18. Bölüm - Sil Baştan

164 32 6
                                    

( Ekin ile Derin'i ayırdığım için bana sövenler var. Ben olsam ben de aynı şeyi yapardım. Şu anda kafamda en az 15 bölümlük bir kurgu var. Umarım onu genişletebilirim. Multimedya da giydikleri ile beraber Derin ve Ekin var.)

Bölüm parçası : Cem Adrian & Aylin Aslım - Herkes Gider Mi?

( Sbsv zehirlenmeleri )

Eve gittiğimde annem benim için bir kaç şey hazırlıyordu. En sevmediğim şey hazırlanma ve yolculuk kısmıydı. Onun dışında her şey güzeldi. İngiltere'ye gidiyordum!!! Şu an Ekin'den sorunlu bir şekilde ayrıldığım için depresyona girmem gerekirdi. Ama nedense sadece yol boyunca onu düşünmüştüm. Tam bir salaklık yapmıştım. Onu o kadar çok özleyecektim ki. En azından ayrılmadığımız zaman sesini duyardım. Görüntülü konuşurduk. Şu an ise eminim ki yüzümü görmek , sesimi duymak onun en son isteyeceği şeydi. Bunları düşünürken zil çaldı. Acaba Ekin mi gelmişti?

Koşarak kapıyı açtım. Karşımda Ekin yerine Melis ve Yağmur vardı. Ekin sanıp yanılmıştım. Ekin'in benle konuşması için uzun zaman gerekiyordu. Onu göremeyince yüzüm düşmüş olmalı ki Melis ve Yağmur bizi görmediğine sevinmedin mi diye sitem ettiler.

"Hayır sadece Ekin'in olacağını ummuştum."

" Bizi unuttun zaten. Melis ve Yağmur kim ki zaten? "

Bunu hep ben derdim ve şimdi beni güldürmek için buna başvurmuşlardı. Kıkırdamama engel olamamıştım. Kaşlarımı çatmaya çalışmıştım. Ama başarılı olmadığımı düşünüyordum.

" O espriyi ben yaparım ancak. Geçin içeri. "

Melis burnumu sıkarak

" Kızma ooooyyyy " Deyip sulanmıştı.

Bugün kesinlikle fazla mutluydu. Yağmur ise bizi izlemekle yetiniyordu.

Annem hoşgeldiniz deyip konuşacaklarınız vardır diye yalnız bırakmıştı.

Yağmur söze atılıp İngiltere meselesine Ekin ne dedi diye sordu. İyi de ben daha onlara dememişken nasıl haberleri olurdu. Kesin annem söylemişti.

" Artık istese de bir şey diyemez."

Bu sefer ikisi birden neden diye sormuştu.

Adım gibi bir of çekip bu soruyu yanıtlamıştım.( Burda biraz pislik yaptım, affedin.)

" Ayrıldık."

Melis ve Yağmur inanamamış gibilerdi.

Melis bana sert bakışlar atıyordu.

" Derin şakanın sırası değil. "

" Neden böyle bir konuda şaka yapayım?"

" Şu an ağlaman, debelenmen , yastıkları Ekin düşünüp onları yumruklaman lazımdı. Bu kadar sakin olmanın sebebi nedir? "

" Bilmiyorum. Sanırım hâlâ inanamıyorum gerçek olduğuna."

" O mu terk etti? "

" Hayır ben bir anlık sinirle ayrılalım dedim ve o da kabul edip çıktı gitti."

" Sen sulandırılmış saf süzme salağın tekisin."

Haklıydı.  Ama gerçekten daha fazla böyle olduğumu duymak istemiyordum.

"Melis daha fazla konuşmak. istemiyorum. Lütfen üstüme gelme. "

Böyle dedikten sonra Bartu'yu anlatmıştı. Anlaşılan mutluydu. Onun için seviniyordum. Arada Yağmur ile kıkırdamalarına katılıp onun mutluluğunu paylaşmaya çalışıyorduk. En azından aramızdan biri mutluydu. Yağmur'da ise bir değişiklik vardı. Acaba ne olmuştu? Ben ise Melis anlattıkça aklıma Ekin geliyordu. Ekin ile mutluydum. Sadece şu son sıralarda sıkıcıydı hayatım ve ben mutsuz hissetiğimi sanıyordum. Ama asıl mutsuz hissetmem onun yokluğu ile başlamıştı. Daha kaç saat olmuştu ki?

UnuturumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin