☆☆ 1. Bölüm ☆☆
Kokusu...
Kokusu beni mutlu ediyordu. Tek istediğim onun da beni sevmesiydi. Ben onu unutmaya çalışırken her şey bizi bir araya getiriyordu. Gerçekten onu unutmak için büyük bir çaba sarf ediyordum. Aynı sınıftaydık , solumda oturuyordu. Yan yana değildik. Ama kokusunu duymamı sağlayacak kadar yakındı. Onu 4 aydır seviyordum. Benimki hoşlantı değildi. Aşktı. Çoğu zaman sadece bir hoşlantı oldugunu düşünüyordum ama öyle değildi. Çünkü aklım ne kadar öyle olduğunu söylese de kalbim onu seviyordu. Kendi kendime artık onu unuttum diyordum. Artık onu düşünmeyeceğim diyordum. İlk başlarda benle o kadar yakındı ki. Herkes onun benden hoşlandığını düşünüyordu. Ben de dahil. Okulda çok popülerdi. Ama ben onu popüler olmadan önce sevmiştim. Zaten ne zaman bir şeye değer versem popüler oluyor , elimden kayıp gidiyordu.
Sürpriz doğum günü partimi o organize etmiş, o hazırlamıştı. Arkadaşlarımdan önce o düşünmüştü, haliyle herkes şaşırmıştı. Bazen düşünüyordum acaba gerçekten benden hiç hoşlandı mı diye , ama sonradan aklıma benim ona karşı hissettiklerimi bildiği geliyordu. O kadar belli ediyordum ki. Ondan hoşlanan ya da ona asılan bir sürü kız vardı. Çoğunu biliyordu. Bilmemezlikten geliyordu. Diğerlerine iyi davranırken beni tersliyordu. Durduk yere yüzüme gülüyordu. Ama kesinlikle o asılan kızlardan değildim. Çünkü sürekli onu tersliyordum. Belki de zamanında ona böyle davrandığım için bana diğerleri gibi iyi davranmıyordu. Zaten sürekli tartışırdık. Tanıştığımız sıralar şakadan yapıyorduk. Çoğu zaman o başlatıyordu. Ama son zamanlarda öyle değildi , birbirimize kırıcı laflar ediyorduk. İnsanlar tartışmalarımızdan bıkmıştı.Ama onla başka bir şekilde iletişime geçemiyordum. Onun yüzünden üç kez ağlamıştım. Öyle her şeye ağlamazdım. Gerçekten bunaldığımda, yalnız hissettiğimde ağlardım. İlki mesajla beni mi seviyorsun diye sorduğunda, ikincisi yanlışlıkla seni seviyorum mesajı gittiğinde bana verdiği cevabında, üçüncüsü ise artık oyundan bıktığım için birazcık da her şeyde senden hoşlanıyorum sinyalleri verdiği için ona itiraf ettiğimde hiçbir cevap vermediği zamandı. Asla ona belli etmezdim üzüldüğümü. Yine bir keresinde tartıştığımızda benle ne derdin var demiştim ona aldığım cevap ise tamam senden uzak dururumdu. Ertesi gün onu seven başka kızı kullanarak canımı yakmaya çalıştı. Üzülmemiştim ama sinirlenmiştim. Benle gerekmediği sürece konuşmadı o günden sonra, zaten ben ona bir şey demezdim, konuları o açardı hep. Ama uzun zamandır onu pek düşünmüyordum.
Gerçek yüzünü görmüştüm çünkü. Çoğu kızın onu sevdiğini ya da ondan hoşlandığını biliyordu. Onlara umut veriyordu, ama hiçbir şey yapmıyordu. Kendini de biliyordu ama her şeyi bilmemezlikten geliyordu. İşte benim iyi zannedip bir yandan da kişiliğine hayran kalıp aşık olduğum çocuk buydu. Bir kızla sevgili gibi takılıyordu. Kız da kendini kullandırttırıyordu ve o kızın yakın arkadaşı yine o çocuğu seviyordu. Tam bir Yeşilçam senaryosu vardı. Ve ben bundan nefret ediyordum!!!!!!
☆☆ 2. Bölüm ☆☆
Servisten indim ve okula girdim. Hayatım bu kısımda her zamanki gibi monotondu. Sınıfa girdiğimde yakın arkadaşlarım Melis ve Yağmur bir şeyler konuşuyorlardı. Yanlarına gittiğimde zil çalışmıştı. Okulda görememiştim onu. Arkadaşlarımın anlattıklarına göre futbol maçında sakatlanmış. Birazcık üzülmüştüm ama artık o kadar da umrumda değildi. Evet başlarda onun da beni sevmesini istiyordum. Ama o isteğim eskisi gibi yoktu. Artık Ekin'i o kadar da sevmiyordum. Sanırım kişiliğini de sevdiğim için gerçek kişiliğinden dolayı beni alakadar etmiyordu. Derse girdiğimizde hoca ile beraber bir çocuk girdi sınıfa. Daha önce bu çocuğu okulda hiç görmediğimden şaşırdım. Hoca, sınıfımıza İstanbul'dan yeni geldiğini, buraya geçiş yaptığını ve artık burada okuyacağını söyledi. Çocuk adının Deniz olduğunu söyledi ve kendini tanıtmaya devam etti. Ah hadi ama tanışma faslından nefret ederdim. Sıkıntıdan kalem ile bir şeyler karalıyordum. Sağ tarafıma oturmuştu. Tek boş yer orası vardı. Tekli sıra olduğu için bu yanıma oturduğu anlamına gelmiyordu. Çocuk fazlasıyla yakışıklıydı. İçimden dışı güzel ama Allah bilir içi ne kadar kötüdür diye söylendim. Çocukla herkes iletişim kurmaya çalışmıştı. Bir tek ben ve Yağmur dışında neredeyse herkes.Hoca beni en arkalardan en öne geçirdiği için inek kız rolünü takınıyordum zaten. Yağmur desen en yakın arkadaşlarımdan biri olmasına rağmen hocalara, yabancılara karşı çok utangaçtı. Oturmuş bir sonraki dersin defterini çıkarmıştım. Geçirmem gereken kısmı Melis'ten almıştım. Melis de aslında oralı olmazdı ama diğerleri gidince o da oraya ayak uydurmak istemişti. Gürültüden kurtulmak için telefonu çıkarıp kulaklığımı taktım ve Birdy- White Winter Hymnal şarkısını dinlemeye başladım. Çocuk büyük bir ihtimalle ilgiden bunalmıştı Yağmur'un önünde oturduğu için Yağmur yanıma gelmişti. Neyse ki ders zili çaldı ve herkes yerine oturdu. Duyduğuma göre Ekin 1 hafta raporluymuş. Dersi dinliyordum. Artık hiçbir şey umrumda değildi. Ders matematikti ve fonksiyon konusunu işliyorduk. İlk defa dersler benim için bu kadar çabuk geçiyordu. Teneffüs zili çalınca Yağmur'un yanına gittim. Deniz denen çocuk arkasına döndü ve siz benle neden tanışmaya gelmediniz diye sordu. Ah hadi ama neden tanıştığım çoğu insan içine hava yerine ego pompalanmış toplar gibiydi? Yağmur bir şey diyemedi ve tıkandı. O an ona haddini bildirmek istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unuturum
Teen FictionSıradan ve sıkıcıydı. Hayatı ona sıradan geliyordu. Her şeye sahipken sadece onun eksikliği onu mahvetmeye yetiyordu. Mutluluğu sadece onun sayesinde bulabileceğini düşünüyordu. Karşılığı olmadığını biliyordu. Onun gerçek yüzünü görünce onu sevmekle...