( Teoman ile kafayı bozmuş durumdayım. Hikayeyi yazarken çok ilham veriyor, şarkıları tavsiye ederim. Şarkılar eski ama ben eski şarkıları da severim.)
( Bölüm parçası Teoman - Bana öyle bakma)
Derin'den
Öpmeyi bırakıp kulağıma fısıldamıştı.
"Seni seviyorum "
Bir anda söylemişti ve şaşırmıştım. Ne diyeceğimi bilmiyordum ama nerden çıkmıştı bu?
Hemen uzaklaştım. Dedikleri ile yaptıkları hiçbir zaman birbirine uymuyordu.
"Oyun mu oynuyorsun? "
"Derin neden böyle yapıyorsun?"
"Neden mi böyle yapıyorum?"
" Evet sürekli aramıza duvar örüyorsun.Ne zaman sana yaklaşmak istesem o ördüğün duvarlarla yaklaşmama izin vermiyorsun."
"O duvarları örmemin sebebini hiç düşündün mü? Sana seni seviyorum mesajı atıyorum. Sadece üzgünüm ben aynı şeyleri hissetmiyorum diyorsun ama bana farklı davranıyorsun. Öpüyorsun sonra da ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsun. Yine aynı gün bana hakaret ediyorsun. Onca yaptığına rağmen seni sevdiğim için yanına geliyorum. Bana sürtükmüşüm gibi onca şey diyorsun. Ve bil bakalım ben napıyorum? Her şeye rağmen yanına tekrardan geliyorum. Öpüyorsun ve seni seviyorum diyorsun. Şimdi neden böyle yaptığımı anladın mı?"
" Bana hiç seni seviyorum mesajı atmadın. Seni öpüyorum çünkü seni o Deniz'den kıskanıyorum. Ertesi gün sana öyle davranıyorum çünkü seni öptükten sonra Deniz'i öptüğünü öğreniyorum. Seni aramaya çıktığımda yine Deniz'i öptüğünü görüyorum. Sana böyle davranmamın işte tek nedeni bu."
Bu sefer ben bir adım atmalıydım. Konuştukları o kadar inandırıcıydı ki. Tamam belki Deniz'i iki kere öpmemiştim belki seni seviyorum mesajı atmıştım. Ama şu an bunları önemsemeyecektim.Sonradan konuşacaktık her şeyi.
Ona doğru eğilip dudaklarını öpmeye başladım. İlk öpücüğüm onun tarafından olmuştu. Nasıl öptüğümü umursamayarak onu öpmeye başladım. Karşılık veriyordu. İkimiz de nefes almak için dudaklarımızı araladığımızda kolunu bana sardı ve yanına çekti. Yaralı olmasına rağmen hâlâ güçlüydü. Sarılarak yatıyorduk. Huzur vericiydi. Hiç hareket etmeden böyle durabilirdim.
(...)
Aniden kapı aralanmıştı. Kalkamadan Berna teyze içeri girmişti. Kalkmaya çalışmıştım ama Ekin uyuduğu için biraz geç kalmıştım. Olamazdı, bu olmamalıydı. Ben kıpırdandığım için Ekin de uyandı. Lanet olsun ki yakalanmıştım. Berna teyzeye mahcuptum. Umarım sorun olmazdı. Hazır olmuş asker gibi bekliyordum. Ama gülüp, böldüm sanırım ben çıkıyorum dedi.
Ekin'e ne oluyor gibisinden baktım. Yanını işaret edip annem biliyor dedi. Şaşıp kalmıştım , beni annesine söylemişti. Bu ondan nefret etmeye başladığım Ekin miydi?
" Berna teyzeye söylemen..."
Bir şey diyemeden susturmuştu.
" Şşş o kısmı kurcalama küçük kız. Akıllı ve uslu oyna. O benim ile annem arasında."
Aklıma birden İpek gelmişti.
" Ya İpek ne olacak?"
" Ne olması lazım ki?"
" Ee yani sevgili gibisiniz. Eğer sevgiliyseniz de böyle bir şey hiç hoş değil. Şansını zorlamış olursun ve burada geçen her şey unutulur. "
" O kadar netsin yani."
" O kadar. "
" Şöyle açıklayayım; İpek ile hiç sevgili olmadık. Hiç bir zaman da olmayı düşünmedim. Bana yaklaştığı zaman arkadaş olacağımızı düşündüm ama o farklı düşündü. Olay bu yani şansımı zorlamıyorum ve burda olanların hiçbiri unutulmayacak. Ve sert kızı oynama. Ne kadar sert olsan da yüzünden masumluk akıyor. Hiç inandırıcı değilsin.
" Peki şu sen beni öptükten sonra Deniz'i öptüğümü nerden çıkardın?
" İpek söyledi."
" Ve sen buna inandın yani. Bana inanmayı tercih etmek yerine İpek'e inandın."
" Ne yapabilirdim Derin? Deniz ile o kadar yakındınız ki... Ertesi gün de gözümle gördüm. "
"O İpek'e soracağım ben zaten. Ayrıca da dediğim gibi o öpüşme hataydı. Yani gözünle gördüğü . Ayrıca şu mesaj..."
"Derin çok konuşuyorsun. Sorgulamak yerine bana sarılıp anın tadını çıkarsan."
Göz kırpmıştı. Neden bu kadar egoist olmak zorundaydı?
"Tamam. Bu son."
" Bana hiç öyle bir mesaj gelmedi."
"İstersen gösterebilirim."
" Belki mesajın gitmemiştir. "
"Ekin azıcık mantıklı ol. Mesaj gitmediyse nasıl üzgünüm diye bir cevap geliyor?"
" Hiçbir şeyi de kaçırmıyorsun."
Gözlerini devirerek bakmıştı.
Mesajı göstermek için ayağa kalkmıştım.
Gördüğünde sinirlenmişti. Karşı taraftan gelen mesajlar dediğime göre daha ağırdı.
"Bu cevabı vereni elime geçirdiğim anda onu öldüreceğim. Korksun benden. "
Kahkahama engel olamamıştım
" Bu halde mi?"
" Biliyorsun bu halde kalmayacağım"
Gözlerini bana yöneltip ters ters bakmaya başladı.
" Tamam, tamam. Halledersin sen."
Ona sıkı sıkı sarılmıştım. Bu anın bozulmasını istemiyordum. Dediği gibi anın tadını çıkarmalıydım.
Ekin ile biz böyleydik. Ne kadar birbirimize kızsak da birbirimizi kırsak da hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza kaldığımız yerden devam edebiliyorduk. Gerçi daha çok ben affediyordum ama şimdilik sorun olmadığına göre benim için de sorun yoktu. Şimdilik...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unuturum
أدب المراهقينSıradan ve sıkıcıydı. Hayatı ona sıradan geliyordu. Her şeye sahipken sadece onun eksikliği onu mahvetmeye yetiyordu. Mutluluğu sadece onun sayesinde bulabileceğini düşünüyordu. Karşılığı olmadığını biliyordu. Onun gerçek yüzünü görünce onu sevmekle...