🍂 9 🍂

1.6K 190 59
                                    

Saatler, gecenin ikisini bilmem kaç geçtiğini gösterirken teknolojiyle-barışık-Gobljn, birden odasında, salonda ya da mutfakta belirmek yerine kapının şifresini girdi ve gururla şişirdiği göğsüyle kapıyı araladı.

Işıklar kapalıydı.

Rahat bir nefes verdi.

Çıt çıkmayan evde duyduğu stabil nefes sesi, Azrail'in işten döndüğünün ve uyuyor olabileceğinin habercisiydi.

Yavaşça nefes aldı.

Bu raddeden sonra olabildiğince sessiz olacaktı çünkü hala daha diğerine yanlışlıkla gönderdiği resmin izahını yapabilmiş değildi -ki bu geciken izahı önce kendine yapması gerekiyordu-.

Parmak uçlarında yükseldi ve demin baktığı ayaklarından bakışlarını kaldırdığı gibi, pencereden yansıyan ay ışığıyla karşısındaki simsiyah gözleri seçmesi bir oldu.

Elini, çığlığını boğmak için ağzına kapattı ve hemen çekerek "SAYKO MUSUN LAN SEN?!" diye böğürdü.

Sanırım kalbi falan olsaydı, kalbine indi diyebilirdik ama Jongin'in, kendini bu konuda şanslı saydığı nadir anlardan birindeydik.

"Yok, Azrail ben." Kyungsoo cep telefonunun ışığını yüzüne tutarak mümkünmüş gibi daha da korkunçlaştığında, Jongin bir şeyden emin oldu.

Evet.

BU ŞEYTANI KESİNLİKLE YANLIŞ ATAMIŞLARDI!

"Orak falan da alsaydın?" Esmer adam surat asarak gözlerini kıstığında, KS onun aksine hakaret yemiş gibi gözlerini araladı ve "Caniliğin böylesi!" Dedi. "Bir Azrail'in eline orak veren ilkelliğe devam mı Goblin? NEREDE SENİN UZAY ÇAĞI MODUN!"

"Hı, hı..." Jongin yalancıktan esnedi. "Saat epey geç, benim de gözümden uyku dökülüyor. Neyse sana iyi akşamlar."

"Nereye böyle telefonunun şarjı yüzde birmiş gibi!" Tek hareketle salonun ışıklarını açan Azrail, kollarını göğsünde kavuşturdu ve konu değiştirme usulüyle "Vayy! Harika lafmış. Kimden öğrendin?" Diye soran esmere bir an için kanıverip "Ocakta yemeğin mi vardan tükettim!" Dedi. "Harikayım yahu, teknolojiyi dile bile aşılıyoru- bir dakika. Az daha yiyordum."

"Evet." Goblin göz devirdi. "Kendini övmeye bayılıyorsun."

"Neyse ne. Mesajlarıma neden cevap vermedin?" KS tek kaşını kaldırıp sorgularcasına baktı ve Jongin, çene hattının bile sızladığını fark ederek öksürdü.

"Mesajlarıma bakmamışım, nasıl yoğundum nasıl yoğundum anlatamam!"

"Farklı aralıklarla gönderdiğim tüm mesajlar okudu." KS, tek kaşını kaldırışını sürdürürken doğrudan Jongin'e baktı ve esmer erkek yanaklarını havayla doldurup alay eder gibi bir poff  sesi bıraktı. "Sen bunu nereden bilebilirsin ki?"

"Çünkü mesajı açıp açmadığını anlıyorum." Azrail'in yüzünde, evet-biliyorum-kahrolası-bir-dehayım gülümsemesi belirdiğinde, iğne yiyen şişkin balona dönen Jongin "NE?!" diye cırladı. "Kuru sıkıyorsun!"

"Ha! Hiç de bile! Ne cahil herifsin sen yahu. Mesajlarının okunup okunmadığını bile anlayamıyorsun..."

Evet, tahmin edildiği üzere, Kyungsoo ona 'seni kınıyorum' bakışı atmaktaydı fakat teknoloji üstünlüğü çok sürmeden bir darbe aldı ve Jongin "Hah!" Dedi. "Bana cahil diyene bak... Uygulama satın alırken, ödemeyi yapmak için şarj girişine bozuk para sokmaya çalışan sen değil miydin?"

Gözleri tabak boyutuna geçen KS, "BUNU BİRİNDEN DUYARSAM VAR YA!" Diyerek gözlerini kıstı ve sertçe uyardı.

Maalesef ki normalde buna maruz kalan herhangi biri felç geçermiş Ali Rıza Bey gibi kalabilecekken, Jongin gram tırsmışa benzemiyordu. Hatta ve hatta, yandan bir sırıtış sunmuş ve "Hadi ya..." demişti. "Neler olurmuş?"

Round&RoundHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin