-FINAL EPISODE-
Ağaçlar,gökyüzü,kuşlar,tüm her yer capcanlı ve taze.Hiçbir hata yok.Gülüyorum ve koşuyorum,yolun sonu yok.Ve o,onu görüyorum.Sabit bir şekilde karşımda beliriyor.Her ne kadar koşsam da ona yetişemiyorum.Ağlıyorum.Ve rüya bitiyor.
Gözlerimi açtım ve karşımda hıçkırıklara boğulmuş Allison'u gördüm.
Uyandığımı görünce hemen yaşlarını sildi ve elimi sımsıkı tuttu.
"Sen..İyisin Lydia."
"Öyleyim."
Zorla gülümsedi ve yanıma eğilip sımsıkı sarıldı.O sırada Scott ağlayan gözlerle kapıyı açtı ve uyandığımı görünce hemen arkasını dönüp koluyla yüzünü sildi.
"Kalkmışsın."dedi yanıma yaklaşıp Allison'ın yanına oturarak.
Kafamı salladım.
"Stiles nerede?"
Scott ve Allison uzun süre birbirlerine bakıp sessizliklerini korudular.
"Hey,neler oluyor burada?"o sırada kapının önüne doktor geldi.
"Scott.Veda edebilirsin."
Scott kendini tutmaya çalışsa da aniden gözünden seller kadar yaş aktı.
Kolumdaki serumu tutup çekerken şaşkın bir şekilde bana baktılar.
"Madem söylemiyorsunuz,gider ben öğrenirim."
Ayağa kalktığım an düşecek gibi oldum.Çok güçsüzdüm ve dikişlerim acıyordu ama gerçekleri öğrenme vakti gelmişti.Allison kolumdan tutup gitmemem için yalvardı ama dinlemedim.Scott ise hala ağlıyordu.
Önümden giden doktoru takip edip oda oda dolaştım.
"Stiles? Stiles!"
101..102..103..Ve 104..
Kapıyı açtığım anda karşımda yatan Stiles'ı gördüm.Yanına oturdum ve saçlarını okşadım.
"Stiles..Neler oldu sana?"
Korkuyordum,hiç hareket etmiyor ve ten rengi soluktu.Ağlamaya ve adını sayıklamaya başladım.Nabzına baktığımda ise..Kalbi,atmıyordu.
Bağırmamdan dolayı odaya Allison Scott ve birçok doktor geldi.
"O..O yaşamıyor,bir şeyler yapmanız lazım,kalp masajı.Lütfen,onsuz yaşayamam! Lütfen!"
Kimse bir şey yapmayınca başımı göğsüne yasladım ve hıçkırarak ağlamaya devam ettim.
"Stiles.Seni kurtarmam gerekiyor.Gitmeme izin verme demiştin.Veremem.Ne yapmam gerekiyor? Ne?"
Kendi kendime konuşurken arkamdaki doktordan ses geldi.
"Artık çok geç Bayan Martin.Yaşamanızın tek sebebi o,ölmesinin sebebi ise sizsiniz."
"Ne? Ne.."
Allison dayanamadı ve yanıma geldi.
"Lydia.Şuan Stiles'ın kalbini taşıyorsun."
Ellerimi kalbime götürdüm.Onun kalbi,artık benim kalbimdi.Çok tuhaftı,en değer verdiğim insanın kalbini taşımak şuan benim için dünyanın en kötü hissiydi.Onu kaybetmiştim.Benim yüzümden ölmüştü.
Hepsi benim suçum.
Keşke ondan uzak kalmayı başarabilseydim.
Keşke o mektubu okumasaydım.
Keşke onu yalnız bırakmasaydım.
Gitmeme izin vermedi,sözünü tuttu.
Ya ben? Ben ne yaptım.Sözümü tutamadım.
Şuan burada olsaydı çok üzülürdü.
Bu sözü bana o tutturmuştu.
Dinlemedim.
Yada yapamadım.
Stiles Stilinski.
İlk ve son aşkım.
Belki her gün sesini duyamayıp,ellerinden tutamayacağım.Saçlarınla oynayamayacak,sarılamayacağım.Ama biliyorum ki hala yanımdasın.Bencillik yapmayacağım.Bu bana yetecektir.
Kalbimdesin.
seni her şeyden çok seven Lydia'n.
-
Bonus:S-Gitmeme izin verme Lydia.
L-Vermeyeceğim.
S-Sözünü tutamadın.
L-Stiles! Gitme,yalvarırım!
Gittin,bittim.
-
Ve anladım ki,gerçekten imkansız diye bir şey varmış.~stydia~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
till the end|stydia
Short StoryNe onun bana aşık olacağını düşünmüştüm,ne de benim ona aşık olacağımı.O ateş ise,ben su idim.Birbirimizi asla tamamlayamazdık,imkansızdı. Ve anladım ki,imkansız diye bir şey yokmuş.