Bölüm-5

12 10 0
                                    

Bazen küçüklüğümü özlüyordum. Birşey bilmediğim zamanları, dünyada kötülüğün teriminin bu kadar acı, insanların zamanla bir o kadar çaresiz, bir o kadar acınası hale geldiklerini bilmiyordum. Küçüklüğüm saf temizdi benim. Tek derdim arkadaşlarımla oyun oynayamadığım zamanlardı, evde olmayı sevmezdim. Çayır çimen gezmek, parklarda güle eğlene oyun oynamayı, en çokta Maraz ve Buket'le oynadığımız oyunları severdim. O günlerimden bana sadece şuan yaptığım gibi çizgi film izlemek kalmıştı. Bir tek onları tekrar edebiliyordum, kaç yaşında olursam olayım elimde bir tek onlar kalmıştı, ve birde fotoğraflarım.

Nesquikimden bir kaşık daha alırken tom jerryi kovalıyordu. En sevdiğim pazar tatili tom ve jerryli olandı. Televizyonun karşısında bağdaş kurup saatlerde bu çizgi filmi izleyebilirdim.
Dün Buket'lerden döndüğümde kendimi direk yatağa gömmüştüm başım bana yeteri kadar iş açmıştı ne yazık ki.

Aklımda Buket'in planı vardı, bunu nasıl düşünmüştü bilmiyordum ama içime hiç sinmiyordu yaptığı şey. Ege'yi onun silahıyla vurmayı düşünüyor aklınca Ege'nin en yakın arkadaşıyla çıkıp ona acı çektirmek istiyordu ama bana bu pek doğru gelmiyordu sonuçta birisini kandırmak oluyordu bu doğru değildi. Ama kararına saygı duyup ona destek olmaktan başka çarem yoktu, Ege hakediyordu yaptığı herşeyin acısını çıkartacaktı Buket bende en yakın arkadaşımın hep yanında olacaktım ne olursa olsun.

Çizgi film sona erdiğinde bir kaç kanal daha gezindim fakat hepsi yarışma programıydı, yarışma programlarından nefret ederdim. Televizyonu kapatıp odama doğru ilerliyordum. Azra'nın odasının önünden geçerken durdum. İçeriden ağlama sesleri geliyordu. "Lütfen, hata yapıyorsun dinle beni." Dedi Azra, karşısındakini dinledi bir süre olduğum yerde onu dinliyordum.

"Dediklerin doğru değil pişman olacaksın sende biliyorsun, yalvarırım bir dinle benim hiç bir suçum yok!" Diye bağırdı.
En sonunda dayanamadım ve içeri girdim, Azra beni görmemişti arkası dönük yerde oturmuş hıçkırarak ağlıyordu.
"Hayır, bitmedi. Sen dinleyene kadar da bitmeyecek. Bana izin ver lütfen."
Karşı tarafı dinledi bir süre ağlaması dinmemişti. "Hayır. Kapa...." cümlesini tamamlayamadan karşı taraf konuşmaya son vermiş olmalı ki Azra telefonu kulağından  çekti ve bir hışımla yere fırlattı. Yeri yumruklayarak ağlıyordu yanına çömeldim ve sırtını sıvazlayıp bana bakmasını sağladım. Kafasını kaldırıp yaşlı gözleriyle  baktı gözlerime onun gözleri kıpkırmızı olmuş ve şişmişti. Kollarını bana doladı, hiç düşünmeden bende ellerimi beline sardım ve sırtını sıvazladım. Herşeye rağmen o benim ablamdı, onu böyle görmek beni de üzmüştü hem de çok.
Soru sormadım böyle durumlarda ben yalnız kalmayı tercih ederdim biriyle konuşmak en son tercihim bile değildi sadece oturup düşünürdüm. Yalnız...

Onun bana açılmasını istediğinde içindekileri dökmesini bekledim.
Uzun bir süre omzumda ağladı, sonunda ağlaması durunca benden uzaklaştı yüzünü silip derin nefes aldı.

"Ne zaman anlatmak istersen dinlerim, istersen gidebilirimde."

"Hayır. Gitme anlatacağım artık içimde tutamıyorum, yanımda birinin olasına ihtiyacım var."

"Dinliyorum."

"Doğu... O gün beni rezil etmişti sende beni almıştın. İşte o gün ondan ayrıldım ama suçsuzdum suçu bana atmaya çalışıyor bana sürtük damgası koyuyor bu beni üzüyor haliyle konuşup ona herşeyi anlatmak istiyorum fakat beni dinlemiyor. Hakaret edip benden nefret ettiğini söyleyip telefonu yüzüme kapattı. Ben birşey yapmadım Arel."
Tekrar ağlamaya başladı ellerini yüzüne siper edip sarsılarak ağlıyordu.

"Şşş. Tamam geçecek kendine de ona da biraz zaman ver. Seni dinleyecektir."Diyebilmiştim.

Ben birilerini avutmak için konuşmayı sevmezdim çünkü ne dersem diyeyim beni dinleyemecekti acısını yine içine gömecekti bunu kendimden biliyordum. Ama Azra benden farklıydı yinede yanında olduğumu hissettirmek istemiştim.

KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin