Önceki bölümde: Oraya gittiğimde herkes evinin penceresinden korku içinde sokağa bakıyordu. Ardından bir silah sesi duydum. Arkami döndüğümde........
Som.... işte o ponyi birkaç saniyelik bir şekilde gördüm. Gerisini hatırlamıyorum. Beyaz modern ışıklar, ponylerin toynak sesleri ve aglamalar... Gözlerim acıyordu, çok az gözlerimi açabildim. Karşımda bir doktor ve ingilizce konuşan bir dişi. Dişi gri yele gri vücut ve saçında açık mavi percemli genç bir dişiydi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Nedense eşek gibi anirmaya başladım. Doktor yanıma geldi ve bacaklarima takılı zimbirtilari kurcaladi ve gözlerime bakmaya başladı. Dürttü ve telefona yapıştı. Konuşmalarına bakılırsa o pislik (Celestia) ile konuşuyordu. Peki, peki peki.... Sürekli peki dedi ve tamam diyip telefonu kapatıp. Bana yaklaştı yaralarima tuz dokmeye başladı. Her döküşünde anırıyordum. Sonra onu arayıp görev tamamdır dedi. Baştan anlamam gerekiyordu. Gözlerimi zor da olsa açıp ona öldürecegim bakışı attım. Korkuyla bana baktı ve odadan çıktı.
Umarım beğenmişsinizdir. Neredeyse hiç vote yok bu yüzden 2 vote getirdim artık. Neyse... Hoşçakal ın!
