Bölüm 5

380 17 4
                                    

Halil Sezai- Sonbahar

"İki kelime yetiyor seni seven kalbi kırmaya, sonra roman yazsan ne fayda.."

   Bugünkü okuldaki zamanımı da tamamıyla bitirdim. Eve doğru adımlarım hızlanıyordu. Havanın soğuduğunu hissediyordum çünkü. Hava soğuk ama kalbim yürek yanığı. Kaan'ın ne işi olurdu ki Yeliz'le, onu daha ilk gördüğünden peri öyle güzel bakması biraz tuhaf. Kaan'la Yeliz...

   Telefonumun ekranı titremeye başlayınca gözlerim telefona gitti. Rehberimde kayıtlı olmayan biri arıyordu. Açsam mı, açmasam mı diye düşündüm. Ama sonunda açmaya karar verdim. Cevaplamaya basarak açtım.

"Alo!" dedi tanıdık bir ses. Tabii ki o "Ne var Kaan?" dedim sert bir sesle. Duraksamıştı, düşünüyor olabilirdi. "Yağmur yarın Cumartesi ve eğer işin yoksa buluşabilir miyiz? Ş...Şey eğer izin verirsen kendimi affettireyim." dedi. O, benimle buluşmak istemişti ve benimle konuşurken kekelemişti. Ben... Ben inanamıyorum. 

   "Kaan, bu da ne şimdi?" diye cılız bir ses çıktı ağzımdan. Kaan'dan bu kadarını beklemezdim."Bugünkü olayla ilgili Yağmur. Sen gelecek misin, gelmeyecek misin onu söyle." dedi. Şimdi ne diyecektim, sevdiğim çocuk benimle buluşmak istiyordu. Tam olarak sıçmış vaziyetteydim. "Ye...Yeliz o kim Kaan?" Ben ne diyorum ya! 

   "Merak etme anlatacağım, meraklı." dedi gülerken. Konuşmasını devam ettirdi bu seferde "Gelirsen anlatırım." dediğinde göz kırptığını hisseder gibiydim. "Pekiii!" dedim neşeyle bağırırken. Telefon sessizliğe burundu ne o kapatıyordu ne ben. Böyle otuz saniye boyunca bekledikten sonra "Kapatsana, niye kapatmıyorsun?" diye sordum. Ben onu nasıl sevmişim yaf? "Senin kapatmanı bekledim ama kapatmadın, öyle kızların yüzüne kapatan bir tip değilimdir. Hani benden duymamış ol ama dikkat et yinede önce sen kapatmalısın!" Bana tüyo mu vermişti o? Bu çocuk beni deli etmekten başka bir şey yapmıyordu. 

   "Tamam kapattım o zaman by!" dedim bende ve onun görüşürüz demesini beklemeden yüzüne kapattım. Şimdi de yolda yürürken kıkırdıyordum. Telefonuma bir mesaj gelince açtım. Kaandandı. -Çok gülüyorsun bak dikkat et, buralar öyle tekin yerler değil ;) Yarın sabah 5.00'da kapının önünde ol! Şimdi sen niye bu kadar erken de dersin onuda söyleyeyim. Bir gün boyunca benimle birlikte vakit geçirmek istersin diye düşündüm. Sabahtan akşama kadar :D- yazmıştı mesaja. "Yuh, Kaan ya! nerede de bu çocuk benim gülmemi gördü? Ayrıca ben onu görmek istermişim hadi oradan!" diye sinirle bağırmıştım. Aslında haklıydı, hatta sonuna kadar. Onu o kadar çok seviyorum ki sabahtan akşama kadar onun yanında olmak yetmezdi bana.

   Eve geldiğimde sıcak bir duş aldım. Üstüme siyah pijama takımımı da giydikten sonra evde tüm gün boyunca saçmalamak beni bekliyordu. Mutfağa girip  zor zamanlarım için sakladığım çikolatalarımı buldum. Şuan zor bir zaman değildi belki ama mutluluktan yemeliydim. Sıcak çikolata için dolaptan sütü çıkarttım ve ısıtmak için ocağa koydum. Süt ısınınca siyah kupama döktüm ve kupamı da alıp içeriye televizyonun karşısına geçtim. Televizyonla laptopumu bağladım. İkimizin Yerine filmini açtım ve izlemeye başladım. Filmin yarısına geldiğimde gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. 

   Filmin sonuna kadar gelmiştim. Ağlamaktan gözlerim kıpkırmızı olmuştu. Telefonumun çaldığını duyunca hemen telefonu açtım kim olduğuna bakmadan. "Alo." dedim ağlamaktan titreyen sesimle. Busenin sesi kulaklarımı kapladı "Ne oldu lan, neden ağlıyorsun?" diye sorunca kahkaha atmaya başladım. "Ne gülüyorsun kızım?" Buse neden bu kadar saf olmak zorundaydı? "Neden mi gülüyorum? Film izledim de ondan ağlıyordum. Bir anda sen neden ağlıyorsun diye sorunca içimden gülmek geldi." dedim gülmeye devam ederken. 

UMUTSUZ VAKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin