•Çarşamba•
"Stiles'tan uzak dur!"dedi elini yumruk yapıp dolaba vurarak.
"Hey,seni ilgilendirmez."dedim kendimden emin.
"Biz sevgiliyiz.Dün çıkma teklifi etti.Bu da demek oluyor ki en çokta beni ilgilendiriyor."
"Umrumda değil."
"Senden uzak durmak istediğini söyledi.Senden hoşlanmıyor."dedi gülerek.
Daha fazla dayanamadım ve gülümseyerek "Mutluluklar o zaman."dedim.Arkamı dönüp okuldan çıkarken Stiles'ı okulun içine girerken gördüm.Bu hiç iyi olmamıştı çünkü şimdiden ağlamaya başlamıştım.
"Lydia? Ne oldu sana."dedi kolumdan tutarak.
"Mutluluklar,yeniden."dedim ve koşarak merdivenlerden indim.Arkamdan bakmakla yetindi.
"Lydia,iyi misin! Lydia,uyan."dedi Allison.
Çığlıklar içerisinde doğruldum ve etrafa bakınınca tüm yaşadıklarımın bir rüya olduğunu anladım.
Allison yanıma oturup durumu sorunca gördüklerimi ayrıntısıyla anlattım.
"Lydia,sadece bir rüya.Bu kadar etkilenmene gerek yok."dedi saçlarımı okşayıp.
"Bundan sonra Stiles'tan uzak duracağım.Bir anlamı var ki gördüm bu rüyayı."
"Aşkından vaz mı geçeceksin?"
"Onların aşkı daha kuvvetli,güven bana."dedim ve yataktan kalkıp lavaboya,elimi yüzümü yıkamaya,gittim.
-
Okula geldiğimizde Malia'yı bahçede yalnız başına ağlarken gördük."Yapamıyorum,yapamıyorum.."
Allison'a gideceğimi söyledim ve adımlarımı hızlandırarak Malia'nın yanına oturdum.Bana doğru döndü ve gözyaşlarını bir çırpıda sildi.
"Malia? İyi misin?"dedim omzunu tutarak.
"Hayır..Hayır değilim."
"Ne oldu? Bana anlatabilirsin."
"Artık dayanamıyorum..."
Malia'dan her ne kadar hoşlanmasam da şuan için bir desteğe ihtiyacı vardı.
"Tamam Malia,tamam.Geçti."diyerek sarıldım ona.
O sırada Stiles'da jeepiyle birlikte okula geldi ve bizi görünce koşarak yanımıza geldi.
Bir saniye kadar göz göze geldik ve ardından hemen gözlerini Malia'ya çevirdi.
"Malia? Ne oldu sana!"
Stiles'ın,ona olan bakışları çok farklıydı.Tamda onun bana bakmasını istediğim şekilde bakıyordu,cennet gibiydi sanki.Ama bu cennet benim için değil,Malia içindi.Ona tahmin edemeyeceğim kadar çok aşıktı.Evet,aşıktı.
Kendini onarmaya çalışan kalbim git gide parçalanıyor ve yok olmaya devam ediyordu.Kalktım ve okulun içine doğru gitmeye başladım,artık onlardan uzak duracaktım.
Allison,Malia,Stiles,Scott ve ben.Hepimizin dersi aynıydı.Ben 3.sıraya oturmuş çizim yaparken Allison yanımda arkasındaki Scott'la konuşuyordu.O sırada Stiles ve Malia geldi ve Stiles benim tam önüme Malia'da onun yanına oturdu.
Olanları Allison'a anlatmamıştım bu yüzden içim dolup taşmıştı,az kalsın çığlık atacaktım.Ve o an,o an öldüğümü sandım.
Dersteyken Stiles'ın Malia'nın elinden tutup "Seni seviyorum."dediği an.
Neden yapmıştı ki bunu? Benim ona aşık olduğumu bilmiyor muydu? İnanmamış mıydı?
Dayanamadım ve çantamı alıp sınıftan çıktım.Bomboş koridorlarla yüksek sesle ağlıyordum.
Artık Stiles'dan nefret ediyordum ama hala çok aşıktım.Nefretim,aşkımı bir gram bile azaltamamıştı.
Bahçeye çıktım ve Stiles'ın jeepini gördüm.Yanına gittiğimde içinde duran hiç açılmamış kalpli mektup dikkatimi çekti.Ağlamam şiddetlenirken yok olduğumu hissediyordum.Ardından koşarak yanıma Allison geldi.
"Lydia! Hey!"
"Onların aşkı...Kusursuz."dediğimde Allison'ın da gözleri doldu,artık diyecek bir şey bulamıyordu.En yakın arkadaşının gözünün önünde bitmesi,kötüydü tabii.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
till the end|stydia
Short StoryNe onun bana aşık olacağını düşünmüştüm,ne de benim ona aşık olacağımı.O ateş ise,ben su idim.Birbirimizi asla tamamlayamazdık,imkansızdı. Ve anladım ki,imkansız diye bir şey yokmuş.