one

6.2K 701 449
                                    


Eğik yazılı yerler iç ses, kalın yazılı yerler ise dilsiz alfabesi, yani el işaretleriyle olan konuşmaları göstermektedir.

İyi okumalar.

--

Birkaç tutam dereotu, sosu daha güzel kılmak için yeterliydi. Sonra biraz tuz ve soya sosu... Şimdi daha iyi bir tada sahip olacaktı.
Tüm bunlar tarifte yazmakta, Yoongi'de bu yazanları gerçekleştirmekteydi. Sabah kahvaltısından beri bir şeyler yememişti. Üstelik et yemeyeli de 1 hafta kadar oluyordu.

Parmağıyla birlikte kaydırmış olduğu tablet ekranında ihtiyacı olan yeri yakınlaştırdı. Elbetteki çok pişmiş bifteğin yanına onu güzel kılan sosunu yapmayı ihmal etmemişti. 15 dakikalık pişme sürecinin gerçekleşmesi için biraz zaman geçirmeye karar verdi. Bu arada da Sürtük'ü besleyebilirdi. Sürtük onun evcil kedisiydi. Uzun süre önce onu sahiplenmişti. Dağ evine taşındığı zamanların başında yalnızlığı pek sorun etmiyordu, çünkü o zamanlar erkek arkadaşı Hoseok onu geceleri yalnız bırakmıyordu. Yaklaşık bir buçuk yıl ömce ayrılmalarının ardından geceleri ona korkutucu gelmeye başlamıştı. Etrafta komşuları vardı, evet. Fakat bu, onu az bir şey de olsa korkmaktan alıkoyamamıştı.

Ona 'Sürtük' ismini vermesinin sebebi ise gündüzleri ortadan kaybolup bir yerlerde sürtmesiydi.

Dışarıya açılan sürgülü cam kapısını açarak elindeki yem dolu kabı hafifçe sallamaya başladı. Sürtük'ü bu şekilde çağırmaktaydı. Ona seslenemeyeceği için böyle bir yöntem bulmuştu.
Biraz bekledikten sonra kedisi ayaklarının dibinde bitti. Gülümseyerek yere eğildi ve elindekini yere koydu. Sürtük hemen kaba yönelerek kendisine verileni kabul etmiş ve hoşnut olduğunu belirtmek için kuyruğunu yavaşça sallamaya başlamıştı.

Yoongi bir süre beyaz tüyler arasında gezdirmişti elini. Daha sonra bir şeyler hissetmiş ve kafasını kaldırarak karşısına bakmıştı. Biraz ilerde oturan komşusu Jimin ona doğru gelmekteydi. Elinde, geçen sefer ödünç vermiş olduğu kitabı vardı. Gülümseyerek ayağa kalktı ve onu karşılamak için dışarı çıktı.

Jimin, yapmış olduğu telefon görüşmesini sonlandırarak telefonunu arka cebine koydu. Ardından elini havaya kaldırarak sağa-sola sallamaya başladı.

"Selam komşum!"

"Hoşgeldin."

"Hoşbuldum."

Yoongi gülümsemesini genişletmiş ve elini havada sallamıştı.

"Ağız okuyabildiğimi biliyorsun. Buna gerek yok."

"Hayır, bunu istiyorum. Böyle daha eğlenceli ve bu hoşuma gidiyor."

"Pekala, sen bilirsin."

Jimin elindeki kitabı siyah saçlı gence doğru uzattı. Yoongi onun elini ittirdi ve kafasını iki yana doğru sallamaya başladı.

"Sana geri getirmene gerek olmadığını söylemiştim. Bende onlarcası var."

"Biliyorum ama bunu yapmak istedim."

Jimin kitabı tekrar ona uzattığında Yoongi onu reddetmemiş ve kitabı geri almıştı.

"Ayrıca gerçekten çok iyi yazıyorsun. Beni çok etkiledin. Devamını yazıyorsun, değil mi? Ne zamana biter?"

Siyah saçlı genç omuz silkerek bilmediğini söyledi.

"Sonuna bir türlü karar veremiyorum."

"Güzel bir son bulacağına eminim."

Yoongi başını eğerek ona teşekkür etti. Uzun zamandır kitabına iyi bir son bulmakta zorlanıyordu. Aklında bir-iki tane son vardı, fakat hangisi daha inanılmazdı, buna karar veremiyordu.

Hush ;; yoonkook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin