Hala sohbet devam ediyordu. Bir an önce misafirlerin gitmesini istiyordum. Aslında hepsi iyiydi. Ama Ekin yüzünden kendimi rahatsız hissediyordum. Şu an Ekin'in yerinde Deniz'in olmasını isterdim. En azından sohbet eder , gülerdik. Ekin de okula Deniz'den 4 ay önce gelmişti. Ama şimdiye kadar annelerimizin arkadaş olduğunu öğrenmeliydik. Normal olan da buydu zaten. Berna teyze konuşmadığımızı görünce konu açmaya çalıştı.
-Demek aynı okuldasınız çocuklar.
Ekin hatta aynı sınıfta diye ekledi. Söylemese olmuyordu. Annem ise susuyordu. Beni çok iyi tanıyordu. Bendeki durgunluğun sebebini anlardı. Daha fazla anneme batmamak için biraz hareketlendim. Kendimi bu ortamdan kurtarmalıydım. Ama ne kadar istemesem de bunda Ekin'in yardımına ihtiyacım olacaktı.
-Ekin istersen sana kitaplarımı göstereyim.
Aklıma başka bir şey gelmemişti.
- Yok ben kitap okumayı sevmem.
Bu çocuk tam bir salaktı. Of ne yapacağım ben böyle diye düşünürken Berna teyzenin bir bakışı Ekin'i yerinden kaldırmaya yetmişti. Odama girince direk telefonumu elime alıp müzik dinlemeye başladım.
- E hani kitaplarını gösterecektin.
- Palavraydı o.
- Ne palavrası?
- Ekin otur işte şuraya. Benden misafirperverlik bekleme. Hiç misafirperver değilimdir.
- Derin benle ne derdin var?
- Hiçbir derdim yok.
- Bunu konuşacağız.
- Bir ara konuşuruz.
Kendimden tiksinmiştim. Ekin'in yerinde olsam karşımdaki de ben yerine Ekin olsaydı, oracıkta öldürürdüm onu herhalde.
- Şimdi konuşacağız Derin hemen şimdi!
Sinirlendiğini hissetmiştim. Ama bu durumdan sıyrılmalıydım. Ben içeri geçiyorum diye kapıya yöeldiğimde kolumdan tuttu ve duvara yasladı. Hayır! Hayır! Yine o kokusu!!!!
Hemen kurtulmalıydım bu durumdan ama çok sıkı kavramıştı kollarımdan. Zaten kapıdan birisi girip bu durumu görse hiç hoş olmazdı.
- Ekin ne yapıyorsun?
- Derin ben...
Cümlemesini tamamlamadan beni öpmeye başlamıştı. Onu itmeye çalışıyordum ama başaramıyordum. Kalbim hızla atıyordu, duyacak diye korktum. Onu unuttuğumu anlamasını istiyordum. Eğer kalbimin sesini duyarsa her şey değişirdi. Ama ne fark ederdi ki? Şu an öpüşüyordum ve kalbimin sesini duyacak mı diye endişeleniyordum. Bunun ne kadar gereksiz olduğunu düşünüyordum ki... Annemin sesini duymuştum. Çocuklar diye seslenmişti. Dudaklarını benden ayırdı ve kapıya yöneldi. Bana bakmadı bile... Bu burada yarım kalmazdı. Hesabını verecekti. Şu an o kadar acınası bir durumdaydım ki. Hem benim onu sevdiğimi biliyordu hem de beni sevmeden beni öpüyordu. Resmen beni kullanmıştı. Hayır, kesinlikle bu burda kalmazdı. Kesinlikle!!!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unuturum
Teen FictionSıradan ve sıkıcıydı. Hayatı ona sıradan geliyordu. Her şeye sahipken sadece onun eksikliği onu mahvetmeye yetiyordu. Mutluluğu sadece onun sayesinde bulabileceğini düşünüyordu. Karşılığı olmadığını biliyordu. Onun gerçek yüzünü görünce onu sevmekle...