Tek Gecelik Aşk

Bir Parça Yorgunluk

12:14 olmuştu saat. İstanbulun en görkemli villasında perdenin arasından sızan ışıklar gözüne çarptıkça rahatsız oluyor ve kafasını yumuşak yastıklarının arasına daldırıyordu. Çok geçmeden kapı tıklatılır. İceri girenin ağır hareketlerinden dolayı uykulu olduğu halde sağ kolu Mustafa olduğunu sezmişti.

-Uzay Bey günaydın. Uykunuzu bölmek hiç istemezdim ama bugün yurt dışından iş görüşmesi için geleceklerdi. Hatırlatmamı ısrarla istemiştiniz.

Derin bir nefes alır ve kafasını gömdüğü yerden çıkardığında sadece tek gözünü açabiliyordu , onuda yarım yamalak açıyordu.

-Teşekkürler Mustafa. Beste nerde ? Parasını verdin öyle değil mi ?

-Evet verdim. Ama yeni bir anlaşma yapmak istiyor. Ondan önce üstünüzü giyseniz iyi olur. Kahvaltı hazır.

-Hadi ordan deseydin. Daha ne istiyor.

Gece nasıl geçtiyse artık giysileri farklı yerdeydi. Eliyle kafasını kaşırken dünü hatırlamaya çalışmaktaydı. Ama içtiği viskiler buna engel olmaktaydı. Telefonunu eline aldığında mesaj geldiğini fark edip açtı.

Gönderen: Beste Demir

Konu: Sen

"Günaydın Uzay'cım. Gecemiz harika geçti. Yanlız yeni anlaşma istiyorum. Eski eşyalarımdan bıktım. Bana bir dolap dizmen lazım tatlım. Bu konuyu en detaylı şekilde akşam yemeğinde konuşalım. Öptüm..."

Uzay sinirlendikçe başına vuran ağrı artıyordu. Üstünü giyerek çalışma odasına doğru gider. O sırada Mustafa'nın " Uzay Bey Toplantı? Acele edin." demesiyle dikkati dağılır ve "Hemen geliyorum ufak bir işim var" diyerek kahvaltıyı sürekli erteledi. Odasına girdiğinde kendine ait çekmecesini açar ve karşısında bir sürü dosya vardır. Burda anlaşma yaptığı kızların anlaşmaları vardı. Aralarında Beste Demir'in bulunduğu dosyayı çekerek masasına koyar. Çekmecesini tekrar kapatır ve kilitledikten sonra Beste'nin dosyasını önce yırtar, ardından çakmak ile yakar. Tekrar mail atmak için telefonunu çıkarır:

Gönderen: Uzay Tekinoğulları

Konu: Güle güle

" Ah canım yeni anlaşma yok aldın işte 20.000 TL'ni artık iş yok. Gecede gerçekten güzeldi. İyi eğlendik..."

Keyfi yerine gelince kahvaltı masasına geçer. Onun bu denli gecikmesi Makbule Hanım'ı sinirlendirir.

Makbule: Neredesin sen Allah aşkına Uzay ?

Uzay: Geldim işte. Uzatmayalım zira hiç tadım yok.

Makbule: Eğlendiğin o beş para etmez kızlar mı sorun çıkardı ?

Uzay: Ahahah onlar sorun çıkarabilir mi ? Ne hadlerine ?

Makbule: Ay iyi tamam sormuyorum. Ne halin varsa gör. Baban gibisin aynı sanki silah zoruyla konuştuyoruz seni.

Uzay: O adamla beni karşılaştırma tadımızı kaçırma.

Makbule: Ayy iyi tamam sustum. Nazlıı !

Nazlı: Buyur Hanımım.

Makbule: Bana taze sıkılmış portakal getir canım.

Uzay: Bende krep alayım biraz.

Nazlı: Hemen getireyim isteklerinizi.

Uzay: Eee Mustafa anlat. Sence ne olacak bu iş ?

Makbule: Kimlerleydi ?

Uzay: Irak'ta Petrol için çalışacağız.

Makbule: Bizim altın madenleri ne durumda ?

Uzay : Toplam otuz adet maden açtık. İşler tıkırında. Birde Irak için maddi destek yaparak petrolde elimizin altında olucak.