Şehrin alevleri nasıl birden yükseldiyse aynı hızla da söndürülmüştü.
Önceden fark edilip müdahale edilmeside yangının fazla büyümeden söndürülmesini sağlamıştı.Joseph ve Jordan söndürme ekiplerinin ve ilk yardım ekiplerinin arasından geçip yok olmuş şehri inceliyordu.
İlk yardım ekipleri evlerinden çıkamamış bir kaç kişi ve bir kaç askerin cesetlerini toplarken Henry'de atıyla koştur koştur yanlarına geldi.
Başını iki yana sallayıp "Yok. Tarlalara çıkmamış." dedi.
Joseph içinde bir korku ile "Saraya mı döndü acaba?" dedi babasına.
Henry atından inip "Saraya dönse haberini alırdık." dedi.
O sırada ileride birden sesler yükseldi. Hepsi kafasını çevirip meydana baktığında yangın söndürme ekipleri bir kaç tane enkazı kaldırıyordu. Bir yandan hekimlerde koşarak oraya ilerliyordu.
Jordan kaşlarını çatıp "Ne oluyor orada?" dediğinde Henry "Bende anlamadım." dedi.
O sırada kaldırılan enkazın olduğu yere eğilen hekim birden doğrulup "Yaşıyor!? Hemen sedyeyi getirin!?" diye bağırdı.
Bununla birlikte Henry, Joseph ve Jordan'da olay yerine ilerledi.
Olay yerine gelen sedye ile hekim ve diğer ekiplerin yardımı ile hayatta kalan kişi sedyeye yerleştirildi.
Yüzü tamamiyle simsiyahtı. Üstü başıda kül ve toz içerisindeydi. Saçlarının bir kısmı yoktu. Yanmış olmalıydı.
Hekim sedye üzerinde oksijen maskesini takarken yanındakilere "Kısa aralıklarla soğuk kompresler yapın vücuduna!" dedi.
Sonra ise hekim aracına ilerlediler.
Ülkelerde sadece kralliyette kullanılan zırhlı arabalar olsa da Yuva kralliyet araçlarının bir kaç tanesini hekim aracı olarak kullanmaya başlamıştı. Böylelikle hastalar gidecekleri yere daha hızlı ulaşabiliyordu.
Bunları kendi paylarına düşen araçlardan yaptıkları içinde teknoloji yasaklarını çiğnemiş olmuyorlardı.
Hasta hekim aracına ilerletilirken yangını söndüren ekipler "Bir asker olmalı." dediğinde Joseph "Nerden anladın?" dedi.
"Bedeni atın ve bir kaç tahtanın altında kalmış. Atın eğerindeki gümüş eşyalar asker atlarının armalarından."
Hekim ise araca yerleşip "O atın altında kalması askerin hayatını kurtarmış. Patlama daha çok üzerindeki atı etkilemiş." dedi.
Asker ise "Patlama sırasında at ile birlikte sürüklenmiş olmalılar. Meydanın ilerisinde caddeye kadar sürüklenmişler. Caddenin sonunda iki bina arasındaki tahta çit üzerlerinde devrilmiş. Vücudunun yarısı atın diğer yarısı çitin altında kalmış." dedi.
Hepsi araca yerleştiklerinde kapılar kapatıldı.
Jordan askere bakıp "Şu anki durumu nasıl?" dedi.
Hekim "Sürüklenme sebebiyle bacağında ve kolunda kırık var. Diğer bacağında ise sürtünmeden dolayı eti soyulmuş. Yüzünün ve vücudunun bir yanında ikinci derece yanık var. Atın altında kalmayan tarafı yanmış olmalı. Şükredelim omurgasına, boynuna veya göğüs kafesine zarar gelmemiş." dedikten sonra hekim üzgün bir şekilde başını kaldırıp Jordan'a baktı.
"Bu asker bulduklarımız arasında hayatta kalan 3. kişi."
Jordan kaşlarını çatıp "Kaç kişi buldunuz?" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELTA
FantasiYüzyıllardır insanlar ile canavarların bir arada yaşadığı bu topraklar kısa zaman önce bir olayla ikiye ayrılmış, insanlar aşılamaz duvarların arkasına saklanmışlardır. Bu olay ile ilgili bir sürü hikaye vardır ancak en bilineni canavarların insanl...