On Beşin Gizli Hayranı ;On Altı,

13.9K 1K 153
                                    

"Baho amcam! " Kırışık gözleri, güldüğünde daha belli oluyor, yanaklarını sıkasım geliyordu. Gülümseyerek baktı bana, bende hemen kollarımı açtım. Sımsıkı sarıldı, bir yandan da gülüyordu.

"Hayrola deli kız! Sen bugün çocukların okuma gösterisine gidecektin?"

Kollarından sıyrılıp, tabureye oturdum. "Yok yok, o yarın Baho amcam. Unutur muyum, onu hiç!" dedim gülümseyerek.

"Ee, hangi rüzgar attı seni? "

" Aman amca ya, delinin biri takıldı peşime. Onunla uğraşıyorum. " dedim gülümseyip, elini sırtıma koydu.

" Senden de mi, deli? "

"Bilmem, beni geçen var mıdır ki?" dedim kıkırdayıp. O da gülüp, omuza vurdu.

"Hadi benim işim gücüm var, sen otur ama. Deli rüzgarın gelmezse, bana kahve yapacaksın. Borcunu unutmuş değilim... "

"Sanki hiç yapmıyorum, şu sözlere bak!"

Kafasını iki yana sallarken bir yandan gülüyordu, uzaklaştığında önüme dönüp Candy Crush oynamaya başladım.

***

Saat çoktan 14:30 olmuştu bile, şarjım yirmilerde bana el sallayınca, Baho amcamın şarj makinesini ödünç alıp şarja takmıştım. Şimdide çevreye bakıyor, ellerimle ahşap zemine vurup sinir bozucu tıkırtılar çıkartıyordum.

Sinirim bozulmuştu.

Beni sevmediği gün gibi aşikardı, bilmiyorum, daha önce kimse beni sevmedi; belki cesaret edememiştir. Çünkü bu raddeye gelince, aslında onlarda yanıldıklarını anlıyorlar. Ne diyebilirim ki? Açıkca söylemek gerekirse ben de hayatım boyunca kimseyi sevmedim. Ha, bak, bizim mahallede Ahmet var. Yedi yaşında, bak o çok seviyor beni. Bende onu. Galiba çocuk olsam, onunla takılırdım. Ne biliyim, sakız falan ısmarlardı.

Sıkkın nefesimi dışarı verdiğimde, karşımdaki sandalye çekildi. Hızla bakışlarım karşıma doğru odaklandı.

Fakat, dediğim gibi. Kimsenin beni sevdiği falan yok. Belki acıyan birini bulabilirdik ama.

"Senin deli gelmedi, ha? "

Baho amcam her zamanki dost canlısı gülümsemesi ve yaşanmışlıkların onca çizgisiyle bana bakıyordu. Omuz silktim."Biliyorsun, alıştım be Baho."
Birden ikimizde gülmeye başladık. İyiki deliydim, yani umarım öyledir, yoksa şimdiye ağlıyordum. Hayat ağlamak için çok kısa değil mi be ya?

"Hah, tam senlik sözler. "kafasını iki yana salladı. Tam filmlik amcaydı yalnız."Seni seven biri de çıkar elbet."

"Sen bilmiyor musun Baho amca! Ahmet var ya! " şaşırmış gibi ağzımı hafif açıp gözlerimi büyüttüm. Halime gülerken devam ettim." Geçen bana lolipop aldı biliyor musun? Hem... salıncak sırasını da hep bana veriyor. Daha ne isteyebilirim? " dedim omuz silkip.

" Amca ya? Benim telefon şarj oldu mu? Vallahi level atlıycam, hırs yaptım. Bi'baksan?"

"Tamam, tamam. Bekle. "

Başını masaya koyup kafamı yana çevirdim. Kendi kendime sırıtırken neden sırıttığımı sorsanız, hiç bir fikrim yok. Başıma dokunan el ile birden irkildim ve kafamı kaldırdım. Kahverengi saçları, gülümseyen suratı ve benden cevap bekleyen Teresacığım karşımdaydı.

Ya cidden deliyim, kafam güzel ; ya da kalbim maratona falan katıldı. Yalnız bayağı hızlı koşuyor, birisi şunu tutsun.

"Merhaba, Ekim? " dedi.

Evet, buraya kadar anladınız değil mi? Ben anlamadım işte. Suratına ilk defa insan görmüş gibi bakıyor olabilirim, ya da öküzün trene baktığı gibi de olabilir. Tartışılır.

Sandalye çekip oturdu. Gülümsüyordu. Hah, seviyor gibi. Konuşmayı mı unuttum yoksa cidden delirdim mi?

"Bugün bizim, ne bekliyorsun? "

Vallahi konuşmayı hatırlasam her şey daha kolay olacak ama...

Bu arada kahveden de yırttım, ehehe.

Aşk meselesi |Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin