0.4

231 26 4
                                    

Hemen yerde kanlar içinde yatan oda arkadaşımın yanına koşup yanına eğildim ve karnında olan yarayı havlularla bastırmaya çalışarak onu zar zor kaldırıp yatağa yatırdım.

Hemen ambulansı aramak için telefonu elime aldım, titreyen ellerle numarayı bulmaya çalışırken oda arkadaşım elimden telefonu hızlıca itti

''Kimseyi arama, banyodan ilk yardım çantasını al ve hemen buraya gel''

Dediği şey beni daha fazla endişelendirmişti sonuçta her akşam böyle bir şeyle karşılaşmıyorum, durakladığımda bana yükselen sesle birlikte sıçrayıp hemen banyoya ilk yardım çantasını aramak için koştum.

Hala çok fazla titriyordum ve transtan çıkamamıştım.

Çantayı alıp hemen oda arkadaşımın yanına koştum

''Ş-şimdi ne-e yapmam gerekiyor-r?''

Hala sesim titriyor ve ne yapmam gerektiği hakkında en ufak bir bilgim bile yoktu.

''Tişörtümü çıkarmama yardım et''

Hemen dizlerimin üstünden kalkıp yanına yaklaştım ve tişortünü çıkarttık. Gerçekten yarası çok kötüydü bıçaklanmıştı sanırım

''Şimdi dikmen gerek''

Neeee olamaz asla bir insanı dikemem

''H-hayır y-yapamam, seni dikemem''

''ÖLMEMİ Mİ İSTİYORSUN SENİ LANET ŞEY HEMEN DİK ŞUNU''

Aniden yükselttği sesle ürktüm ve hemen çantayı elime alıp dikmek için gerekli olan şeyleri içinden çıkardım.

Oda arkadaşımın talimatlarıyla herşeyi hazırladım ve bunun gibi birsürü yara izi olan vücüduna yaklaşıp aşırı bir şekilde titreyerek onun beni yönlendirdiği gibi dikmeye başladım

15 dakika sonra herşey bitmişti yarasını dikip bandajını yapmıştım.

''Yüzündeki yaralarada ilaç sürmemiz gerek''

Diyerek daha önceden çantadan çıkardığım ve yerde olan merhemi alıp yüzüne yaklaştım.

''Gerek yok''

Dedi ve elimi hızla itti.

''En azından bana ismini söyleyemez misin?''

Ürkekçe sorduğum sorunun cevabını bekliyordum

''Yoongi''

Umursamaz bir şekilde bana ismini söylediğinde bende benimkisinide söylemem gerektiğini düşündüm

''Benim ismim Lia Kim''

''Evet, evet biliyorum sus ve git uyu çok konuşuyorsun''

Gerçekten haklıydı hasta halinle onu zorlamıştım, sessiz bir şekilde yatağıma geçtim ve uyumasını bekliyordum kalkıp ateşi var mı diye bakmak için.

Evet biliyorum bana çok kötü davrandı geldiğimden beri ama onu böyle bırakamazdım gerçekten bağzen çok saf ve iyi niyetli oluyorum, bu huylarımdan nefret ediyorum.

Yatakta 1 saat kadar saçma sapan şeyler düşünerek dönenip durdum, saate bakmak için kafamı kaldırdım ve artık sabah olduğunu fark ettim saat 4'tü.

Yataktan kalktım ve Yoongiyin yanına gittim, elimi alnına koydum ateşine bakmak için fakat ellerim fazla sıcak olduğu için tam olarak anlayamadım, ve yavaşça dudaklarımı alnına yaklaştırıp deydirdiğimde gözlerinin açıldığını hissetim.

Panikleyip hemen geri çekildim

''Ö-özür dilerim, sadece ateşine bakmak istedim''

''Bana bak küçük sürtük, bana acımana veya beni düşünüp umursamana ihtiyacım yok hemen git yat zıbar ve beni rahatsız etme'''

Bu hakaretlerden sonra ağzımı bile açamadan gidip yattım. Fazla kafama takmak gibi bir huyum yok zaten, böyle insanlara alışığım.

******************************************************

Lanet olası Yoongi yüzünden ikimizde okula geç kaldık. Kapıda geç kalan öğrencileri bekleyen bir öğretmen duruyordu, sürekli uzun tahta bir cetvelle geç kalanların kollarını mos mor yapıyordu.

İlk kez geç kalıyorum ve beni ne beklediğini bilmeden yavaşça korkuyla öğretmene yaklaşmak beni deli ediyor.

Tabiki Yoongi ceza almiycaktı babası bizim okulun 1 numaralı bağışçısı.

''Geç kalma sebebiniz nedir öğrene bilir miyim?''

''Üzgünüm öğretmenim bir daha tekrarlanmıyacak''

Diyerek önünde saygıdeğer bir şekilde eğildim. Cezadan kurtulmayacağımı bilsemde elimden özür dilemekten başka bir şey gelmiyordu.

Ben daha kafamı bile kaldırmadan Yoongiyin hiçbirşey demeden okulun kapısından girmek için yürümeye başladığını gördüm.

Öğretmende bunu farkettiğinde arkasından bağırdı

''Yoongi eğer gidersen arkadaşın senin cezanıda çekmek zorunda kalıcak''

Ne bu saçmalıkta nedir, eminim sadece dönmesi için onu korkutuyordur.

Yoongi bir anlık durakladı hafif bir şekilde arkasını dönerek dediği sözler nutkumun tutulmasına sebep oldu

''Lütfen elenizi korkak alıştırmayın öğretmenim''

Bu sözlerden sonra öğretmen hızlıca ellerimi tutup kendine doğru çekti ve gözleriyle gömleyimin kollarını kaldırmamı işaret etti.

Duygusuz bir şekilde gömleyimin kollarını sıyırdım ve kollarımı öğretmene doğru uzattım.

Gerçekten çok canım yanıyordu ama aklıma Yoongi'nin lafları geldikçe zihinsel acım fiziksel acımı bastırıyordu.

''Kollarını kapaya bilirsin artık, şimdi eteğini biraz yukarı kaldırman gerek''

Bütün dikkatimi öğretmene verip şaşkın gözlerle bakmaya başladım

''Yoongi'nin cezasınıda çekmek zorundasın, hadi çabuk ol seninle uğraşıcak zamanım yok''

Tabii bide onun cezasını çekmek zorundaydım, dün akşam o pisliğin hayatını ben kurtarmamışım gibi davranması geçekten çok zalimceydi.

Tam arkamı dönüp eteğimi biraz kaldıracaktım kolumdan birinin beni tuttuğunu hissetim beni hızlıca arkasına doğru çekti, kafamı kaldırdığımda Taehyungu gördüm karşımda. Sinirden köpürmüştü resmen.

''Siz ne yaptığınızı zannediyorsunuz öğretmenim, ne hakla Yoongi'nin cezasını Lia Kim'e yüklersiniz''

Ahh tam bir kahraman gibi konuşuyor

''Sizinle uğraşamam, bu seferlik benden geçsin ama diğer sefere böyle kolay kurtulamazsın elimden hadi şimdi kaybolun ikinizde''

Sert konuşmasından sonra öğretmen okula girdi. Ve Taehyung'un içinden resmen çok başka bir şey çıktı. Beni kolları arasına aldı ve bağırmaya başladı.

''NASIL BUKADAR SALAK OLURSUN??? ONUN CEZASINI ÇEKMEKTE NEYİN NESİ.... ŞU KOLLARINA BAK NE HALDE''

''Zorundaydım Tae, lütfen üstüme gelme''

Deyip kolları arasından kurtuldum ve okula girdim.

Dersim olduğu odaya doğru yol aldım ve kollarım gerçekten çok acıyor nasıl dayanıcam hiç bilmiyorum. Bunları düşünürken temizlik malzemelerin durduğu küçük odayın kapısı açıldı ve beni hızlıca biri içeri çekti.

Kafamı kaldırdığımda Yoongi olduğunu farkettim......
Uzun yazmaya çalıştım ama pek olmadı. Biraz sıkıcı bir bölüm oldu özür dilerim 5 bölümün daha iyi olması için uğraşıcam. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın arkadaşlar. Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.

Till You're Loved Where stories live. Discover now