dün gece gerçekse... Beni bu odadan uyandırmadan çıkarmış olması mümkün müydü? Hayır! Benim uykum hafiftir. İmkansız! 

     Tüm bu düşüncelere dalmıştım ki odamın kapısı yavaşça açılmıştı. Düşüncelerimden sıyrılarak meraklı gözlerle beni izleyen babama baktım. 

     "Günaydın Bayan Ardelia!"

     Babamın sevecen sesine karşılık olarak gülümsedim.

     "Günaydın Bayım."

     Babam durduğu yerden bir ok gibi fırlayarak odamın küçük camına ilerledi. Uçuşan tül perdeleri elleriyle kavrayarak parlak güneş ışıklarını tümüyle odaya doldurdu.

     "Solgun görünüyorsun tatlım. Bir sorun mu var?"

     Sıcak bir şekilde gülümseyerek babama yöneldim.

     "Hayır. Sadece... Kabus."

     "Pekala hayatım kahvaltı hazır. Benim çıkmam gerek ilk iş günümde geç kalmak istemiyorum."

     Babam, yavaşça kapının kolunu kavramış çıkmaya hazırlanıyordu ki bir şey hatırlamış gibi bir an duraksayarak bana baktı.

     "Biliyorsun Ardelia!"

     Ellerimi yavaşça havaya kaldırdım, gözlerimi büyüttüm.

     "Tamam. Sorun çıkartmayacağım."

     "İyi edersin."

                                                                          *     *     *

     Ders zili henüz çalıyordu. Okulun geniş, çift kanatlı kapısından içeri girdiğimde tüm gözlerin üzerimde olduğunu sezebiliyordum. Yavaş ve kendinden emin adımlarla dolabımın bulunduğu dar koridora girdim. Koridorda birkaç birinci sınıf öğrencisi vardı. Beni gördüklerinde ucube görmüş gibi kaçışmışlardı bile. Bu lanet okuldan daha ilk günden nefret etmiştim zaten.

     Dolabıma ulaştığımda her şey oldukça normal görünüyordu. "Ucube, sürtük vs." yazmıyordu. Bu beni mutlu mu etmeliydi? Kesinlikle bunun sorumlusu ben değildim. Derse geç kaldığımı hatırlayarak tüm düşüncelerimden tek hamlede sıyrıldım. Dolabımı yavaşça açarak gireceğim derse ait kitapları sırt çantama doldurduktan sonra dolabı kapatarak hızlı adımlarala sınıfıma ilerlemeye başladım.

     Dersimin olduğu sınıf oldukça kalabalıktı. Cam kenarında ki boş bir sırayı gözüme kestirdikten sonra küçük adımlarla sıraya ilerledim. Çantamı sıraya savurarak hemen yanımda oturan boya küpü kızın irkilmesini sağladım. Kız gözlerini devirerek bana baktıktan sonra bir sıra yana kaydı.

     "Neye bakıyorsun sen?"

     Sesim oldukça öfkeli çıkmıştı. 

     "Evine sabaha karşı dönen bir sürtüğe bakıyorum. Yoksa Jack'le miydin? 

     Yazar Notu: kısa oldu ve uzun süredir yazamıyorum ama en kısa zamanda uzun yeni bölümler yayınlamaya çalışıcam. Yorumlarınız önemli yorum bırakmayı unutmayın =)

       

     

     

     

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 14, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AŞKIN KANATLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin