BÖLÜM 6

49 5 8
                                    

~Saat 18:45~
~Elif~
Heyecanla odama çıkmış ne giyeceğimi düşünüyordum. İlk buluşma da ne giyilebilir ki?
Üzerimde sadece çamaşırlarım ile odada tur atıyordum. selcan ise tabletinden kitap okuyordu. "Yardım et!" bana kırgın bir bakış atıp tabletine geri döndü. en sonunda kendim seçmek zorunda kaldığım için siyah bir elbise,altınada regl yüzünden kısa bir şort giydim.oldum olası kısa elbiselerde rahat edemediğimden diz kapağımda bitmesi iyi olmuştu. o sırada telefonuma gelen mesaj ile gözümü dolaptan ayırıp telefonu elime aldım 'Menekşe Sahilinde buluşalım mı? hem yakınlarında restorant var' Alt dudağımı dişleyip gözlerimi kapattım.Harikaydı.. 'Tamam yarım saate geleceğim'  ayağıma babetlerimi geçirirken çantamı yanıma aldım ve odadan çıktım. "Anne! ben çıkıyorum fazla geç kalmam" Annem ellerini mutfak bezine silerek yanıma geldi. "Nereye?" montumu askılıktan alıp hızla kapıya yöneldim. "Bir arkadaşım ile buluşacağım" gülümsedi ve tekrar mutfağa gitti. Dediği yer evimize yakındı o yüzden yürümeyi tercih ettim.İçimdeki mutluluk geçmek bilmezken adımlarımı hızlandırdım ve kısa sürede sahile ulaştım. "Ömer!" koşarak geldiğim için nefessiz kalmıştım ve sesimi duyurmam için bağırmıştım. Arkasını dönüp bana baktı ve gülümsedi. "İyimisin?" kendimi koştuğum için durduramadım ve üzerine yuvarlandım. Eğer dengesini sağlayamasaydı ikimizde kum olacaktık. "Evet iyiyim. Sadece hızlı geldim" bir an duraksadım.. şuan birbirimizin burunları çok yakındı ve sarılıyorduk.Durumu fark edince biraz geri çekildi. yanaklarımın sıcak oldupunu rüzgardan fark ettim ve boğazımı temizledim. "Şey..yürüsek mi?" başımla onaylayıp gözlerimi kaçırdım. İkimizde fazlasıyla çekingendik ve sonu nereye gidecek bilmiyordum. "Elini tutabilirmiyim?" sorduğu soru karşısında bir an duraksadım fakat sonra gülümseyerek yüzüne baktım. "Olur" parmaklarımı yavaşça kendi parmaklarını arasına aldı ve ilk el ele tutuşmamız gerçekleşmiş oldu. heyecan verici bir şeydi.. yumuşacık elini avcumda hissetmek mükemmeldi. zaten aylardır bu anı istemiyormuydum? evet deli gibi istiyordum. "Bekle dondurma alıp geleceğim" gülümsediğimde karşılık verdi ve elimi bırakıp köşedeki büfeye ilerledi. babetlerimi yavaşça çıkarıp bir kayanın üstüne koydum ve denize doğru ilerledim. soğuk su ayaklarıma değince ilk başta ürperdim fakat kısa sürede alıştım. biraz daha yürüdüğümde su bacaklarıma geliyordu. elbisemin ıslanmasını istemediğimden arkamı dönüp yürüyecekken Ömerin bana baktığını gördüm. "Bir şey mi oldu?" dalmış olmalıydıki bir an bakakaldı fakat sonra toparlandı. "Hayır olmadı. sadece seni izliyordum" gülümseyip elindeki dondurmalardan birini bana uzatınca teşekkür edip ambalajından çıkardım. "karamelli sevdiğimi nerden biliyorsun?" kendi dondurmasını açıp bana baktı. "Senin hakkında çok şey biliyorum" dondurmamı yemeye başladığımda boşta olan elimi tuttu ve ani etki ile dondurma ağzımda kaldı. "Birşey söyleyebilirmiyim?" bana olumlu anlamda bakınca boğazımı temizledim. "Bağdat güzel bir yer mi?" sırıttı ve parmaklarını parmaklarıma geçirdi. "Güzel bir yer fakat sen oraya gidersen emin ol ağlarsın Elifcik " dudağımı büzüp dondurmamdan bir ısırık daha aldım. "Neden ki? Tamam tamam kabul ediyorum" elimi bırakıp kolunu omzuma atıp beni kendine biraz da olsun çekti. "Uyum sağlamak için belirli şeyleri yapman gerek. seni bir gün götürmemi istermisin?" heyecanla ona baktım ve gülümsedim. "Evet isterim!"güldü ve dondurmasını bitirdiği için kenardaki çöpe attı ama emin olamıyordum..Irak ve İran hakkında pekte hoş şeyler duymamıştım.  "Söz bir gün götürürüm seni" sahil boyunca ilk tanışmamızdan bu zamana kadar olan bütün herşeyi konuştuk. bazen kelimelerde zorlansada düzgün bir dil ile konuşmuştuk. "Seninle ilk konuşma zamanımızda babam ciddi ciddi mangalı yakmaya çalışıyordu ve bende açlıktan rastgele kişilere istek atıyordum. bunlardan biride sendin. aktif olan herkese mesaj attım fakat en uzun seninle konuşmuştum. eh tabii sonra pokemon avlarken sayende pikaçuyu bulmuştum" kahkaha attı ve ayakkabısı ile kumları ileriye savurdu. bunu bende yapıyorum kabul. "Tuhaf bir tanışma hikayesi. bende o an bizim evin bahçesindeydim.Sana bir oyun önermiştim hatırladın mı?" telefonumu açıp oyunu buldum. "70. bölümdeyim" sırıttı. "Hadi gel" Restoranta doğru yürüdü. elini tuttuğum için peşinden bende gitmiştim.
~Adonia~
Bavulumu alıp telefonumdan saate baktım. Buraya neden geldim ki? Yunanistanda kalmak için herşeyimi verirdim. Annem sırf Türk kökenli olduğundan bir Türk lisesine gitmemi istiyordu. O yüzden İstanbul'daki teyzemin yanına gelmek zorunda kalmıştım. Göz devirip sarı buklelerimi omuzlarımın arkasına atıp ağır adımlarla yürümeye başladım. Bir taksi bulup annemin verdiği adrese gitmem gerekiyordu. Etrafıma bakındım bakındım bakındım ve en sonunda taksi durakları görünce dışarıya doğru ilerledim. Her ne kadar yunanca konuşmak istesemde Türkçe konuşmak zorundaydım..
Bir saate yakın teyzemlerin evine gelmiştim ve taksiciye parayı ödeyip bavulumu sıkıca kavrayıp apartmana girdim. asansör olmaması kötü olmuştu. İlk günden nefret etmiştim buradan. İki kat çıkıp tanıdık soy isminin olduğu kapıya ilerlerim. zile bastığımda içeriden sesler geldi ve bir süre sonra kapı açıldı. Başında beyaz bir örtü olan,elinde güzel işlemeli bir tesbihini tutan bir kadın bana dikkatle baktı. "İyi akşamlar. Ben Ece Şahin'in yeğeniyim" kadın şaşkınlıkla bana baktı ve geçmem için yana geçti. Spor ayakkabılarımı çıkarıp eve girdiğimde küçük bir ev olduğunu ilk bakıştan anladım. "Sen kimin kızısın ?" aşağılayıcı bakışlarla baktı ve gözlerini kıstı. cevap vermediğim için birşeyler mırıldandı. birkaç dakika sonra içeriye, benim gibi sarı bukleleri olan kahve gözlü bir kadın girdi. "Adonia hoş geldin kızım." kısa bir merhabalaşma faslı.. "Adonia,anneannenin elini öp bakalım" bakışlarım yaşlı kadına kayınca kadın şaşkınlıkla baktı. "Bumu o yılandan çıkan hayırsız?" kaşlarım çatıldı ve sinirle kadına baktım. "Annecim deme öyle"

Bir süre sonra bana verilen misafir odasına gittim ve yatağa oturdum. Annem, büyükannemin öldüğünü söylemişti. Başıma daha ne gelebilir diye düşündüm. Tanrım! şu ucube yaşlı kadından şimdiden nefret ettim!
Aynada kendime baktım. Sarı buklelerim bozulmuştu. makyajım biraz akmıştı ve kötü duruyordu. Yeşil gözlerim kızarmıştı ve tişörtüm kırışmıştı. şortum ise belli belirsiz şekili bozulmuştu. Annem beni neden buraya gönderdi ki?? Yunanistan'ın eğitimi eminim daha iyi!
~Nazlı~
Yatağımda panda gibi kıvranırken müzik dinliyordum. Annem odaya bodoslama daldı ve elindeki kıyafetleri dolaba yerleştirdi. "Hadi Nazlı misafirler gelecek" harika! misafir çıktı şimdide! "Kim anne?" annem iç geçirip dolaptan siyah bir pantolon ve bir bluz çıkardı. "İş arkadaşlarımız. Birde oğulları var senden bir yaş büyük" telefonumda çalan müziği kapatıp gerildim. "Anne ben dışarı çıksam?" annem bana bakıp tekrar iç geçirdi. "Nazlı hoş geldiniz dersin sonra nereye istiyorsan git" somurtup giyindim ve acıktığım için aşağıya indim. "Anne harikasın! yaprak sarmışsın börek falan oy yerim seni" sandalyeye oturup tabaklardan birini alıp yemeye başladım. annem içeri geçtiğinde kumandayı alıp televizyonu açtım. Çocuk kanallarına tek tek bakarken birisi omzumdan dürttü. "Dur lan işim var. Nerde bu çocuk kanalları?" sinirle cebelleşirken en sonunda arkamı döndüm ve Utku ile karşılaştım. "Hala hanım hanımcık olamıyorsun." gözlerim iri iri açılmıştı. "Oha çüş de ve hayvan! Napıyorsun sen burda?" sırıttı ve sigarasını cebine soktu. "İş arkadaşı misafirliği. Bende keyfimden gelmedim her halde. sizin ev bara yakın o yüzden" kaşlarım çatıldı ve kendimden utandım bir an.. bebek gibi mi durdum?
"Nazlı dışarı çıkacaktın ya. Utkuda seninle gelsin. tek başına gitme" annemin teklifi beni ikinci şoka uğrattı. Utku ve ben?? dışarısı??!

"Benimle gelmeni istemiyorum!" göz devirip sigarasını çıkardı. "Bende keyfimden gelmiyorum.Şu sokağı döndüğümüzde defol git küçük bir kız çocuğuna bakıcılık yapmak istemiyorum" sinirle çimdikledim kolunu. "Sensin küçük! köpek!" istifini bozmadan sigarasını içine çekip dumanı dışarıya üfledi. "Küçük kız" göz devirip yürümeye devam ettim. onunla yan yanayken böyle yapmamam gerekiyordu. kendimden soğutasım yoktu. "Bak kuş" utku bana malmısın der gibi bakmaya başladı. "Aptal kız" sokak son buldu ve hiçbirşey demeden yolunu değiştirdi...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 29, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Pembe Hayaller&Siyah GerçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin