UMUT

46 8 4
                                    

Gerçekler yavaş yavaş gün yüzüne çıkacak Umut bu gerçeklerin ne kadar içinde olacak?

    Olmayan olaylar baş göstericek ...

Umut ve Dicle 'nin sonu ne olacak ve tabi birde Deniz var...

  Heycanlı bir serüven hepimizi bekliyor...
  
   

    Evin içinde bir o yana bir bu yana deli gibi dönüp duruyordu. Sonra söylenmeye başladı

-Abi yakışıklı olmak benim suçum mu ?  O salağın beni öpeceğini nerden bilebilirdim ki..

Biran için gözleri komedinin üstünde duran hediye paketine ilişti ve eline aldı. Açıp açmamak konusunda karar veremiyordu sonunda dayanamayıp açtı paketi.

  Siyah deri bir erkek bilekliğiydi. Üstünde değişik fügürler vardı ve çok güzel görünüyordu.Bir tane de kağıt vardı içinde açıp okumaya başladı.

   Belki iyi bir başlangıç yapmadık ama  aramızın düzelmesini umuyorum bunu bir teşekkür olarak kabul etmeni diliyorum Umut...

Afallamıştı demek bu hediye onaydı.Farkına varmadan bir küfür savurdu. Onun bugün ki halleri aklına geldi ve tabi birde o kan emici...

O igrenç yaratığın onu ağaca yapıştırdığı an aklına geldi yumruğunu sıkmaya başladı aynı zamanda dişlerinide sıkıyordu yüzü oldukça gerildi .Sıktığı yumruğunu dolaba vurmasıyla dolabın kapağının yere düşmesi bir oldu ...

-Lanet olsun yaa...

Bir yolunu bulup Dicle'ye olanları anlatmalıydı sonuçta o öpücükteki suç onun değildi .

Bir anda düşüncelere daldı bu kızı neden bu kadar takmaya başladı. Onu düşüncelerini neden önemsiyordu ve neden onu inandırmak istiyordu..?

  Umut 19 yaşında olmasına rağmen şimdiye kadar hiçbir kız ile çıkmamıştı.Hatta öyle ki doğru düzgün konuştuğu kız sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi.

Ela ve Açelya nerdeyse tek kız arkadaşlarıydı.Bu yüzden okuldakiler onu burnu havada biri olarak görüyordu. Bu düşünceler umrunda bile değildi çünkü Umut kalbinin ritmini değiştirecek yanında heycanlanabilecek birini arıyordu ve bu durum kızları kendisinden  uzaklaştırmak için en önemli nedendi.

Umut anlık değil sonsuza kadar yanında olabilecek birini arıyordu. O diğer yaşıtları gibi değildi. Kızlarla eğlenmek son isteğiydi.  içine kapanıktı . Dış dünya onu heycanlandırmıyordu.Mutlu da etmiyordu.

*Oğlum çölde seninle yanacak ve yağmurda seninle ıslanacak birini sev kalbini sadece bir kişiye emanet et.*..Annesi hep böyle derdi ona.

  Yine aklına geldi ailesi ve yine nefes almakta zorlanmaya başladı. Eli boynundaki kolyeye gitti  aile yadigarına... Çok özlemişti onları.

Tamamen nefes almayı bıraktı her yanını nefret kaplamaya başladı...

O olay üzerinden yaklaşık beş yıl geçmişti ama hala dün gibi acıları...

Daha fazla dayanamayacağını anlayınca hemen kapıya yöneldi kapıyı açtığı gibi ormanlık alana doğru son sürat koşmaya başladı koştu... koştu... koştu ...

  Bir anda dönüşüm geçirmeye başladı. Dönüşüm geçirmesi duygularla olurdu. Baskın duygular...

Bu duyguların başında ise nefret vardı.

Yüzü öne doğru çıktı. Bal rengi gözler sarı olmaya başladı ve sonra vücudu büyüdü. Vücudunun her zerresini simsiyah tüyler sarmaya başladı  hemen acı bir şekilde uludu...
Ulurken de koşmaya devam etti durmadan koşmaya devam etti...

Yönetmen BEN Başrolümde SEN..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin