"Ben bazı gibileri fazla ciddiye alıyordum.Her masum gibi durana acıyıp beni iliklerime kadar kullanmasına izin veriyorum.Her iyi gibi durana güvenip sonunda enkaz olarak kalıyorum.Her seviyor gibi durana kalbi verip küllerim yok olana kadar yanıyorum.Kayboluyorum gün geçtikçe, eksik kalan şeyler adına ağlayarak şiir yazdığım günlerde.Şimdi de yaşıyor gibiyim.Gibileri silersem hayatımdan yaşamıyor olacağım ama eğer mutlu olacaksam ölmek canımı acıtmaz ki!"
Günde bu sözleri kendime kaç kere tekrarladığımı ve kaç sigara içtiğimi cidden bilmiyordum.Sayfalarca kitap okuyup hiçbir şey anlamadığımı hissedip başa dönüp kendime intihar şarkıları açıyordum.Fernanda gideli 7 ay olmuştu.Eski kız arkadaşım 25'li yaşlarda esmer ve kesinlikle hiç kimsenin göz ardı edemeyeceği kadar tutkulu bir o kadar da sempatik bir kız.Ben Joanne Drozzi ya da Fernanda"sız hiç kimse diyebilirsin . Eşcinsel oluşumun ruhuma aykırılık olarak yansımasının ve eski kafalı oluşumun verdiği masculen tarzla kendimi 70'lerin gizemli rock yıldızları gibi vintage muziğe vermiş ve sosyal medyanın selfie ,makyaj , gösteriş kısacası insanları aptal ve sıradan gösteren her şeyden soyutlamıştım.Normal olamamak gibi küçük bir sorunum vardı.Ben bir kızın intihar günlüğünün ana karakteri olabilirim.Siz de beni soluksuz acıyarak okuyabilirsiniz.Bundan 10 yıl önce başladım devasa hatalar yapmaya.17 yaşındayken tanıştığım Troy adındaki çocuk kadınlardan hoşlanmama rağmen ilgimi çekmişti . Uyuşturucu ve o üzerine sinen alkol kokusu beni ona her genç kız gibi bağlı etmeye yeterdi.Öyle de oldu.Bir hata yaptım ve ondan hamile kaldım.Sanırım en güzel hatam olan kızım dünyaya geldi.Hermia , kızım. Uyuşturucudan geçirdiğim nöbetler yüzünden üvey annemin ona annelik yapamayacağımı düşündüğü kızım.Kızım annemle kalıyor San Paula 'da. Ben sadece onu hafta sonları ziyaret edip.İnsiz bir sokakta iğrenç insanların kendilerine fantazi oyuncağı aldığı bir dükkanda uyuşturucu parası için sürünüyorum.Sadece o iki saat için ölebilirim.Camel'ımın soft dumanını içime çektikten sonra sadece az bir dozla başlayıp hepsini tüketene kadar kokainimi kullanmak ve o iğrenç ,kendimi kaybettiğim yerdeki insanları umursamayarak geçirdiğim 2 saat.Yanımda bedenlerini birbirine sürten ve ellerindeki pahalı içkileri görmemiş gibi yumdumlayan insanlardan öteye götürüyor beni ölmek için yaşadığım her saniye.Dedim ya kız arkadaşım Fernanda gideli 7 ay oldu diye.Ailesi onun eşcinsel bir ilişkide bulunmasına sıcak bakmadığı için gitti.
Ben de ölüme etrafındakilere gülücükler saçarak ilerliyorum.Yanımda bir tek benimle neden ilgilendiğini anlamadığım Fran var .Fernanda' m olmaya çalışıyor ama sadece o özenti teenager'lar gibi fantastik bir hayat kovalıyor.Ben bunlarla çoktan bittim.Şimdi tarih aldım.Ölmek için .Araştırmalarıma göre eğer kendimi tren önüne atarsam ölmem 5 saniye sürecek ve direk çok düşük bir acı hissedeceğim .Yanarak ölmem 5 dk'den uzun sürer ve %70'lik bir acı hissederim.Kafama silah dayarsam %3'lük bir acı ile saniyeler içinde yerde uzanıyor olurum.Sonrasında karanlık beni kucaklayacak."Eğer gidersem mutlu olacağım."Ama benim her şeyi hataları bile classımla yapmak gibi bir huyum var yani.Beni öldürme işinde kiralık katilim uyuşturucu olacak.En sevdiklerim arasında başta olan sigaram da dahil.
Yarın istasyonda tuvalet gibi gözüken ama aslında benim gibiler için uyuşturucu satın alma mekanı olan küçük kulübeye gideceğim.Tüm polislerin o lanet yerde ne döndüğünü bildiği ama biz ölürsek dünyanın daha iyi bir yer olacağı için ses etmediği yer.Tanrım kahretsin fazla acınası haldeyim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RAŞE
Teen Fiction"Çok acı çekiyorum." dedi ağlayarak.Elinde o zehir şişesi ve uyuşturucu kullandığını belli eden kolları ,yüzündeki her şeyi anlatan ifade...Sanırım öldüğümde mezar taşıma bu an yazılmalıydı.Eğer o an gözümü bir kez daha o şişeye kaydırsaydım ben de...