Yeniden / 1

797 20 8
                                    

Mira inatla çalan kapıya baktı. Açmak istemiyordu çünkü kapıyı çalanın kim olduğunu biliyordu ve açtığı takdirde başına gelecekleride çok iyi biliyordu.

"Mira! Aç şu kapıyı. İçerde olduğunu biliyoruz!" Genç kadın derin bir nefes alarak karşısında duran ve gözünde giderek büyüyen mavi kapıya baktı. Ne vardı sanki onu rahat bırakıp gitselerdi? "Gitmeyeceğimizi biliyorsun tatlım!" tabiki biliyordu! Arkadaşları fazla inatçıydı. Elini kapının koluna uzattı. Gene kaybeden taraf olmuştu. Yavaşça kapı kolunu indirdi. Yüzleşme zamanıydı. Araladığı kapıyı arkasında bırakarak içeri yöneldi. Birazdan beyni ütülenecekti, o yüzden oturuyor olması gerekiyordu.

Mira büyük gözleriyle ona bakan Atlas'ın başını okşayarak kendini onun yanına attı. Bu tüylü kocaman köpek Emre'den geriye kalan nadir şeylerden biriydi. Atlas'ı birlikte barınaktan almışlardı. O zamanlar küçücük olan köpek altı yılın ardından kocaman olmuştu ama hala oyunbazın tekiydi. Mira'nın dudakları köpeği severken yukarı kıvrılmıştı ve içini gene o bilindik huzur kaplamıştı. Emre'yi hatırlamayı seviyordu. Herkesin düşündüğünün aksine bu ona iyi geliyordu.

"Mira! Saat 7 oldu ve sen daha hazır değilsin. Geç kalacağız." Atlas oturduğu yerden kalkarak odayı terk etmişti. Mira acı bir şekilde güldü. Köpek bile anlamıştı tartışma çıkacağını. Gözlerini başında dikilen Buse ve Zeynep'e çevirdi. Bu iki inatçı keçi çocukluğundan beri arkadaşıydı ancak ona huzur vermemek için ant içmiş gibi davranıyorlardı. Özellikle Emre'yi kaybettikleri günden beri onu bir saniye bile yalnız bırakmamışlardı. Buna minnettardı. Genede bazen yalnız kalmaya ihtiyacı vardı ve kesinlikle bugün o günlerden biriydi.

"Kızlar, size defalarca bu akşam gelmek istemediğimi söyledim." bugün o kara gündü ve Mira'nın bugün eğlenmeye hakkı yoktu. Kızlarla her yıl aynı sorunu yaşamaktan sıkılmıştı. En azından bugün ona anlayış gösterebilirlerdi. Hayatının aşkını kaybettiği günde nasıl dışarıda eğlenebilirdi?

Zeynep yanına oturarak arkadaşının elini sıktı. Onu anlayabiliyordu ama artık bu günün kasvetini üzerinden atmalıydı. Bu şekilde devam etmesi imkansızdı. Gerçek hayata dönmesinin zamanı gelmişti de geçiyordu. Bugün Mira'nın dönüm noktası olacaktı. Bunu biliyordu. Zeynep gözlerini arkadaşının hüzünlü mavilerine dikti.

"Bu kadar yeterli Mira! Artık bu günün trajedisini üzerinden atmak zorundasın. 3 yıl geçti. Bugün tam 3 yıl oluyor. Artık yeni hayatına adım atmalısın. Bazı şeyleri geride bırakmanın zamanı geldi."

Anlamıyorlardı! Hep aynı laflar.. Seni anlıyoruz Mira ama hayat devam ediyor.. Sadece anladıklarını söylüyorlardı ama Mira'yı zerre anladıkları yoktu. Önce itiraz etmeye niyetlendi. Hatta hırsla ayağa da kalktı sonra onların gözlerine baktığında yelkenleri suya indirdi. Bu sefer ikiside çok kararlı duruyorlardı. Kaçışı yoktu bu yıl bu günü evde geçiremeyecekti. Usulca başını sallarken ayakkabılağa Atlas'ın tasmasını almaya gitti.

"Atlas!" yatak odasından koşarak gelen köpek dışarı çıkacağı için oldukça sevinçli görünüyordu. Mira'nın etrafında dönüyor kuyruğunu bir sağa bir sola sallıyordu. "Ben Atlas'ı dışarı çıkarırken dolaptan benim için bir şeyler seçin." anahtarlıktan anahtarını aldı ve kapıya yöneldi. En azından Atlas'ı gezdirirken bir 15-20 dakika kafasını dinleyebilirdi.

Atlas tuvaletini yapmak için yer ararken Mira onu çekiştirdi. Yolun ortasına yapmasını istemiyordu. Az ileride toprak bir alan vardı orada istediği gibi yapmasında bir sorun yoktu. Etrafta heycanla gezinen köpeğine bakarak gülümsedi. "Sende olmasan ne yapacağım ben Atlas? Bana ondan kaldığın için mi bilmiyorum ama beni rahatlatıyorsun." elini kalbinin üzerine yerleştirdi. "Burası huzur doluyor." Köpek sanki onu anlamış gibi durup ona baktı ve havlamaya başladı. Mira boş sokakta kahkaha atarak Atlas'ın başını okşadı. "Bende seni seviyorum."

YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin