Ben Ateşten Korkarım

101 37 2
                                    

Aynanın karşısında sarı peruğumu düzeltirken patates yine söyleniyordu

“bence ismimi değiştirmeliyim. Patates olmak istemiyorum.”
“ben ismini seviyorum. Çok sevimli.”
“ hadi ama kim bı patatesle evlenmek ister kı? Düğünümü bir düşünsene! Siz Gölge bu Patates'i karınız olarak kabul ediyor musunuz? Sen bir patatesi karın olarak kabul eder miydin?”
“demek düğündeki hayali damat bile gölge ha! Hadi ama 10yil geçti başka birisiyle şansını deneyebilirsin”
“hayır tatlım aşk istikrardır.”

Evet ne istikrar ama. Bizi aslan kafesine kilitledi. Bize tavşanımı yedirdi. Peruğuma pire tozu döktü. Ayakkabılarıma İşedi. Patatesi yanan bı halkadan atlamaya zorladı. Ağrı kesici yerine uyku ilacı icirip karavanın tentesine bıraktı. 18. Yaş gününde herkesin içinde suratını pastaya sokup doğum günü hediyelerini ateşe verdi. Ve bunun gibi bir çok saçma sey. Şimdilik aklıma gelenler bunlar.
Ah! Unutmadan asıl en büyük olay yıllardır onunla uğraştığı halde 18. Yaş günü yaptıkları hala taze iken doğum günü hediyesini vermek için onu karavanına çağırdı. O gece asıl hediyeyi alan gölge oldu. Patates'in çocukluktan genç kızlığı geçti doğum günü gecesi ona kadınlığı öğretti.

İlk hafta neredeyse her gün onunla oldu ama hiç birlikte uyumalarına izin vermedi gölge. Patates ise yanında olduğu için mutluydu taki gölge hevesini alana kadar. O gece patates göz yaşları içinde karavanına gelip

" Gördüm tavşan. Neden benden uzaklaştığını sormak için karavanına gitmiştim. İçeriden sesler geliyordu. Pencereden baktığımda Gölge'yi gördüm. Kucağında boncuk vardı ve onlar öpüşüyordu. Ben ona kendimi verdim tavşan. Ben ona kalbimi verdim." Diye hıçkırıklara boğuluyordu. Onun eski haline gelmesi tam 3 ayımı almıştı.

Ben mı? Ben aynıyım. Hala belki Birgün benim için gelecekler diye bir gözüm hep girişte bekliyorum. Belki 10 yıl geçti ama bir yanım hala anne baba kokusunun nasıl olduğunu bilmek istiyor. birde aslan ve ben çok iyi ikili olduk. Sıradan aslan şovu yapmak yerine biraz fazla para için işi tehlikeli bir hale getiriyorduk.

birazda sarmaşık'tan bahsetmek istiyorum. Sanırım yıllar geçtikçe gözüme daha yakışıklı gelmeye başlıyor. Yada sürekli yanında olup destek olması eksik olan yanlarımı tamamlıyor. Hala gölge ile palyaço şovu yapıyorlar ama karavanları ayırdılar. Bunun nedeni tahmin edildiği gibi gölge ve kızlara olan aşırı ilgisi. Ama sarmaşık farklıydı. Bir kaç kere başkalarıyla yada sirkin ziyaretçileriyle flört ederken görmüştüm ama hep bana özel bı ilgisi vardı. Dile getirilmemis olsa bile bunu herkes görebiliyor.

Mısır ben 20 yaşıma girdiğim gece kalp krizi geçirerek ölmüştü. Bende bu yüzden o günden sonra doğum günümü hiç kutlamadım. Ne kadar sert biri olursa olsun içinde yumuşak bir adam vardı. Mısırın yerine geçen ise duman oldu. Onun deyimiyle bir delinin yönetimindeydik artık.

“hey! Benim düğünümde ne giyeceğini hayal ediyorsan ben bunu senin yerine çoktan düşündüm.”

Elini yüzümün önünde şıklatarak beni düşüncelerden ayırdı.
“evlenicek daha iyi bir aday bulmadığın sürece düğününe gelmeyeceğim”
“ evet geleceksin ve şahidim sen olacaksın.”

Birbirimize kıkırdarken kemik içeriye kafasını uzattı

“ tavşan 10 dakika sonra sıra sende acele et’

Gülümseyerek başımı salladım ve ayağa kalktım. Kemik şovun sunucusuydu benden 4 yaş büyüktü siyah saçlı ve kahve gözlüydü. Gayet yakışıklıydı. Onunla beraber çıktım ve aslanın kafesine doğru yürümeye başladım.

***

Gösteriden sonra tavşan kulaklı şapkamı çıkarıp seyirciye selam verdim. Alkışlarla şapkamı aslanın kafasına koyup sahne arkasına yürümeye başladık. Benden sonra ip cambazlığı ve sihir gösterisi vardı. Üzerimi değiştirip uyumak istiyordum. Odama girdiğimde sarmaşık elinde şampanya patates 3 tane kadeh ile beni bekliyorlardı. İçeri girmem ile çığlık atılar.

İSİMSİZLER SİRKİ - Mısır Tarlası - Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin