Bölüm 11

105 44 30
                                    




Çok değerli okuyucularım ben geldimm :D Uzun bir zaman yoktum. Hem çalışma hayatı hem de çok fazla seyahat etmemden dolayı bir türlü fırsat bulup hikâyem ve sizler ile ilgilenemedim. Umarım hikâyemi kaldığınız yerden okumaya devam edersiniz. Sizin beğenileriniz ve her türlü yorumlarınız beni mutlu ediyor. Bu yüzden lütfen beğeni ve yorumlarınızı benden esirgemeyin ^^ Seviliyorsunuz (:

Karşımdaki manzaraya adeta donmuş bir şekilde bakıyordum. Az önce süs bebek görünümüyle Dolunaya kur yapan kız şimdi yerde dizlerini karnına çekmiş hıçkırarak ağlıyordu. Elbisesinin yukarı kıvrılmasından iç çamaşırı ortaya çıkmış, kiremit parçası sağ bacağına isabet etmiş, hafif bir kesik oluşturmuştu. Kızın çevresindeki insanların çoğu telaşla yardım etmeye çalışırken bazıları kendisine güzel bir göz ziyafeti yapıyordu. Neyse ki durumdan rahatsız olan bir adam üzerindeki hırkayı kızın bacaklarına örttü.

"Ambulansı aradık geliyor. Sakinleştirici yapılırsa biraz kendisine gelir."

Adam cümlesini bitirdikten sonra yere eğilip kıza moral verici sözler söylemeye başladı.

"Oğlanda kötü görünüyor. Ona da sakinleştirici yapsalar iyi olur."

Sesin geldiği yöne doğru kafamı çevirdim. Kadın Dolunayın yanında durmuş insanları onun sağlığı hakkında bilgilendirmeye çalışıyordu.

"O da etkilendi zavallı. Nasılda kızı çekip kurtardı gördünüz mü?"

"Ben göremedim " dedi diğer kadın elindeki market poşetlerini göstererek "bunları birbirine bağlamakla meşguldüm ama sesi duydum"

Kendimi olayların akışına o kadar kaptırmıştım ki koşup Dolunaya yardım etmek aklıma bile gelmemişti. Açık havada olmamıza rağmen sanki kapalı bir kutuda sıkışıp kalmışım gibi nefesim daralıyordu. Derin bir nefes aldım. Ciğerlerimi temiz havayla doldurup ayaklarımın yürüyebileceklerine emin olduğum anda Dolunaya doğru ilerledim.

"Dolunay iyi misin? Ne oldu böyle?"

Çantamdan bir peçete çıkardım ve alnından akan terleri sildim. Gözleri kızarmış ve hafif kanlanmıştı. Kafasını kaldırıp bana bakmaya çalıştı ancak güneş buna engel oluyordu. Gözlerini güneşe alıştırmak için birkaç sefer kırptı. O an gözlerinden damla damla kan akacağına o kadar emindim ki akmayınca şaşırdım.

Güçlükle yutkundu. "iyiyim ama buradan gitmem gerek"

"Gerçekten korktuğun veya etkilendiğin için mi böyle oluyorsun? Eğer o yüzdense korkmana gerek yok, kız gayet iyi durumda, ambulans gelecek ve geldiğinde ikinizin de sağlık durumunu kontrol altına alacak.

Cümlemi bitirdikten sonra Dolunayın yüzünü büyük bir endişe kapladı.

"Almira hayır, ambulansla gidemem. Kameri arar mısın?"

" Hayır, arayamam Kamerin sana bu durumda bir yardımı dokunmaz ambulansla gitmen gerekiyor."

Başını iki yana salladı. "Lütfen... Lütfen dediğimi yap."

Gözleri adeta yalvarır gibi bakıyordu ve kelimeleri ağzından zar zor çıkarıyordu. Bu yüzden daha fazla ısrar etmek istemedim ve dediğini yaptım. Cebinden telefonunu aldım ve Kameri aramadan önce Dolunayı motosikletin yanına kadar taşıdım. Kamer telefonunu ilk çalışta açtı. Sanki telefonun başında Dolunayın aramasını bekliyor gibi daha çalar çalmaz açmasına şaşırmıştım. Aynı şaşkınlığı Kamer telefonun ucunda Dolunay yerine benim sesimi duyunca yaşamıştı.

Bilinmezin Peşinde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin