AŞKIN KANATLARI BÖLÜM -3- "Baş Belası Yabancı"

161 12 0
                                    

AŞKIN KANATLARI BÖLÜM -3- "Baş Belası Yabancı"

     Ders başlayalı beş dakika olmamıştı ki Ardelia sınıfını buldu. Sınıf kapısını yavaşça açarak içeri girdiğinde sınıfta bulunan bayan öğretmen birkaç saniye Ardelia’yı inceledikten sonra girmesi için eliyle işaret etti.  Sınıfta ki herkes dikkatle Ardelia’yı izliyor ve aralarında fısıldaşıyorlardı. Öğretmen sınıfın sessizliğini sağladıktan sonra Ardelia’ya döndü.

     “Sen Ardelia olmalısın. Aramıza hoş geldin”

     Bayan öğretmen sevecen bir şekilde cam kenarında ki boş sırayı işaret etti. Ardelia, çekingen bir tavırla öğretmenin gösterdiği sıraya yöneldi. Oturduğu yerden dikkatle sınıfı inceledi. Kendisine bakan gözlere sevecen bir şekilde gülümseyerek karşılık verdi. Derslerle pek arası yoktu Ardelia’nın. Oturduğu yerden dışarıyı izlemeye koyuldu.

     “Bu zil yemek zili Ardelia. Benimle yemek ister misin?”

     Ardelia sesin geldiği yöne döndüğünde karşısında dikilen siyah saçlı, esmer kız kendisine sıcakkanlı bir şekilde gülümsüyordu. Ardelia, bu sıcak gülümsemeye gülümseyerek karşılık verdi.

     “Olur…?”

     Birkaç saniyelik bir sessizlikten sonra esmer kız tekrardan gülümsedi.

     “Penelophe. Adım Penelophe. Ama sen Pen diyebilirsin. Bana herkes öyle söyler.”

     Yemekhane oldukça kalabalıktı. Ardelia, yemeğini aldıktan sonra Penelophe’nin işaret ettiği masaya doğru ilerleyerek oturdular.

     Ardelia’nın dikkatle kantini incelediğini gören Pen, gözlüyle en köşedeki masayı işaret etti. Ardelia yavaşça masaya dikti meraklı gözlerini. Masada iri yarı ve birbirinden yakışıklı dört erkek muhabbet ediyor ve içlerinden en otoriter görüneni, sert ve yırtıcı bir şekilde etrafı inceliyordu. Penelophe aniden Ardelia’yı kolundan çekiştirdi.

     “Onlara o kadar dikkatli bakma. Bu okulu kendilerine ait sanan serserilerdir. Futbol takımında oldukları için herkes onlardan çekinir. Şu sert bakan sarışın çocuğun adı Jack. Ona karşı dikkatli ol.”

     Ardelia, memnuniyetsiz bir şekilde gözlerini önünde ki yemeğe dikti. Penelophe, bu kez ortalarda duran bir masayı işaret etti. Bu masa da ise boya küpüne batırılmış kadar renkli ve seyyar bir takı dükkânı gibi görünen iki kız vardı.

     “Onlar ise bu kasabanın en zenginlerinden. Bu okulda ki kimseyle konuşmazlar. Tabi ki inekler hariç.”

     Ardelia umursamaz bir şekilde tekrar gözlerini önünde ki yemeğe dikti. “Ne kadar tuhaf bir okul” diye geçirdi içinden. Fazlasıyla gürültülü ve depresif bir okuldu ve Ardelia’nın bu okula alışma gibi bir niyeti yoktu. Ardelia yalnızca bir an önce liseyi bitirip annesi öldükten sonra kendisine kalan resim atölyesini devralmak istiyordu.

     O sırada gürültülü kantinin tüm havasının bölen bir bağırtı yayıldı ortama. Arkada ki sert çocukların masasından geliyordu gürültü. Ardelia arkasını döndüğünde gözüne takılan ilk kişi Jack’ti. Jack’in baktığı yöne doğru baktı Ardelia. Gördüğü şey karşısında ürpermekten kendisini almadı. Gece mavisi gözleri ve gözlerinin üzerine düşen siyah perçemleriyle benzinlikte gördüğü yabancıydı bu. Elinde domates dolu bir kasa tutuyordu. Ardelia hızla oturduğu yerden doğruldu ve neler olduğunu anlamaya çalışır gibi yabancıyı izlemeye başladı. Jack, oturduğu yerden hızla doğrularak öfkeyle yabancıya yaklaşmaya başladı. Yabancı çocuk, Jack’ten daha kaslı ve daha güçlü görünüyordu ama Ardelia yine de yabancı gencin benzinlikte ki tepkisizliğini tekrar etmesinden korktu. Jack öfkeliydi. Ardelia neden bu kadar endişelendiğini bile bilmiyordu. Sonuçta bu yabancıyı tanımıyordu ama yine de ona karşı iyi olmak istiyordu.

     Jack, hızlı adımlarla genç yabancıya doğru ilerledi. Domates kasasını yabancı çocuğun elinden hızla çekerek yere bıraktı. Kasadaki tüm domatesler yere dökülmüş ve çoğu ezilmişti. Yabancı genç, Jack’in bu kaba tavırlarına karşı bile tepkisizdi.

     “Hey serseri! Senin burada ne işin var?”

     Jack’in gür sesi tüm yemekhaneyi kaplamıştı. Yemekhanede ki herkes gözlerini Jack’ten kaçırıyor ve yemeklerini yemeye devam ediyorlardı. Yabancı ise yalnızca tepkisiz bir şekilde Jack’e bakıyordu. Jack, aniden elleriyle çocuğu yakasından tutup çekiştirmeye başladı.

     “Hey dilenci! Neden cevap vermiyorsun? Benden korkuyor musun?”

     Ardelia, nasıl olduğunu bile anlayamadan durduğu yerden ok gibi fırlayarak Jack’e yöneldi.

     “Hey pislik! Bırak onu!”

     Ardelia’nın öfkeli ve masum sesi tüm yemekhane’yi doldururken, yemekhanede ki tüm öğrencilerin korku dolu gözleri Ardelia’ya yönelmişti. Jack, yabancının yakasında ki ellerini yavaşça bırakmış sesin geldiği yöne odaklanmıştı. Yabancı ise anlamsız bir ifadeyle Ardelia’ya bakıyordu.

...

AŞKIN KANATLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin