Gözlerimi acıtan güneş ışığıyla pikeyi tamamen üzerime çektim yoksa gözlerim eriyecekti. Sabah sabah alarm çalmaz sevinirim bu sefer güneş uyandırır uyumak bir nasip olmuyordu bana hayatta en sevdiğim varlıktı uyku onu da elimden almasalardı keşke...
Bugün cumartesiydi ve erken kalkmaya niyetim yoktu, tam uyku beni içine çekiyordu ki telefonumun çalmasıyla geri uyandım. Arayan Buket'ti. Acaba bu saatte hangi gereksiz konu yüzünden beni arıyordu, biraz bekledim kapatmaya niyeti yok gibiydi mecbur açtım."Hı"
"Günaydın kanka!" Telefonu kulağımdan uzaklaştırmıştım zira kulak zarım patlayacaktı.
"Günaymadı Buket gözünü seveyim kapat uyuyacağım."
"Ne uyuması kızım, saat 3:00 akşam oluyor."
"Komik."
Dedim fakat saate bakmaktan kendimi alamadım, yalan söylemişti kalkayım diye saat daha 11:30'u gösteriyordu."Hadi şimdi o koca totonu yataktan kaldırıp yanıma geliyorsun."
"Ne? Nereye geliyorum hiçbir yere gelmiyorum Buket."
"Arel ya! Hani bana yardım edecektin, plan buldum gel halledelim şu işi"
"Buket bugünü mü buldun?"
"Hadi hadi hadi! Lütfen." dedi eeeleri uzatarak.
"Bunda benim kazancım ne olacak?"
"Kazanç mı? Hain kankalar birbirine karşılıksız yardım eder."
"Ben normal bir kanka değilim. Bana kazancımı söyle yoksa uykuma döneceğim."
"Tamam tamam, istediğin kadar abur cubur alacağım sana hemde en sevdiklerinden."
"Kabul!" dedim hemen buna asla hayır diyemezdim. Sınırsız abur cubura kim hayır derdi ki? Diyen salaktı ya da ağzının tadını bilmiyordu...
"Aferin kızıma. Şimdi hemen kalkıp hazırlanıyorsun ve bana geliyorsun kız günü yapacağız."
"Tamam geliyorum."
"Gelirken markete de uğra bişeyler al."
"Ooo ne anladım bu işten kazanç gitti."
"Al be ne olacak az birşey alırsın."
"Tamam be çemkirme."
Telefonu yüzüme kapattı. Yataktan kalktım önce perdeyi açtım güneş tam yüzüme vuruyordu ellerimi yüzüme siper ettim ayaklarımı sürüyerek lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım dişlerimide fırçaladıktan sonra aşağı indim. Annemler çoktan kahvaltı yapmıştı bile, haftasonları beni kaldırmalarını ben istemiyordum bunu biliyorlardı bu yüzden de uyandırmayıp bensiz kahvaltı yapıyorlardı. Tabii beraber ettiğimiz de oluyordu ama bugün epey geç kalkmıştım, mutfağa gidip kendime mısır gevreği hazırladım bardağada portakal suyu doldurup yemeye koyuldum. Yemeğim bitince bulaşıkları temizleyip oturma odasına girdim, annem babam televizyon izliyorlardı. Yanlarına gidip ikisinin de yanaklarına öpücük kondurdum,
"Günaydın uykucu." dedi annem.
"Günaydın anne."
"Uykunu alabildin mi?"bunu babam sormuştu.
"Imm sanırım aldım." dedim düşünür edasıyla.
"O kadar uyudun bırakta al kızım." dedi bana gülerek, içim rahat etmişti bir an babamın bana gülmesini seviyordum. Sanırım onu herşeyden çok seviyordum, tek dayanağım ve tek koşulsuz sevgiyi annem ve babam veriyormuş gibi hissediyordum. Babam farklıydı, ona hayrandım ben küçüklüğümden beri tek kahramanımdı hepte öyle kalacaktı.
Biraz sohbet ettik bana okulla ilgili sorular sordular fasa fiso işler hemen sonra, "Anne ben Buket'lere gidiyorum." Dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK
Ficção AdolescenteGözlerim kapalı ellerimi iki yanıma açmış duruyorum. Bir adım dur, iki adım dur, üç adım, ve yine dur... Saçlarım rüzgarın sertçe esmesiyle herbir yana pervasızca savrulurken sadece gözlerimi kapatıp dinledim, dinledim ve dinledim. Huzuru tenime işl...